•}[08]{•

221 41 8
                                    


10032019 ~ 2152

~~~

Wonwoo yaşlı bayanın yanından ayrılalı, bekçinin tepesinde yarım saat kliniğin yerini hatırlamasını bekleyeli, adresi aldıktan sonra çiçek kokulu çocuğun mezarında ona küçük arkadaşının yanına gideceğini söyleyeli, tamı tamına bir saat geçmişti.

Güneş çoktan batmış, Ay artık daha belirli hale gelmişti.

Wonwoo elindeki masal kitabıyla kliniğin girişinde bir ileri bir geri gidip geliyordu.
Daha çocuğun ismini bile bilmiyordu.
Belkide daldığı huzurlu uykudan bir daha uyanamamıştı...

Bilmiyordu.
Henüz hiçbir şey bilmiyordu.
Bir çiçeğin sihirli kokusuyla buralara kadar gelmişti.
Öğrenmesi gereken çok şey vardı.

"Hey! Elindeki kitabı bana ver."

Pantolonunu çekiştiren küçük kız çocuğuyla irkilen Wonwoo, çocuğun bozuk korecisine gülümserken dizlerini kırarak boylarını eşitlemiş ve elindeki kitabı göstererek lafa girmişti.
Tahminine göre kız 5 veya 6 yaşlarındaydı...

"Bunu mu istiyorsun?"

Küçük kız çattığı kaşlarıyla birlikte kafasını sallarken Wonwoo'nun elindeki kitabı cılız kollarının arasına alarak sıkıca sarıp sarmalamıştı.

"Bunu okuyamazsın! Çiçek çocukla benim kitabım bu!"

Wonwoo, aradığı çocuğu bulmuş gibi hissediyordu...
Ne dese bilememişti.
Kalbi deli gibi atıyordu...

"Ah... Haneul-ah! Annenden izinsiz odandan çıkmayacaktın hani?"

Endişeli bir kadın sesi, Wonwoo'nun bakışlarını küçük kızdan çekmesine neden olurken küçük kız koşarak kadının yanına gitmiş, annesinin onu kucağına almasına izin vermişti.

"Anne, bu adam çiçek çocuk gibi kokuyor! Elinde bizim kitabımız var!"

Wonwoo şaşkınlıkla kabanını koklarken yüz ifadesi komik bir hal almıştı.
Gardenya kokusu, çiçekçiden üzerine sinmiş olmalıydı...

Hemen ayağa kalktı ve kadına eğilerek selam verdi.

"Şey... Merhaba ben Soonyoung'un arkadaşıyım..."

Kadın kaşlarını çatarken küçük kız,

"Çiçek çocuk nerede?! Annem de söylemiyor..."

Diye söylenmişti.

Kadın küçük kızına gülümserken onu kucağından indirerek kulağına bir kaç şey fısıldadı.
Wonwoo'nun duyamadığı şeylerle gözlerini kocaman açan küçük kız şirin kahkahaları eşliğinde kliniğin içine girerken kadın, meraklı bakışlarını Wonwoo'ya sundu.
Kuracağı cümle şüpheleriyle dolup taşıyordu.

"Soon'un hiç arkadaşı olmadı... Ve o öldü."

Wonwoo başını hızla kadını onaylar şekilde sallarken kendini nasıl açıklayacağını bilememişti.
Cebindeki defteri çıkartarak kadına uzattı.

"Mele- Çiçek çocuk, ölümünden sonra mezarını ziyaret eden ilk kişiye bu defteri vermesini rica etmiş bekçiden... sadece bu defter değil, bir kaç video daha var. Bakın, neden bunu yaptığımı bilmiyorum... Videolardan birinde Soon kızınızdan bahsetiyor. Masal kitabını kızınızla birlikte okuyacaklarına dair söz vermişler birbirlerine...
benden onun yerine kızınızla birlikte bu kitabı okumamı istedi..."

Kadın dolan gözleri eşliğinde kafasını olumlu anlamda salladı.
Wonwoo'nun uzattığı defteri, çiçek çocuğun elinde görürdü hep... Şüphesi yok olup gitmişti.
Karşısındaki bu genç doğru söylüyordu.

"Haneul komadan çıkalı 2 ay oldu. Hala ona Soon'un öldüğünü söyleyemedik. Onu bekliyor... "

Wonwoo eliyle gökyüzünde parıldayan ayı işaret etti.
Yüzünde samimi bir gülümseme yer edinmişti.

"Kızınıza onun Ay olduğunu söyleyeceğim...
Muhtemelen ikiside uzun süredir bu klinikteydi...
Haneul, Ay'ı yürüyüşe çıkartmak isteyecektir eminim..."

Kadın gülümserken minnetle bakıyordu Wonwoo'ya.
Çiçek oğlanın ne kadar sihirli olduğunu düşünüyordu oda, tıpkı Wonwoo gibi.

Öldükten sonra bile kızını unutmamıştı...

~~~
10032019 ~ 2309
Syglr
Svglr

Çiçek Kokulu Mezar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin