09032019 ~ 2232
~~~
"Merhaba, güzel geçsin günleriniz."
Çiçeği gülümseyerek uzattığı iki çifte eğilerek selam verirken karşısına çıkan herkese aynı şeyi yapmaya devam etti Wonwoo.
Çiçeklerin gözlerinin önünde solup gitmesini izlemek istememişti.
Daha çiçekçiye gidip yaşlı bayanın yanında çalışmayı teklif edecekti.
Ona yardımcı oluyordu...
Neredeyse mezarlığa ve çiçekçiye yaklaşmıştı.
Hava hafif serindi fakat bu serinlik rahatsız etmiyordu.
Elinde kalan çiçeklerle birlikte yürümeye devam eden genç istemsizce gülümsüyordu.
Normalde çoğu şeye gülmeyen, arkadaşları tarafından 'soğuk ' ünvanını alan bu genç, nedeni bilinmez gülümseyip duruyordu.
Ve Wonwoo kesinlikle bunun çiçek çocuğun yaptığı bir sihir olduğunu düşünüyordu.
Ölmüş biri, nefes alıp veren insanlardan daha iyi geliyordu ona...
Mezarlığın girişindeki yaşlı bekçiyle göz göze geldiklerinde bekçi kocaman gülümseyerek kulübesinden çıktı.
Kocaman göbeği ve beyazlamış saçları vardı.
Teni bembeyazdı ve bu yaşlı adam Wonwoo'nun gördüğü en sevimli insanlardan biriydi.
Pembeleşmiş tombul yanakları fazlasıyla sıkılasıydı.
Koca bedeni yüzünden tatlı bir yürüyüşü vardı.
Gülümsemeden edememişti genç olan...
"Ah, nasılsın?"
Yaşlı bekçi derin nefesler alırken elini Wonwoo'nun omzuna koyarak biraz soluklanmıştı. Gittikçe ağırlaşıyor ve yaşanıyordu.
Gence nasıl olduğunu sormak bile zor gelmişti.
Emekli olmasına sadece iki hafta kalmıştı...
Yaşlandığının farkındaydı ama işini seviyordu...
Wonwoo endişeyle yaşlı adamın kolunu tuttu.
"Ben iyiyim ama siz... İyi misiniz efendim?"
Bekçi gülerek Wonwoo'ya baktı.
"İyiyim evlat. Yaşlandım ve bu koca göbek beni epeyce zorluyor sadece... Soon için mi geldin?"
Wonwoo karşısındaki bedeni onaylar bir mırıltı çıkarırken elindeki gardenyalardan birini bekçiye uzattı.
"Mezarını süslemek için geldim. Bu sizin olsun efendim..."
~~~
10032019 ~ 0025
Syglr
Svglr
