Bölüm 2:Fırtına Öncesi Sessizlik

76 33 4
                                    


Uykudan kan ter içinde uyandım. Gerçekten çok terlemiştim. Saate baktım, hazırlanmak için hala zamanım vardı. Duş aldıktan sonra bildirimleri yokladım. Çoğu Cansu'dandı.

-Hazırlandın mı? Gerçi daha varmış.                                                               

-Neyse yine de hazır ol sen.

-Gelmesem olmaz mı?

-Buse saçmalama.                                                     

-O kadar plan yaptım ne demek gelmesem olmaz mı

-Neyse tamam. Hazırlanıyorum şimdi

Telefonu kenara koyup dolaba göz gezdirdim. Çok uğraşmak istemediğim için kot pantolon ve tişört giydim. Sonra aynaya bakınca biraz fazla özensiz göründüğümü fark edip daha düzgün bir üst giydim. Hazırlandıktan sonra bir taksi çağırıp evden çıktım.

Buluşma yerine yani kafeye vardığımda Cansu'yu görüp yanlarına gittim. Yanında sevgilisi Fatih ve diğer çocuk da vardı.

''Buse bu Kerem, Kerem bu da Buse''

''Selam''

''Selam...''

Tanışma faslı bittikten sonra oturup bir şeyler içtik. Cansu sessizlik olmasın diye elinden geleni yapıyordu. Onlar sohbete dalmışken ben hala gördüğüm rüyayı düşünüyordum. 

İçecekleri bitirdikten sonra kalktık ve planımızdaki gibi lunaparka gittik. Evet lunapark, ilk başta ben de istememiştim ama Cansu'yu kırmamak için kabul etmiştim. Ama şu an hiç eğlenecek halim yoktu doğrusu.                                                                                                                                                      

Gondol, hız treni ve daha bir çok şeye bindikten sona midem bulanmaya başladı. Ama gördüğüm kadarıyla Cansu hala enerjikti.

''Buse hadi gelsene''

''Siz gidin benim midem bulanıyor''

''Tamam, Kerem geliyor musun?''

''Hayır, ben de pek iyi hissetmiyorum''

''Tamam o zaman siz takılın, bir şey olursa ararsınız''


Cansu ve Fatih  gittikten sonra Keremle bir yere oturduk. Sessizliği bozan Kerem oldu:

''Ben içecek bir şeyler alacağım, sen de ister misin?''

''Olur''

Kerem döndüğünde içecekleri içerken havadan sudan söz ettik. O genellikle ailesinden bahsediyordu. Bense dinliyor, bazen gülüyordum. Sonra telefonu çaldı.


''Ne? Anlamadım bir sakin ol. İyi mi peki? Hangi hastane? Tamam, endişelenme geliyorum''


''Kardeşim rahatsızlanmış gitmem gerekiyor.'' 

''Kusura bakma seni de yalnız bırakmış olacağım''

''Sorun değil''                                                                                                    

''Geçmiş olsun bu arada''

''Sağ ol''                                                                                                                                    

''Görüşürüz''

''Görüşürüz''


#Yazar:

Nereden bilebilirdi ki...

Belki de son defa gerçekten güleceğini..

Bu kadar mutsuz
olabileceğini...

~ŞÜPHELİ ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin