Selammm. Acep benim neden hiç okurum yok? Bundan daha da ilginç olanı okurum yokken bile üçüncü bölümü yazıyor olmam. Olsun ben olmayan okurlarımı da seviyorum. O zaman başlayalım... 😘💞😘💞💞😘💞💗💋😍😍😇
***
Öğretmenler odasının önüne gelince kapıyı tıklatıp içeriye girdim. Ama girdiğim gibi geri çıktım. Çünkü Ultra Yakışıklı Sinir Şey bı kadınla içeride gülerek muhabbet ediyordu. Bunu Esra'ya söyledim. O da "Ben çağırırım hocayı bişey olmaz " diyip kapıyı açıp hocayı çağırdı.
Beyefendi kahkahalarını kesip sonunda teşrif etmişlerdi;
- Oooo Nida hanım hoşgeldiniz.
+ Pek hoş olmasa da geldim hocam. Buyrun beni çağırmışsınız?
- Nida bu nasıl bir küstahlıktır , nasıl bir edepsizliktir? Anlayamıyorum. O kadar saygısızlık yapıp bu şekilde rahat olabilmen çok şaşırtıcı ve gereksiz. Nida bu yaptığının tekrarlanmasını istemiyorum.
+ Hangi yaptığımın hocam?
- Sen de haklısın. O kadar fazla edepsizlik yaptın ki sen bile hatırlamıyorsun. Ama hiçbirinin tekrarlanmasını istemiyorum.
+ Tamam hocam. ( Suratım asılmış ve olabildiğince kızarmıştı.)
- İyi dersler .
+ Size de hocam.
Merdivenlerden beni bir köpek kovalıyormuşçasına koşarak çıktım. Elbette gideceğim yer bizim sınıftı. Esra da aceleyle arkamdan geliyordu. Sınıfa geçip sırama oturdum. Bu sırada Esra da geldi. Ben;
- Kanka hayatımda bu kadar utanmamış, bu kadar azar yememiştim. Yüzümün tüm kırmızı tonlarında gezdiğini 8 kilometre uzaktan fark edebilirsin.
+ Kanka siktir et ya. Bişey mi? Ama azarlarken bile tam bir Afet adam yaaaaaa
Bu sırada (lanet girsin) zil çaldı. Ders ne? Tahmin edebilirsiniz. Tabi ki de Kimya. Allah kahretmesin. Esra ile vedalaştık. O sınıfına gitti hemen . İnek öğrenci işte ne olacak. Kapüşonumu kafama geçirip kafamı görmüyordum ki;
+ Sen deve kuşu musun?
diye bir Ultra Yakışıklı Sinir Şey sesi geldi. Kafamı kaldırıp hocaya sinir olduğumu belirten bir bakış atıp ayağa kalktım. Bora hocaya olan saygımdan değil elbette, öğretmenliğe olan saygımdan. ''oturun" sesi ile tekrar kalktığım yere oturdum. Sonra aklıma gelen aşırı güzel bir fikirle heyecanlandım. Fikrimi dersin ortasına doğru yürürlüğe koyacaktım. Bunun için ders gireli 15 dakika olunca CanCan' a sessizce;
- Kanka aşırı güzel bir fikrim var. Senin de yardımın gerekiyor ama.
+ Sen iste yeter ağam.
- Civardaki tüm köyleri basın. Hepsini yerlebir edin. Bana karşı gelmek neymiş anlasınlar.
+ Hee ?
- Dur bir an havaya girdim. Ben sınıftan çıkınca öğretmen masasından sınıf defterini al.
- Tamam Canısı.( Evet CanCan bana 'Canısı' diyor.)
+İyi izle şimdi.
diyip;
+ Hocammm (hocanın şaşırdığı belliydi. Çünkü ilk dersten beri sadece hoca sormadığı halde bişey söylemeyecektim.)
- Söyle Nida.
+ Hocam size kahve getireyim mi? Malûm teneffüste de çok konuşup güldünüz. Boğazınız acımıştır.
- Yok sağol.
+Aa hocam lafı mı olur? Hangi kahveden ve şekerli mi?
- Madem ısrar ediyorsun o zaman Sütlü köpüklü latte. 1 tane de şeker atarsan sevinirim. Teşekkürler.
+ Tabi hocam.
diyip öğretmenler odasına giderek kahve yaptım. Sınıfa dönerken yüzümde çok pis bir sırıtış vardı. Sınıfın kapısını tıklatıp içeriye girdim. Yine büyük ve pis bir sırıtış vardı yüzümde. Hoca da fark etmiş olacak ki;
+ Neden gülüyorsun?
- Kapıda bir arkadaşımı gördüm hocam.
kafa salladı. Ben masanın yanına gidip ...