2.Bölüm

62 6 3
                                    

Aslı

Kolumdaki minik kesik izlerini pamukla temizliyordum. Okulda olanlar yüzünden başımdan çok fazla bela geçip gitmişti. Annem ise bundan haberdar değildi. Sonuçta bana inanmıyor.

Kenara fırlattığım çantamı yerden alıp içindeki kitap ve defterleri çıkardım. Defterlerim tamamen ıslanmıştı. Karla kaplı bir yerde yaşıyorduk. Bu kadar ıslanmasını anlayabilirdim ama çantama neden işkence ettiklerini anlayamamıştım. Defterlerimi çıkarıp kuruması için ısıtıcının yanına bıraktım. Yarın sınavlarımın başladığı ilk gündü ve ben ders çalışamayacaktım.

Ne zahmetli bir dünyada yaşıyoruz.

•••••••••

Gözlerimi gelen bağrışma sesleri ile araladım. Annem ve babam kavga ediyordu. Acaba bu sefer nasıl bir konu buldular? Yataktan kalkıp giyinmeye başladım. Defterlerimi alıp çantama yerleştirdikten sonra gözüm saate ilişti. Sadece 10 dakikam kalmıştı! Apar topar hazırlanıp evden çıktım. Etraf buz gibiydi, her yer kar kaplıydı. Koşarak ayak bileklerime kadar birikmiş karları etrafa savurdum. Okula yetişemeyeceğimi bilmeme rağmen yine de koşuyordum. Lambaların olduğu yere geldiğimde hızımı azalttım. Derin derin soluklanmaya başladım. Aynı zamanda etrafa bakıyordum. O sırada gözüme çarptı. Uzun boylu siyah saçlı bir adam.

Elinde bir baston vardı ve bu havaya rağmen çok ince giyinmişti. Siyah takım elbise ile tuhaf uzun bir şapkası vardı. Geniş omuzluydu ama pek yapılı durmuyordu. Bembeyaz karın içinde siyah takım elbiseli bir adam, pek de dikkat çekmiyor değildi hani. Bakışlarımı ondan alamamıştım. Çevredeki insanlar ise sanki o yokmuş gibi davranıyordu.

Yanımda duran yaşlı teyzeye orada ki adamı sormak için döndüm. Kadına sorduğum zaman bana orada birinin olmadığını söyledi. Bakışlarımı tekrar o yana doğru çevirdim.

- İyi misin kızım? Yüzün biraz solgun görünüyor.

-E-evet iyiyim teyzecim. Kendine iyi bak.

Kırmızı ışık yandığında karşıya geçmek için hazırlandım. Ama arkama bakmadan da edememiştim. Ama boşunaydı.

Arkamda hiç kimse yoktu.

***********

Başımı bir kez daha sıraya yerleştirdim. İlk derse geç kalmıştım. Sınavım da iyi geçmemişti. Yarın başka bir sınavımız daha vardı. Oturduğum yerden kalkıp kütüphaneye ilerledim.

Kütüphanede sınavlara çalışmak beni daha huzurlu hale getiriyordu. Gerçi aradığım kitapların yerleri sürekli değişiyordu. Bulana kadar 1 saatimi boşa harcamış oluyordum. Uzun uğraşlar sayesinde istediğim birkaç kitabı bulmuştum ve hemen okumaya başlamıştım. Saatler ilerliyordu ve hala okuyordum.

Omzuma dokunan parmaklar hissedene kadar yani.

İrkildim ve güçlü bir çığlık attım. Sonra yerimden fırladım ve bana dokunan kişiden 20 adım uzaklaştım. Bu rakamı az görebilirsiniz ama sırtım duvara değiyordu. Göğsümden fırlayacakmış gibi atan kalbimi duyabiliyordum. Odanın içi hafif karanlık olduğu için onu görememiştim. Karanlığın içinde bir hareketlilik görünce ve bana yaklaştığını fark ettiğimde hiç düşünmeden elimdeki kitabı fırlattım. Gelen tiz bir miyavlama sesi ile gözlerimi büyüttüm. Karanlığın içinden çıkıp masaya atlayan siyah bir kedi beklemiyordum. Kedinin parlayan mavi gözleri kısılmıştı. Adımlarımı masaya doğru attım ve hızla çantamı kaptım.

Zaten eve geç kalmıştım. Birde eşyalarımı unutup gidemezdim. Hızlıca toparlanıp kütüphanenin kapısını açtım ve son kez arkama baktım. Kedi öylece duruyordu ve hiçbir şey yapmıyordu. Kapıyı hafif aralık bıraktım ve hızlıca koridorlardan geçtim. Okuldan çıkana kadar kedinin nasıl içeri girdiğini düşündüm.

Tabi aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Sessizce adımladım ve dışarının dondurucu soğuğu ile titredim. Her yer karla kaplıydı. Hızlıca eve gitmeye koyuldum. Hava iyice kararmıştı, sokak lambaları bir bir yanıyordu. Yoldan geçen birini gördüğümde başımı hafif eğdim. Gölgesi önüme geliyordu.

Yanyana geldiğimizde yanlışlıkla omzum ona çarptı ve hızlıca arkamı dönüp özür diledim. Ama arkamda biri yoktu.

Etrafıma bakındım. Sonra gözüm karların içine düşen kitaba kaydı. Yutkundum.

" Afedersiniz! Bir eşyanız düştü."

Az önce birisine çarptığımdan eminim. Ama neden etrafta hiç kimse yok?

Vücudum yavaşça titremeye başladı. Bugün çok garip şeyler oluyor acaba bunları ben mi uyduruyorum?

Yerdeki kitaba baktım. Nasıl buraya düşmüştü? Acaba sabah birisi mi düşürmüştü? Genelde okula yetişmek için hiç önüme bakmadan koşardım. Sanırım bu yüzden fark etmemiştim. Evet evet kesinlikle böyle olmalıydı.

Genç kız yerde duran kitaba baktı, içinde anlatamadığı bir his vardı. Korkuyordu ama kitabı yerinden almak istiyordu. Ellerini tereddütle ceplerinden çıkardı. Yerde duran kitabı aldı ve kapağındaki karları sildi. Kitap tamamen çocuklar için hazırlanmış gibiydi. Aslı sesli bir şekilde kitabın ismini okudu.

" Pandora."

Yaz tatilinde yayınlamayı düşünmüştük ama bundan vazgeçtik. Bölümlerin ne zaman atılacağı hakkında siz sevgili okur-chan'lara net bir bilgi veremeyeceğim. Lütfen kusurumuza bakmayın. Sağlıcaklı kalın! 😁

PandoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin