Part 2

43 7 0
                                    

Aslı elindeki kitabı ters çevirip arkasındaki açıklamayı okudu.

" Pandora; yeni hayat, yeni bir başlangıçtır. Bu yüzden kendimi ait olduğum yerde hissediyorum. Sonuçta her insanın farklı bir amacı yok mu? Bakın aklıma çok enteresan bir anım geldi..."

Yazı böyle devam ediyordu. Hikaye açıklamasını okumayı daha sonraya bırakmaya karar verdim. Zaten etraf karanlıktı ve başıma bu saatte bir iş gelebilirdi. Hızla ilerledim ve durdum. Elime bakmaya başladım. Elimdeki bu kitapla ne yapacaktım ben? Yarın hallederim diye düşündüm. Olaydan sıvışmanın kolay yolu aslında ama kitabı burada bırakırsam zarar görme olasılığı yüksekti. Kitabı çantama attım ve elimde eldiven olmasına rağmen üşüyen parmaklarımı hemen cebime soktum.

***

Eve gelmiştim ve asıl sorun burada başlıyordu. Salonun ışıkları açıktı! Ailem zaten sürekli birbiri ile şiddetli bir şekilde kavga ederlerdi. Işığın açık olması demek ikisininde kırk yılda bir aynı fikirde olduğunu ve daha da tehlikeli bir halde olduklarını gösteriyordu. Eve normal şekilde kapıdan giremeyeceğim kesinleşmişti. Tek katlı, bahçeli müstakil bir evde yaşıyorduk. Ve bu durumu bazen avantajımız haline getirirdik.

Bahçenin arkasına doğru ilerlemeye başladım. Kardan dolayı aradığımı bulmak biraz zor olmuştu. Ama bulmuştum! Merdivenin üzerindeki karları temizledim ve sessiz olmaya çalışarak Ebru'nun odasının camına doğru ilerledim. Aslında sessiz olmama pek gerek yoktu. Etraftaki kar ve esen rüzgar sesimin duyulmasını engelliyordu.

- Tık tık tık... Tık tık tık... Hadi ama Ebru camı aç!

Işık açık değildi. Dışarıda donmayı istemiyordum. Ailem tarafından dayak da yemek istemiyordum. Peki bir arkadaşıma gitsem? Onlara arkadaş diyesim yok nedense. Hoş zor zamanlarımda bana yardım etmeyenlere hala nasıl arkadaş diyebiliyorsam artık. Hadi onlara gittim desem, ( Bu saatte uyanıklarsa neden olmasın? ) bu saatte neden onlara geldiğimi anlatmam gerekir. Ebru ve benim başıma daha fazla bela açarlar. Çenelerini ne zaman kapatmaları gerektiğini bilmiyorlar. Son bir kez daha denemeye karar verdim.

- Tık tık tık...

Veee başarmıştım! Pencere yavaşça açıldı.

- Ne zaman gelmeyi planlıyordun!

Sinirliydi ve bunda haklıydı. İçeri giren soğuktan dolayı yakasını düzeltti. Elimden çantayı alıp içeri koydu. Bu gibi durumlarda ilk yapılması gereken yükü azaltmaktı ki içeri çekerken daha az enerji harcayalım. Elimi tuttu ve beni yukarı çekti. Buna alışık olan bedenim otomotik olarak tepki vermiş ve kendimi içeride bulmuştum. Pencere pervazında oturuyorum desem daha doğru olacak gibi. Ayakkabılarımı hızla çıkardım ve daha önceden hazırladığımız ayakkabılığa yerleştirdim. Böyle aklınıza çok emek isteyen bir şey gelmesin bulduğumuz bir kartonu odanın köşesine koymuştuk. Ayakkabılarımı çıkarınca içeri gerçek manada giriş yapmış da olmuştum. Üzerimdeki montu çıkarırken Ebru camı hızlıca kapattı. Odanın ışığını açtı. Çalışma masanın üzerindeki yemek tabağını görünce mutlulukla gülümsedim.

- Seni seviyorum, iyi ki benim kardeşimsin!

- Sessiz ol babamgilin odaya girmesini mi istiyorsun?

- Her zamanki gibi kapı kilitli değil mi?

- Kapı kilitli zaten ama uyanık olduğumdan haberleri yok ve senin odanda kaldığını, uyuduğunu düşünüyorlar.

- Evde olmadığımdan haberleri yok mu?

Kıtlıktan çıkmışçasına yemek yerken aynı zamanda onunla sohbet etmeye çalışıyordum. Kafasını hayır manasında salladı ve cebinden anahtar çıkardı. Benim odamın anahtarına bakmaya başladım. Genellikle okuldan döndüğümde odama girdiğim gibi odanın kapısını kilitlerdim ve belli bir metoda göre kapı tıklatıldığında kapıyı açardım. Bu kişi genellikle Ebru'ydu. Kapı kilitli olduğundan sorgulamamış olmalıydılar. Asıl kapı kilitli olmasaydı sorgularlardı da neyse.

- Bugün de paçamı kurtardın desene.

Rahatlığım kısa süreli oldu. Ebruyla bakışmaya başladık.

- Peki o zaman solonun ışığı neden açık? Açık mı unuttular?

- Hayır içerdeler.

Etrafı dinledik. Ne bir bağrışma sesi vardı ne de kırılma sesi.

- Bu çok garip.

- Kesinlikle. Saat 8.30'tan beri içerdeler. Salona geçtiklerinden beri ses gelmedi.

Gözlerimi kocaman açtım. Sonunda birbirlerini mi öldürmüşlerdi? Son 3 yıldır kavga ediyorlardı psikolojikmen bu duruma açıklardı zaten. Ebru da benim gibi düşünmüş olsa gerek hızla kapıya doğru ilerledi. Elime makası kaptığım gibi Ebru'nun yanına geldim ve onu korumak amacıyla arkama aldım. Salonu dinlemeye başladık.

Düşündüğümüz gibi değildi, sadece konuşuyorlardı. Elimdeki makasa baktım ve Ebru farketmeden cebime atıverdim. Eh sanırım aksiyon arıyordum. Ehem neyse.

- Bu böyle devam edemez.

- Lafı ağzımdan aldın. Boşanalım.

***
Ebru'nun odasındaydık.

- Doğru duydum değil mi abla, ayrılacaklar? Artık kavga felan etmeyecekler!

Mutluluğu yüzünden okunuyordu ama ben bu durumdan hiç memnun olmamıştım. Ah be Ebru senin gibi saf olsaydık keşke...

- Ebru, dedim yorgun bir sesle.

- Sence onlar boşandığında ne olacak?

- Mutlu olacağız??

Hafifçe tebessüm ettim. Ne kadar hayalperestti.

- Ebru onlar boşandığında ikimiz ayrı düşeceğiz.

- Ne demek istiyorsun?

- Sen annemizin yanında kaldın desek ben babamın yanında kalmak zorunda kalırım anlatabiliyor muyum?

- İstemiyorum!

Yüzünde tarif edilmez bir üzüntü vardı. Benimle aynı duyguları paylaşıyordu.

***

Derin derin nefes alıp veren Ebru'ya baktım. Üzerimdeki örtüyü ona örttüm. Bugün bana uyku haram olmuştu, sabaha kadar uyuyamayacak gibiydim. Hoş sabah olmasına en az 4 saat vardı. Düşünmeye başladım, bu işten kurtulmanın yolu yok muydu? 18 yaşıma girmeme 3 yıl vardı. Boşanmayla alakalı -özellikle çocukların yerleştirilme durumuyla ilgili- bir araştırma yapmam lazımdı.

- Kahretsin bizi bu durumdan kurtaracak hiçbir şey yok mu?

Gözüme o sırada çantamdan bir kısmı dışarı taşmış olan Pandora kitabı ilişti. Uyuyamayacağım belliydi, uyusam zaten sınava kalkamazdım. Aklımdaki düşüncelerden kurtulmak için kitabın yanına gittim ve onu alarak okumaya başladım.

Nerden bilebilirdim ki hayatımın bu kitabı okumakla değişeceğini?







Sevgiler, saygılar! Değerli okur-chanlar! Nasılsınız? Umarım başınız sağdır yoksa bu kitabı nasıl okuyup beğenebilirsiniz? Ehem herneyse size önemli bir sorum olacaktı.

Sizce bu Pandora adlı kitabın içeriği nasıl bir şeydir?

Fantastik bir kurgu mu? Yoksa hayaller içinde kalmış bir romantizm romanı mı? Belkide bir bilim kurgudur? Siz ne düşünüyorsunuz?

Sizin canınızı fazla sıkmak istemem. Umarım hasta değilsinizdir. Hastaysanızda çok geçmiş olsun. Malûm havalar buz gibi sıkı giyinin. Öptüm😘

PandoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin