gerizekalı | texting

19

İkiye On Kala- Ben bu kafayla napıcam?

*

Y: Günaydın güzelim.

Hazal: Günaydın.

Y: İkiye On Kala

Y: Ben Bu Kafayla Napıcam

Hazal: Ne?

Y: Bunu youtube motoruna yazman yeterli.

Ben bu kafayla napıcam

Dengemi nasıl bulucam

Bıktım artık kaçmaktan

Söyle düşsünler yakamdan

Hazal: Bıktın mı?

Y: Çok bıktım.

Hazal: Çık karşıma.

Y: Çok erken.

Hazal: Kendini yıpratıyorsun.

Y: Şu an oturduğun kahvaltı salonuna dar geliyorsun.

Y: Sence senin de kendini yıprattığını anlamayacak kadar salak mıyım?

Hazal: Y burada mısın?

Y: Ya oradayımdı ya da birinden haberini alıyorumdur.

Hazal: Lütfen daha fazla uzatma.

Hazal: Yorulmak istemiyorum.

Y: Üzgünüm kıvırcık.

Kahvaltı salonunda çalan müzik bir anda değiştiğinde kafamı telefondan kaldırdım.

Ben bu kafayla napıcam?

Dengemi nasıl bulucam?

Telefonu yavaşça masaya bıraktım. Burada olmalıydı.

"Hazal bir problem mi var?"

Emre'nin sorusuyla masadakileri süzdüm. Hepsi bana bakıyordu.

"Biri var." dedim sakince. "Bana gizliden yazıyor. Takip ediyor. Yardım ediyor. Bir şeyler yapıyor. Korkuyorum."

*

"Korhan gerek yok. Bana zarar vermiyor dedim otuz defa."

Beni eve bırakmakta ısrarcıydı. Tüm gün beraberdik. Şimdi Turgaylar'ın evinde oturuyor, takılıyorduk.

"Aklım almıyor." diye mırıldanıp başını ovduğunda kafamı geriye atıp tavanı izledim.

"Ben bu kafayla ne yapacağım?"

Hepsi beni izliyordu. Korhan'ın aşırı tepkisi dışında neredeyse hiçbiri tepki vermemişti. Önemli bir şey olmadığını düşündüklerini söylemişlerdi ama onlardan böyle bir tavır almak imkansızdı.

Emre, Efe veya Turgay bunu abartırdı. Özellikle Turgay'ın ortalığı dağıtması gerekiyordu. Fakat hepsi birbirine garip bakışlar atıp susmayı tercih etmişti.

"Cumartesi akşamı bizdesiniz." dedim ellerimle boynumu ovarken. "Babam sizlere yemek hazırlayacağını söyledi."

"Ben yokum." diyip kalkan ve mutfağa giden Kıvanç'ın arkasından baktım.

Sinirle ayağa kalktığımda yine içerde bir gerginlik sezmiştim. Kıvanç'ın vereceği tepkilerden genelde çekiniyorlardı.

"Hazal."