4

269 21 3
                                        

Alvvays- Dreams tonite

*

Turgay bana bir bardak kola verdikten sonra bardağındaki birayı yudum yudum içerken telefonuna geri döndü. Elimdeki bardağı yavaş yavaş çevirirken başımı ovuyordum.

"Bu yüzsüzlüğünü anlamıyorum."

Sude'nin sitemlerini sabahtan beri dinliyor olmanın üstüne bir de Y'den gelen sinir bozucu mesajlara katlanıyordum. En sonunda ikisine aynı anda dayanamadığım için yaklaşık bir saat önce Y'nin mesajlarına bakmamaya karar vermiştim.

"Korhan hep böyleydi. Kızın ağzına tükürdü sonra özür diledi. Ne olacaktı sanki? Aynısı işte."

Turgay da arkadaş olmalarına rağmen Korhan'ın ne kadar şuursuz olduğunu biliyordu.

Henüz bana inanmıyor olsalar da, gerçekten Korhan'a karşı aşkım sönmüştü. Sanırım gurur benim için çok daha önemliydi. Aldatılmak ve beni kendisiyle aldattığı kızın karşımda dikilmesi Korhan ve ben olgusunu bir daha olmaz kılıyordu.

Neyseki atlatmıştım. Artık kimseyi sevmiyordum. Sessizleşmiştim. Sude ve Turgay dışında kimseyle konuşmuyordum.

"Keşke o an ben olsaydım da çarpsaydım ağzına bir tane!"

Sude'ye gözlerimi devirdiğimde kapı zili çalmaya başladı. Turgay bıkkınlıkla bardağını kenara koyup kapıya yürüdüğünde ben de çoktan kafamı geriye yaslamış gözlerimi kapatmıştım.

Bir dakika kadar sonra adım seslerini duymuştum ama beni heyecanlandırmadığı için tepki vermeye gerek görmemiştim.

Ellerim bomboş, en az kalbim kadar.

Odanın atmosferinin bir anda değiştiğini anlamıştım.

"Yoğun olduğuna emin misin, Hazal?"

Korhan'ın o alaycı sesi kulaklarıma dolduğunda oflayarak kafamı doğrulttum. Önümde üç kişi ve Turgay vardı.

Korhan ve arkadaşları aynı zamanda Turgay'ın da çok iyi arkadaşlarıydı. Ben ve Sude ise o kanattan sadece Turgay ile iletişimdeydik.

"Kıvanç, Emre ne içersiniz?" dedi Sude hızla.

Ağzına çarpacağı Korhan'ın ise her zaman ne içtiğini bildiği için ona sormadı bile.

"Kola." dedi Kıvanç etrafa meraksız bakışlar atarken.

"Varsa bira." diyen Emre'ye gülümsedi Sude. Gülümsedi. Az önce sinirden köpüren Sude...

Sude mutfağa gittiğinde gelen misafirler bir yerlere oturmuştu. Odada yayılan sessizliğin bir şekilde bozulacağını bilsem de bozulmadığı sürenin tadını çıkarmak için yine de sessiz kaldım.

"Benden nefret ediyor olmalısın."

Gözlerimi ona diktim. Ondan nefret mi ediyordum?

"Nefret çok güçlü bir duygu."

Cevabımı nasıl anlaması gerektiğinden emin değildi.

"Akşam abinle dışarı çıkacağım. Sen de gelmek istersen?"

Güldüm.

"Abimin gittiği yere beni sen mi davet ediyorsun?"

Yutkunduğu zamanlar, kendindeki güvenin toz olması demekti.

Yine yutkunup etrafa bakındı.

"Kıvanç'ın kuzeninin partisi aslında. Burak'ın. Hatırlıyorsan..."

gerizekalı | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin