gerizekalı | texting

25

Y: Ona gittin.

Hazal: Yoktun.

Y: Yani

Y: Olsaydım

Y: Beni mi tercih ederdin?

Hazal: Evet.

Hazal: Ama yoktun.

Y: Neyin vardı Hazal?

Hazal: Her şeyi biliyorsun ya, bunu da bilsene.

Y: Tavşanımı almaya geldiğimde odanda uyuyor olman gereken saatte orada değildin.

Y: O gün seni takip edemedim.

Hazal: Götürmek zorunda mıydın? Birkaç gün daha kalamaz mıydı?

Y: Hayır?

Y: Hadi söyle. Neler oldu?

Hazal: Eğer yanımda olsaydın öğrenirdin.

Hazal: Konuşmak istemiyorum bu konu hakkında.

Y: Özür dilerim.

Y: Benim yüzümden.

Hazal: Senin yüzünden ne?

Y: Ona gittin. Korhan'a.

Hazal: Onu özlediğimi fark ettim.

Y: Bu da benim suçum.

Y: Lütfen onu sevdiğini söyleme.

Y: Buna dayanamam muhtemelen.

Hazal: Okulda mısın?

Hazal: Törende müdürün dedikleri doğru mu?

Hazal: Bugün seminer mi var?

Y: Sanırım.

Hazal: O zaman bana gizli yerimin yolu gözüktü.

Y: Eğitim destek odasının okuldaki tek anahtarının sende olduğunu biliyorum.

Hazal: Nasıl ya?

Hazal: Ama yine de sadece bende. Bu nedenle sadece benim.

Y: :)

*

Eğitim destek odasına çıkmadan önceki tenefüs Turgay'ın sınıfına gittik Sude'yle. Solgun olduğumun ben de farkındaydım ama hiç umurumda değildi. Abim beni çok yoruyordu ve ben bunu saklarken daha fazla yoruluyordum.

Emre'yle göz göze geldiğimizde sıcak gülümsemesine karşılık ben de güldüm. O Y olabilir miydi?

Aynı şarkıyı dinliyor olmaları onu Y yapar mıydı?

Fakat bu şarkı öyle herkesin dinlediği bir şarkı değildi.

Emre'ye daha farklı bakıyordum artık. En azından onun hareketlerini analiz edecektim.

Dördü arka pencere kenarı dörtlüde otururlarken Sude'yle başlarına dikildik.

Efe yoktu. Bir hocanın ona amelelik yaptırdığını yazmıştı gruba.

"Günaydın." dedi Sude gerinerek.

"Günaydın." diyen Turgay'ın yanına oturdum.

Turgay'ın diğer tarafında Kıvanç vardı. Kıvanç telefonuyla ilgileniyordu.

"Neyin var Hazal?" diyen Emre'ye döndüm.

Yutkundum. Önümde oturuyordu ve sırtını duvara verip yan dönmüştü.