Bende ayrilik yok ki vuslat olsun...

26 1 0
                                    

Zeynep odasına kendini kapatalı birkaç saat geçmişti.hala ağlıyordu.hayalleri başına yıkılmıştı.
Annesi artık dayanamayıp içeri girdi ağlayan kızını sakinleştirmek için ona sarıldı .

''annem,gözümün nuru ne oldu söyle bana.''

Zeynep ağlamaktan konuşamıyor du. zorladı kendini:
''hersey bitti anne. Tuğrul bana ayrılmak istediğini söyledi,yine doğu görevi çıkmış beni götüremezmiş oralara. Yine korktu,yine vazgeçti.

diyerek Tuğrul'la aralarında geçen konuşmalarını anlattı ve tekrar hıçkırıklarla ağlamaya devam etti.

''kim bitirdi peki? Diye sordu emine hanım.kızgınlığının verdiği hiddetle

''ben tabi ki de'' dedi 

emine hanım üzülmüştü.

''iyi halt yemişsin kızım aferin'' dedi
Zeynep annesinin sözlerini hayretle dinlerken kızgınlıkla

''anne sen ne diyorsun? İyi misin adam istemiyor beni diyorum.''

Annesi sesindeki şefkatiyle sarmaları kızını:

''yavrum istemiyor değil kıyamıyor. Aferin ona senin ona emanet olduğunu nasılsa biliyor,bak sen sıkıntı çekme diye kendi mutluluğundan fedakarlık ediyor.sen onun yanında gitsen,belli bir evi düzeni olacak.hepsinden hepsi yanında sevdiği bir nefes arkadaş can yoldaşı olacak değil mi?''

''Evet''
''bak evladım bu yiğit oğlan sen orda sıkıntı çekme gurbetlik acısını çekme diye kendinden fedakarlık etmiş.ah ve kızım sen nasıl anlamadın.simdi ben Tuğrulu  arayacağım  ve oda  buraya gelecek adam gibi konuşup anlasın çocuk oyuncağı değil bu iş,ama bir daha söylüyorum çocuğu suçlama gözüme girdi vallahi. Kızıma ne kadar değer verdiğini anladım ''.diyerek kızının başını okşadı.

Zeynep düşündü.birden içi rahatladı.annesinin sözünü dinlemek en iyisidi. sonucta annesinin kendisine söylediği bir söz vardı ki bu söz çok doğruydu.

''anne sözü dinleyen peygamber hırkası giymiş,anne duası alan peygamber duası almış''
Zeynep bu sözü düşündü kabul etti. Emine hanım telefonundan Tuğrul'u aradı,eve çağırdı .

Aradan bir iki saat gecti.Tuğrul kapının önüne gelmişti.ama içeri girdi cesareti kendinde bulamıyordu.
Olayları düşünüp kendini suçluyordu.

''ben zeynebim'in bu kadar üzülecegini bilemedim.ben onun iyiliğini düşündüm ama galiba yanlış anlaşıldım yada kendimi anlatamadım.düşüncelerle boğulurken pul pul terlemişti. sonunda zili çalabildi. Kapiyi açan kişi teyzesiydi.

''buyur evladım hoşgeldin içeri gir''dedi.

Tuğrul sanki sarhoş gibiydi.teyzesinin yüzüne boş boş bakıyordu.sanki adımlarını kendi atmıyor başka bir güç yürütüyordu.sanki hiçbir şeye odaklanamiyordu.

Koltuğa oturdu yeri denetliyordu.
Emine hanım zeyneb'i çağırdı. zeynep odasından dışarı çıkarak oturma odasına geldi.yemyeşil uzun başörtüsü omuzlarından sarkmıştı yine.gözlerinin yeşili bir şelale gibi çağlıyordu Tuğrul'un gönlüne. Zeyneb'i Görünce Tuğrul 'un yüzüne renk geldi,yanakları al al oldu. zeynep de suskun ama küskün bir çocuk gibi hem içi kıpır kıpır hemde inadından vazgeçmiyordu.

Emine hanım ''ben bir çayın altını yakıyım'' bahanesiyle kapıyı sonuna kadar açık bırakarak mutfağa gitti.
Aslında onlara konuşmaları için fırsat vermişti.

İki sevdalı gergin gergin oturuyorlardı. ikisi de aynı anda birbirlerine bakarak''ben'' dediler.
Gülümsediler. Tuğrul suçlu bir çocuk
İfadesiyle konuştu:

''Ben çok üzgünüm,affet mühür gözlüm.Sadece kendi açımdan düşündüm,senin bu kadar acı çekeceğini, senden ayrılınca böyle bir enkaz gibi ortalarda çaresiz kala kalacağımı tahmin edemedim.bu sefer başka bir şeyler hissettim, sana olmaz dediğimde.sanki...

sustu bir an yutkundu,yüreğinde yaşadığı acıyı sonra yine devam etti sözlerine.

'' Allah seni benim başımdan hiç eksik etmesin mühür gözlüm.''
Dedi.

Zeynep öyle mutluydu ki Tuğrul kendisine kızmamıştı.Kendisini hala seviyordu. Bunları anlayınca dünyalar onun oldu sanki .   
Gözlerinden Yaşlar akıttı nazlı nazlı gülümsedi.

Tuğrul aşkla baktığı sevdiğine gülümseyip
'' sevdası çocuk yarim benim,nazlı çiçeğim.affettin mi beni?''

Zeynep güneş gibi sımsıcak bakarak gülümsedi,yanakları al al olmuştu.gözlerini kaçırdı konuşurken:

''seni affetmek mi? İnsan hiç efendisine affettim diyebilir mi?
Senin bana ilk baktığın gün Sevda ateşini gönlüme düşürdügün gün,işte o sevdanın gönlüme düştüğü gün bende senin gözlerine esir düştüm. Asıl sen beni affettin mi?''

Tuğrul cebinden yüzüğü çıkarıp  derin ve heyecanlı bakışlarla sordu.

'' ne zaman gelelim istemeye?''

Zeynep heyecanla yüzüğü alıp taktı parmağına,sevincinden tebessümlerini durduramıyordu.
Tugrul'a ikaz edici bakışlarla konuştu:

'' Tuğrul bundan sonra ne olursa olsun asla bana ayrılalım diye gelme!
Ne olursa olsun,ne sıkıntı yaşarsak yaşayalım asla bir daha beni  yarı yolda bırakma! Dedi.

Tuğrul Aşkın derinliğine dalmıştı.                                                                                                                                     ''asla mühür gözlüm asla vallahi de bırakmam billahi de.

sen benim yanımda hep böyle dimdik dur,bırakanın bedeni dağ itlerine hedef tahtası olsun,can tende karar kıldıkça ömrüm ömründür mühür gözlüm,ama sende asla ne olursa olsun, ben sana ne söylersen söyleyim bu yüzüğü asla parmağından dışarı çıkarma. O yüzüğü o parmaktan ancak ölüm çıkartsın tamam mı?''

başını gülümseyerek salladı zeynep.                                                                                                          ''tamam'' dedi.

Emine hanım içeri girdi.ortalıkta bir sessizlik oluştu,iki genç de dut yemiş bülbül gibi sustu.            -ee, hallettiniz mi bakalım aranızdaki meseleyi,dedi emine hanım.                                                                 

-hallettik teyzem müsaitseniz yarın akşam istemeye gelelim diyoruz.                                                          emine hanım sevinmişti ama ortada bir sorun vardı.Bu konu daha evin babasına açılmamıştı.                                                                





Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 29, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR ASIR~ vefa ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin