Gerginlikle geçen pazar gününden sonra bugün sakin bir pazartesi sabahına uyanmıştım.Okul kıyafetimi de üzerime geçirdikten sonra hazırdım.Odadan tam çıkacaktım ki ceketimi almadığımı fark edip geri döndüm.Siyah kapüşonlumu elime aldığım da bunun onun getirdiği ceket olduğunu farkettim.
Cumartesi akşamı eğer annem de Gökdeniz'i görmeseydi kesin ben hayal gördüm diye düşünürdüm.Çünkü sanki her şey buna bağlıymış gibi ceketimi getirmiş ek olarak da pazartesi okula gelmememi istemişti.
Kıçımın züppesi.
Tabii ki de gidecektim.Hatta o gelme dediği için hayatımda ilk kez bir pazartesi okula bu kadar mutlu gidiyordum.
Ne demişti?
"Eğer hala bana biraz olsun güveniyorsan Aybars gelmezsin."
Güven?
Gökdeniz'e karşı belki gereğinden fazla bir sürü duygu hissediyor olabilirdim ama aralarında asla güven yoktu.
Evden çıktığımda kulaklıklarımı takıp şarkıyı başlattım.
I've been watching you
For some time
Can't stop staring
At those oceans eyes(Multipedia'daki şarkı)
Şarkı birkaç saniye devam etmişti ki en nefret ettiğim şeylerden biri olup telefonum çalmaya başladı.
Tam da en sevdiğim kısım geliyordu.Sinirle ekrana baktığımda iyice sinirlendim.
"Ne?"
"Bebeğim sakin.Günaydın."
"Günaydın."
"Nerdesin?Çıktın mı evden?"
"Evet.Noldu?"
"Beni bekle.Birlikte gidelim minik koyunum."
Telefonu suratına kapatıp kulaklığımı da çıkarıp çantama attım.Oğuz'la asla sessizce duramazdık çünkü.
Okula yürümeye devam ederken birkaç dakika sonra tam yüzümün önünde aniden beliren kediyle tam anlamıyla altıma sıçtım.
"Korktun mu?"
Elimi kalbime koyup elinde kediyi tutan Oğuz'dan uzaklaştım.Sabah sabah bu enerjiyi nereden buluyordu?
"Yok.Altıma sıçtım birazcık.Nerden buldun onu?"
Oğuz elindeki yavru kediyi bana uzattığımda kucağıma aldım.Çok küçüktü.Bu cani inşallah annesinden ayırmamıştı yavruyu.
"Evden beri beni takip ediyor.Ben de yorulmasın diye kucağıma aldım."
Okula yürümeye devam ederken minik kedi kucağımda iyice mayışmıştı.
"Seni takip ettiğini kendi mi söyledi?"
"Evet.Emir'le takıla takıla artık hayvanların dilinden iyi anlıyorum."
Arkamda bir yere bakarken konuştuğu için ben de arkamı döndüm.Emir biraz gerimizdeydi.Büyük ihtimal Oğuz'u duymuştu.
"Oo Emir.Sen uğrar mıydın buralara?"
Kaç gündür onu görmüyordum.En son hasta olduğunu söylemişti.
"Günaydın."
Emir sorumu görmezden gelip Oğuz'a bakıyordu.Pekala bir soru değildi ama yine de takılmamıştım.Onlar birbirlerine öylece bakarken sorunları olduğunu bildiğim için elimdeki kediyle kantine doğru yürümeye başladım.