Bölüm şarkısı-Cranberries Zombie***
Beynim olduğum konumun farkına varmam için bedenime sinyal verirken, farketilmemek adına kendimi hemen, iki binanın birbirine olan yakınlıklarından dolayı oluşturduğu küçük aralığa sıkıştırdım. Gözlerim hala o vahşi görüntüdeydi.Avucunun içindeki içki şişesiyle karşısındaki kocaman kurt'u alt etmeye çalışan zavallıya korku dolu gözlerle baktım. Adam çakırkeyifti, muhtemelen kendisini şu an bir rüyanın içinde sanıyordu. Yada bir kabusun. Ki bende öyle olmasını diliyordum.
Gözlerimi büyük kurt'un bembeyaz tüylerine çevirdim. Aklım kurtun mahalleye nasıl indiğine takılı kalmıyordu çünkü, bir kaç sene önce bu mahallede aynı olaya yine kulaktan duyma tanıklık etmiştik. Fakat şu an birebir rastlamak beni dehşete düşürürken bakışlarımı yine avcıya, ve av diye sıkıştırdığı adama çevirdim.
Adam zorlanarak kurta doğru "Git" diye mırıldandı, bunu söylerken bile dili sürtüşüyordu. Adamın bir çakırkeyiften çok sarhoş olduğunu farketmem ona daha çok acımama sebep olurken, "Kaç!"diye fısıldadım.
Kaçmalıydı, yoksa boynunu tek pençesiyle kırabilecek bir kurt' un karşısındaydı.Belki kaçsa kurtulabilirdi.
İçime oturan vicdanla birlikte kendi kendime mırıldandım "Yapabilirsin!". Bunu adama değil kendime kanıtlamaya çalışıyordum. Defalarca içimden bu kelimeyi tekrar ederken bedenimi küçük aralıktan çıkardım.
Yapacağım şeyden sonra hayatında dönüm noktasını yitiricek bir insan varmı diye düşündüm. Hayır yoktu.
Ki zaten benim çok önemli bir hayatımda yoktu. Her gün ebeveyninden şiddet gören, anne ve baba sevgisi tatmamış bir insandım.Biliyordum;Efsun arkamdan çok ağlardı.Oda bir zaman sonra edindiği yeni arkadaşlıklarla acısını soğutabilirdi. Evet bencildim, ve bencilce düşünüyordum ama, belki güzel bir yuvaya sahip olan bu adamın ölmesini istemeyecek kadar da vicdanlıydım.
Gözlerimi gökyüzüne çevirip şans diledim. "Bir kere yanımda olsun,lütfen" diye fısıldadıktan hemen sonra ayaklarıma büyük bir kuvvetle yüklendim. Kurt'un ilgisini çekmek için attığım büyük çığlık sokakta yankılandıktan hemen sonra, onun bedenini gerçek bir yırtıcı gibi üstüme atmasıyla son buldu.Kalbimin pompaladığı kan sesi, adeta kulaklarımda patlıyordu.
"Biraz daha" sesim çığlık çığlaydı. Sokağın başına doğru koşmaya devam ederken tekrar aynı kelimeleri bağırdım. Gözlerimin hedefinde yine binaların oluşturduğu o boşluk vardı, bedenimde düşüncelerime ayak uydururcasına tüm enerjisini ayaklarıma yüklüyordu. Tüm saçlarım,korkudan ve yaşadığım adrenalinden dolayı enseme ve yüzüme yapışmıştı.Saç diplerime kadar terlemiştim.
Kurt'un attığı pençeyle devrilecek bedenimi acı dolu haykırışla durdururken, arkası çoktan sivri tırnaklarına takılmış montumun, koşmasını engellemesi için yalvardım.
Bedenimi hedeflediğim binanın boşluğuna acı dolu bir çığlıkla fırlattım. Pürüzlü duvar çıplak kalmış sırtımı tekrar eşelerken, gözlerimden akan sıcak gözyaşlarını avuç içlerime kuruladım. İnsanın ölümle pençeleşmesi kadar zor bişeyin olmadığına birebir şahit olurken, saniyeler önce yaşadıklarıma bir küfür savurdum. Çok korkmuştum.
Kurt'un pençesinin yetişmemesi için kendimi dar alanda biraz daha iteledim. Diğer boşluktanda çıkabilirdim ama, izlediğim belgesellerde kurtların gözlerine kestirdikleri avlarının kokularını, kilometrelerce öteden duyumsadıklarını öğrenmiştim. Kokumu alıp izimi sürmesin diye saatlerce bu boşlukta bekleyebilirdim.
Acısının çok daha arttığı sırtımla birlikte, iki saatin son demlerinde boşluğun başına doğru ilerledim. Başımı çıkarıp kurt' un hala orada olup olmadığına baktım. Yoktu. Gitmişti.
Sokakta tek kıpırtı bile yoktu, kurtarmaya çalıştığım adamda kaçmış olmalıydı. İşimi şansa bırakmamak adına kendimi diğer boşluğa doğru sürükledim. Ayağımı emin adımlarla tamamen sokağa doğru attım, yaralı bedenimide boşluktan çıkarırken rahatlamanın getirdiği huzurla birlikte nefesimi bıraktım. Tam sokakta yürümek için adımlamışken, arkamdaki bedenin getirdiği ürperti, huzuru göz kapaklarıma çiviledi.
Duyduğum hırıltılı nefesle boğazımı yırtarcasına attığım çığlık, sesimin boş sokakta yankılanmasına neden oldu. Yaşadığım akıl almaz korkuyla birlikte karanlık, kahverengi merceklerimi esareti altına alırken, dudaklarımdan dökülen son kelimelerle bilincim çoktan kapanmıştı.
"Lanet olası şansım!".
***
Bölüme 20 vote sınırı koyuyorum :)
Geçmediğiniz sürece yeni bölüm yok:(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARAN(+18)
Teen Fiction(Küfür, şiddet ve psikolojik baskı bulunduran birçok sahne bulunmaktadır. Lütfen, yorumu dikkate alarak kitabı okuyunuz!!) /Çalınma, söz kaçırma, kapak taklidi durumunda yasal işlemler başlatılacaktır./ *** Uzaklaştığın yolu takip ederek, terk ettiğ...