Episode^18

88 13 0
                                    

"Vedalar, sevdaya dahil değilmiş."

Yaşadığım o andan sonra anladım, ben bakmışım, görmemişim. Kalbime aldığımın hayal kırıklığı olduğunu görmemişim de, güvenle bakmışım.

Aşka inanmıyorum diyen birisi, eskiden yaşadığı aşkın acısı altında kıvrılmıştır. Güvene duygusuna inanmıyorum diyen birisi, çok güvendiği kişiden zarar görmüştür.

Birisinin güvenini yıkan kişi ne düşünür ? Sadece güven yıktığını mı ? Halbuki öyle değildir, sadece güvenmek yıkılmaz. Onuru kırar, merhameti kırar, yanılmışlık hissinden kendine kızdırır.

Düşüncelerimi kafamın içinden atamıyormuşum da denize savruluyormuş gibi hissediyorum.

Bu sakinliğim beni korkutuyor. Delirmem, isyan etmem gerekirdi ama şuan sadece geceyle bir olmuş denizi seyrediyordum.

Hayatıma dahil olan 5 kişi, aile dediğim 5 kişi, bir anda hayatımdan çıkavermişti. Ne istiyordum ? Ne yapmak istiyordum ? Gidip onlara kızmak mı ? Hesap sormak mı ? Onların sahte pişmanlıklarını izlemek mi ? Hayır. Tek istediğim buradan gitmek.

Hatırlıyorum da bu şehre ilk geldiğim gece 'Merhaba İstanbul, burada ilk gecem, 4 yıl kalıp gideceğim' demiştim.  2 yıl iyi dayanmışım, artık gideceğim İstanbul.

Telefonumu elime aldım. Melike, Mercan, Cihad, Mert, Barış hepsi aramış ve Mesajlar atmışlardı.

Hiçbirini okumadan sildim. Sosyal medya hesaplarımdan tüm fotolarımı kaldırdım. Ayarlardan whatsapp'ı sildim. Telefonumu kapattım. Arka kapağı açıp hattımı ve hafıza kartını kırdım. Ve hepsini denize fırlattım.

Söyleyemediklerim boğazıma kadar dolup taşıyordu. Kızıp bağırmak çağırmak istiyordum. Sesimi duyuramayacaktım.

Omuzlarımdaki gerçeklerin ağırlığı ile kalkıp taksi beklemeye başladım. Er yada geç onların yüzünü eşyalarımı almak için görecektim. Erkenden bitsin istiyorum.

Gördüğüm ilk taksiyi durdurup bindim ve adresi söyledim.
Yol boyunca camı açık bıraktım.

...

Evin önüne geldiğimizde parayı uzatıp indim.

Bir sürü ses yığını ve palavra dinleyecektim. Şimdiden sinirlerim gerildi. İçimde hissettiğim öfke, eve girmek için her adım attığımda daha da artıyordu.

Çantamdan anahtarı çıkarıp deliğe soktum. İçeri girip kapıyı kapatınca bütün kalleş ordusu tam takım içerideydi.

Melike tam konuşacaktı ki;

-" Ağzını açanı yakarım."  Dedim dik dik bakarak.

-" Barış, gruba son dahil oldun ve az sevdiğim sensin. Senden başlayım. Seni hiçbir şey için suçlamıyorum. Bunlar saklamış( Cihad'ı göstererek) sen mi saklamayacaktın ?"

-" Mert, yaptığım hiçbir şeyi abartmadım, dost dediğim için yaptım. Dost dediğime bakma o sıralar Mercan'ı sadece bölümden bilirdim. Senin içinde piç kurusu derdim. Merak etme sonradan da öyle olduğunu anladım aynı bugün gibi. Ama anlamadığım bir şey var... Ya ben hiç tanımadığım şimdi olsa götüme bile takmayacağım bir kız haksızlığa gelip aşkından oldu diye piç dediğim çocukla barıştırıyorum, o esnada tokat yiyorum ve  kardeş dediğim sen benden büyük bir şeyi saklıyorsun. Yazık.

-" Mercan, Mert için ne dediysem aynıları senin için geçerli. Özellikle kızlara hayret ediyorum. Ulan be, ne kalleş insanlarmışsınız. Ney için sakladınız ? İyiliğim için mi ? Açıklayacaktık gerçekten mi diyeceksiniz. Eğer bunları diyecek olursanız beni gerçekten hiç ama hiç tanımamışsınız demektir."

-" Melike, adalet perisi, asi melek Melike. Sıfatının yanına kahpe eklemeyi unutmuşsun, belki kazıkçı belki ihanetçi.  Kızlarda ilk tanıdığımdın. Keşke tanımasaydım dediğimsin şimdi. Pardon hepiniz.

-" Cihad,  buraya adım attığım ilk gün ilk seni tanıdım diyordum. Ne ilk ama, yıllar yıllar öncesine dayalıymış. Sen benim güvenimi almadın sadece, sen benim bize ait çocukluk anılarımızı da çaldın. Sen benim umudumu çaldın, sevgimi çaldın, geleceğimi, hayallerimi çaldın. Nasıl bu kadar acımasızsın söylesene ? 2 yıl boyunca her gün suratıma nasıl bakabildin ? Bu kadar insanı günahına nasıl dahil edebildin ? Daha otobüsten indiğim ilk gün verdiğim adresi okuyunca yavaşlamıştın, taşlar yerine oturuyor Cihad, o gün bile biliyordun o evin anısını. Babamın da yanmış diyince sakın gitme diyişi. Sen benim bu hayattaki güvendiğim her insanı öldürdün. En acısı da ne biliyor musun ? Ben o kişi yüzünden senin kollarında ağladım, sende iyileştim, herkes öldürürdü sevdiğini, sen acı çektirdin, keşke öldürseydin. şimdi açtığın yara, seninle sarılamaz. Ne kadar ağır geliyor aldatıldığım adamın, sevdiğim adamdan daha dürüst çıkması.  evet biliyorum senden benden intikam almak için yaptığını ama o aldığı intikamın konusu göz ardı edilemez kadar gerçek. Cihad, sen bana yalnızlığın kaç bucak olduğunu hissettirdin. kim bilir belki daha neler saklıyorsundur. Seni vicdanın affetsin."

-" vicdanınızla baş başa kalın."


Dedim ve odama geçtim.sürüklemeli bavula ihtiyacım olan her şeyi doldurdum. Fermuarı çekip dışarı çıktım.

-" Nereye gidiyorsun Süveyda ?" Cihad ayakalanmıştı.

-" Hiçbirinizi ilgilendirmez."

-" İzin vermiyoruz bu evden çıkamazsın." Dedi ve bardağı taşıran son damla oldu.

Bavula tekme atıp -" YETER BE!" Diye çığlık attım.

-" ARAMIZDAKİ HER ŞEY BİTTİ! Buradaki herkesle bütün her şeyim bitti. Hiçbirini bir daha görmek istemiyorum. Gelip hayatımı mahvettiniz lan el birliği ile gelipte hayatımdan attığım insanların mı lafını dinliycem. İlla intihar mı edeyim ?" Diyip cihada yaklaştım.

-" ölümü omzunda taşımak istemiyorsan yoluna bak Cihad Akman."

Akan göz yaşlarını silip geçmem için yol verdi. Cebimde duran evin anahtarını çıkarıp yere attım.  Melike ve Mercan'ın ağlama seslerini duymuştum, giderken.

•Sûveyda• BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin