episode^9

194 54 65
                                    

Kulakları parçalayan bir gök gürültüsüne sıçradığımda kalbim korkudan dolayı hızlı hızlı atıyordu. Battaniyeyi daha çok çektim kendime doğru. Saate baktığımda 40-45 dakika uyuduğumu anladım ve yutkunarak yattığım yerden doğruldum. Havadandır, üzerimde çok büyük bir yorgunluk ve halsizlik var. Canım hiçbir şey yapmak istemiyor, hatta bana iyi gelmeyen bu havaya maruz kaldıkça aklıma Sarp geliyordu. Mutfağa girip kendime su doldurdum. Dilim damağım birbirine yapışmıştı ve suyu her içişimde yüreğim ferahlıyordu.
İçeri geçip dvd'lerden film seçtim. Diske taktım ve yerime geçip kendimi battaniye ile yamaladım.

Sarp.

Aklıma sürekli gelmesi hem konsantrasyonumu hemde sinirlerimi bozuyordu. Dayanamayıp telefonumu aldım ve ona mesaj yazdım.

Gönderen Sûveyda

' Naber karaktersiz? Kız kardeşine olanlar için kusura bakma, biraz midem kalkmadı değil, ama bunların hesabını teker teker soracaksın, zehir gibi yayılacağız ailene, şerefsiz çocuk'

Diyerek mesajı gönderdim. Ardından kendi fotoğraflarımdan en doğal olanını ve mutlu olduğumu belli eden bir fotoyu seçip instagramda paylaştım, altına şu notu yazdım.

" Kızlar hayranı olduğunuz Sarp, kiminiz ile sevgili ise aldatılıyorsunuz :D Bu kadar mide bulandırıcı insanla sevgili olmaktan utandım. Ben yanlış bir şey yapmadım, kendisi şerefsiz olmasaymış bende bunu yazmazdım haha." Diyerek gönderdim.

Oyun mu istiyordu, alsın oyun. Canımı yakanın canını yakarım.

Ama bir hassa akşam olurken, canım acımıyor değil, güvendiğim yerler sızlıyor, onsuzluğun boşluğu beni üşütüyor. Ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum mesela. Ne kadar güçlü olursam olayım zoruma giden bir takım şeyler oluyor içimde. Bir zaman çok sinirli iken, bazen ağlama krizlerine giriyorum, emin olduğum tek bir şey varsa eğer o da depresyonda olduğumdur. Mantıklı düşünemiyorum, ne yapacağım bilmiyorum, duygularım karman çorman olmuş bir vaziyette beni hiçliğe sürüklüyor, uzatmasını istediğim eller, beni uçurumdan aşağı atıyor.

Çok yalnız hissediyorum kendimi, Cihad nerede ? O gelecekti işte, belki dinlerdi derdimi.

Film kendi kendine oynuyordu ama sadece sinekler izliyordu anlaşılan.

düşünceler arasında kaybolurken çam yeşili parkenin yanında duran bilgisayara gözüm ilişti. 'Umarım şifresi yoktur' diye düşünürken 'neden şifresi olsun ki' diyerek kendimle tartıştım. Çünkü Cihad tek başına yaşıyordu ve özeline bakacak birisi yoktu.

Vay canına sanki kendimi fotoğraf mahseninde hissettim. Onlarca albüm çalışması ve hepsinde bir sürü fotoğraf. Gerçekten harika duruyordu. Girmemem gereken özel çalışma adlı albümlerde vardı elbet. Ama meraklanıp özel albümlere girdiğimde hiçbir şey yoktu, özel çizim fotoğraf olması dışında. Klasörden çıkıp gözüme bir şey ilişene kadar ekrana bakınmaya devam ettim. S yazan klasöre girmeye çalıştığım anda karşıma şifre çıktı. Söylene söylene klasörü kapattım ve arama motoruna tıkladım. Şuan en hoşuma gidecek ve zamanımı getirebilecek olan tek şey Cem Yılmaz'ın talk show gösterileriydi. Videoyu durdurup mutfağa gittim. Tepsiyi tezgaha koyarak türk kahvesini pişirmek için karıştırdım. O pişe dururken tabaklara cipsi çekirdek çikolata ne bulduysam koydum. Boş paketleri çöpe attım. Türk kahvesi dünyanın 2. Harikasıydı! 1. Uyku ❤

Cezveden sesler yükselince koşup direkt bardağa doldurdum kahveyi. Bol köpüklü miss. İçer miyiz ?

Her şey gözüme tamam gözükünce tepsiyi alıp odaya geçtim. Oturmadan önce camı kapatmak zorunda kaldım çünkü bedenim üşümüştü. Pikeyi yeniden omuzlarıma atıp cips tabağını önüme aldım. Eğilip videoyu başlattım ve keyfini çıkara çıkara izleyemeye başlamıştım. En kaliteli talk show sunan kişilerin arasında yer alıyordu benim için Cem Yılmaz. Bir yandan cipsileri yiyor bir yandan kahkahalarla evi inletiyordum. Hatta az daha boğuluyordum bir keresinde. Türk kahvemi içip fal bakmak için kapattım.

•Sûveyda• BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin