Sabaha karşı, gözlerimi araladığımda, ağlamanın akabinde getirmiş olduğu yorgunluğu başımda hissettim. Sanki biri gelip başıma arkadan balyozla vurmuş gibiydi. Beni aldattığını öğrendiğim o pislik aklıma gelince yüzümü buruşturdum. Ve fark ettim... Onu hatırlatan şeyleri aklıma getirdikçe kalbimde olan acıyı.
Oysa seviyor sanmıştım. Bi yandan hayret ediyorum halbuki! Tebrik ederim kendisini cok güzel oynadı oyununu. Hayatımı güzelleştirdiğini düşündüğüm kişilerin, yaşantımdaki beş para etmez insanlar olmasını fark etmek gerçekten sinirlerimi bozuyor artık. Yıllar boyunca; sus! Kısmet değilmiş. Sus! Olacağı varmış. NEREYE KADAR ?
Her ne kadar artık susmasam da, yalanla yaşamak yerine gerçeği bilmenin daha iyi olduğunu düşünüyorum. Yalan, yanlış bir şeye devam etmek mi iyidir, yalan yanlış olduğunu bilip veyahut öğrenip o şeyden vazgeçmek mi ?
Vazgeçmek.
Sağa doğru dönüp üzerime atılmış, krem rengi yorganı daha çok üstüme çektim. Karanlıktı, korktuğum için telefonuma baktım. Uyku bedenimi terk etmişti.
Bildirim panelinden gelen bildirimleri okumaya başladım. WhatsApp 3 sohbet. Annem, Melike, Cihad... Cihad bana sesli mesaj yollamıştı.
Tıklayıp, dinleyebilecek şekilde kulağıma götürdüm telefonumu.
Yıkarlar seni kadın, yerde kalırsın.
Ses kaydında, cihad'ın Sarp'la olan konuşması, Sarp'ın çirkin itirafları, Cihad'ın siniri ve hırpalaşma sesleri vardı. 2 dakikalık sessizlik ardından, haşırtı sesleri ve Cihad'ın sesi...
Duyduklarım karşısında şoka girerken, bir elimle başımı ovdum. Çünkü bi an Cihad'ın, Sarp beni aldattı diye kız kardeşine öyle bir şey yaptığını düşündüm. Derin nefes aldım. Beni koruyordu. Benim intikamımı almıştı.
Cihad olmasaydı diye düşündüm bi an, onsuzluğu düşünmek bile boğazıma yumruları dizmeye yetmişti.
İlk önce melikeye cevap verdim. Çünkü melike 49 cevapsız çağrı ile, 92 mesaj atmıştı. Tek tek yazdığı kesindi, huyunu bildiğim için endişelenmedim. Sarp'ın beni aldattığını başka bi aile arkadaşımda kalacağımı beni merak etmemesini yazdım ve yolladım.
Şimdi sıra annemdeydi...
Mom: kızım açsana telefonlarımı, neredesin merak ediyorum. Hemen bana dön!!!!
Ben: Anne yoğunum, sınav haftası dersler çok zor, telefonu şarja takmaya vakit yok, merak etme canım annem. Uygun olunca dönerim. Yazıp gönderdim.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra, adeta yürüyen ölü misali mutfağa gittim. Masayı bir kere sildikten sonra kilerde duran sofra bezini serdim ve buzdolabından yenilecek kahvaltılıkları çıkardım. 2 bardak, çay kaşığı ve çatal koyduktan hemen sonra tavayı çıkartıp sosis, salam, yumurta pişirdim.
Yumurtalar pişerken bir yandan da kokular yüzünden öfleniyordum. Kahvaltı hazır olduktan sonra çıkmadan mutfak balkonunu açtım ve sonra tüm 1, 2 odanın camını daha açtım.Cihad'ı arayıp aşağı gelmesini söyleyecektim lâkin telefonu kapalıydı. Merdivenlerden hemen çıkıp, Cihad'ın bana ilk akşam gösterdiği odaya yöneldim. İçeri göz attığımda yüz üstü ters bir şekilde uyuyordu. Üzerine geçirmiş olduğu tişörtten hafif dokundum uyanması için.
Az dürterek uyandırmaya çalışsam da sonuç başarısızdı. Ellerimi kolundan çektim ve içimden üçe kadar sayarak Cihad diye çığlık attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Sûveyda• BİTTİ
RomanceRengarenk düşler sayfasında uçan bir kuştum, uçurumda salladım kanatlarımı... Şimdi atlasam... gökyüzü ve deniz arasında varolsam.... intihar mı derler buna söyle. Yoksa kavuşma mı... ? Bir gülüş kenarına mavi balonlar hediye et. Bir bakışta kaybol...