"Ezra abla " arka koltuktan sesi gelen çağlaya dikiz aynasından baktım
"Efendim canım " dedim ve tekrar önüme döndüm arabayı kullanırken huzursuz kullanıyordum bunun sebebi kim olabilir sizce ? tabiki çelik arabaya bindiğimden beri yavaş ezra düzgün ezra şurdan dönecez bla bla bla...
"Nereye gidiyoruz ?"
"AVM 'ye bebeğim telefon falan alacam "
"Kıyafet ? " Diye sorduğunda çelik benden önce davrandı
"Hayır , asla kıyafet alınmayacak " dedi net ve usanmış bir ses tonuyla
"Almayacağım zaten eve yerleştikten sonra " dedim bilmiş bir tavırla
"Güzeel " dedi ve konusmak icin tekrar nefes aldı "ezra arabayı iğrenç kullandığının farkındamısın"
"Çelik hemen şimdi susmazsan bu arabadan kimse sağ çıkmaz " sesim sinirli bir okadarda gergin çıktığını anlamış olacak ki hemen sesini kesti
"Telefon almayamı geldik abiiiiiii banada alalımmı lütfen eskidi zaten telefonum " çağla abi dedikçe kalbim yanıyor içim sızlıyor hemen kendimi toparlayıp yanımdaki görevliyle telefoara bakmaya devam ettim
"Kızım manyakmısın git annem alsın . çağla hadi sen git kıyafet mağzalarına kardeşim çıkarken biz seni ararız " dedi bıkkın sesiyle ardından bana yaklaştı elini omuzma koydu "seçtinmi canım "
Başımı aşşağı yukarı salladım "evet gidelim " dedim kasaya doğru ilerlerken. parayı ödeyip mağzadan çıktık asansöre binip üst kata çıktık ordanda hattımı aldıktan sonra otoparka indik çağla elinde bir sürü poşetle arabaya geldiğinde çelik söylenmeye başladı "çelik sen sür" deyip sürücü koltuğunun yanındaki yolcu koltuğuna geçtim çelik bagaja çağlanın aldıklarını yerleştirip arabaya bindi
"Napıyoruz şimdi " dedi çağla bağırarak
"Seni eve bırakacaz kuzum bizim işimiz var " dedim çelik bana anlamayarak bakarken çağlada duyduğundan memnun olmamış surat ifadesini takındı cama kafamı yasladım ve şöyle bir hayatımı düşündüm iki yıldır görüşe bir kere bile gelmeyen annem ben çıktıktan sonra yine beni görmüyor kan bağım olmayan insanlar öz ailem oldular şu dünyadaki tek yaşama kaynağım intikam sırf bu yüzden yaşıyorum bazen üşüyorum hatta donuyorum kalbim buz kestiği için bütün bedenim kaskatı kesildiği için üşüyorum vicdanım soğuduğu için üşüyorum
"Heey sana diyorum ezra " irkilerek çeliğe baktım
"Efendim ? anlamadım " dedim ardından çelik benim anlamadığım sorusunu tekrarladı
"Napıyoruz dedim nereye gidiyoruz"
"Kendimizi göstermeye " dedim çelik anlamış bir şekilde arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı
"Nerde takılıyorlar artık aynı yerde değillerdir heralde " İki sene önce sürekli takıldığımız bi kafe vardı hergün ordaydık hatta ordaki çalışanlar gibiydik bir ara sahibu işletmesini bize devir edecekti
"Hala aynı yer " dedi normal tavırla ilginç modası çoktan geçmemişmiydi oranın "hala bütün şehir orda "
Eskiden bir yere gittimmi bütün gözler bana döner herkes arasında 'bu hazarın kardeşi değilmi ' diye fısıldaşırdı sonra abim öldü herkes beni ben olarak tanıdı
Arabadan inip kafeye doğru yürüdüm kapının önüne geldiğimde gözlüğümü çıkartıp başıma taktım çelik kapıyı açıp eliyle önden geçmem için işaret yaptı bir adım atıp içeri girdim ki aynı saniye içerisinde gözlerim selimi buldu kolunu bir kızın boynuna dolamış gülerek birşeyler anlatıyordu gülmesini hiç bozmayarak kapının onüne baktı beni gördüğü anda suratındaki o gülüşü kayboldu yavaş adımlarla ilerleryerek selimin çaprazındaki masaya geçtim bir kaç kişi yanıma gelip sarıldıktan sonra selim de yanıma geldi galiba şuan ölebilirim iki yıl sonra onu görmek nasıl özlemişim kalbim böyle derken gururum ağzımı burnumu dağıtıyor çelik selime hiç iyi gözükmeyen bakışlarını atarken selim ona aldırmadan konuştu
"Merhaba ezra seni tekrar görmek güzel çok değişmişsin " sesinde anlamlandıramadığım bir ton vardı ve beni söylediği her harf öldürüyordu onun yüzünden girmiştim ben cezaevine . ona hala aşıktım ama bu intikam alacağım gerçeğini değiştirmezdi öyle değilmi
"Merhaba selim senide görmek güzel ama sende bir değişiklik yok hala aynı it herifin tekisin " değilsin çok tatlısı allah aşkına kalbim ve dilim ne kadar zıt böyle
"Yapma ezra hala çocuk gibi davranıyorsun bırak artık şunu büyüdük bak " dedi kendini ve beni göstererek
"Ya tabi büyüdük sen yirmi üç ben yirmi oldum sen eğlendin ben öldüm sen gezdin ben bir yerde tıkılıp kaldım sen arkadaşlarınlaydın ben bir başımaydım şimdi sen neyden bahsediyorsun azıcık adamlığın olsaydı ben geldiğimde burayı terk ederdin tabi adamlığın olsaydı" dedim ve çantamı alıp dışarı çıktım ardımdan çelikte geldi
"Yedimi sence " dedim çeliğe dönerek
"Kesinlikle " dedi ve aklına yeni bişeyler gelmiş gibi konuşmaya tekrar başladı "sen hala bişe yemedin " dedi off bu bakışı biliyorum hemen bişeyler yemezsen dayak yersin bakışı bu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİN
Ficción General"Ben ... Ben sana birşey yapmadım " "Sen değil güzelim ABİN " ***********