Dengemi kaybedip yere kapaklanırken gözlerimin yandığını hissettim. Ceren uzakta durmuş, benim Ege'den dayak yiyişimi izliyordu. Ege'nin tekmeleri arasında kıvranıyordum. Hıçkırıklarımı serbest bıraktığımda Ceren'in o iğrenç kahkahası kulaklarımı doldurdu. Ege saçımdan tutup bana bağırmaya başladığında kendimden geçmek üzereydim. Âdeta cehennemi yaşıyordum. Birden üzerimdeki bedenin çekildiğini hissettim ve sert bir ses duydum. Kafamı kaldırıp bakacak halim yoktu. Kulaklarım uğulduyordu. Birinin yüksek sesle bağırdığını duydum ama kelimeleri seçemiyordum.
Biri kolumdan tutup yavaşça kaldırmaya çalıştı ama izin vermedim. Acı içinde kıvranıyordum. Kendimi bırakmamalıydım. Başıma toplanan insanların sesini duydukça daha fazla titremeye başladım. Artık dayanamayarak gözlerimin kapanmasına izin verdim.
++++
Gözlerimi açtığımda gözüme çarpan ışıkla gözlerimi tekrar kapadım. Birkaç saniye öyle kaldıktan sonra gözlerimi kısık bir şekilde açtım. Gözlerim ışığa alıştıkça daha fazla açmaya başladım. Etrafıma bakındığımda beyaz bir hastane odasında olduğumu anladım. Hareket etmeye çalıştığımda acıyla inledim. Kapının açılmasıyla bakışlarımı kapıya çevirdim. Yaşlı bir doktor, bir hemşire ve yengemi gördüğümde gülümsemeye çalıştım. Yengem yatağın ucuna oturup "Annem, iyi misin?" diye sorduğunda başımı sallamakla yetindim. Her yerim ağrıyordu ama zaten üzgün olan yengemi daha fazla üzmek istemedim.
Doktor hemşireyle konuştuktan sonra bize döndü. "Derin, nasılsın? Ağrın var mı?" Başımı olumlu anlamda salladım. "Elinde çatlak var. Darbe almışsın galiba. Bunun dışında ciddi bir sıkıntın yok. Vücudundaki morluklar için krem ve ağrı kesici verdim. Yarın evine dönebilirsin." kısık sesle cevap verdim. "Teşekkür ederim." Doktor bana geçmiş olsun dileyip hemşireyle odadan çıktı.
Yengem kaşlarını çatıp sağ elimi tuttu. "Annem kim yaptı bunu sana? Yine mi o kız? Kendini savunabilmen lazım biliyorsun değil mi? Kendini o kıza ezdirme. Sen bana dayından emanetsin." sorusunu yineledi. "O kız mı yaptı bunu?" cevap vermekten korkuyordum. O yapmamıştı ama yaptırmıştı. Hiç bu kadar ağır dayak yememiştim. Acıyı her hücremde hissetmiştim. Onlara cevap vermeye bile korkarken kendimi nasıl savunabilirdim ki?
Cevap vermediğimi gördüğünde gözündeki öfkeyi gördüm. Ayağa kalktığında elini bırakmadım ve bana bakmasını sağladım. "Lütfen bir şey yapma. Bu sefer beni öldürürler." "Ne demek bir şey yapma! Halini görmüyor musun? Acıdan konuşamıyorsun bile! Bunun bir daha olmasına izin vermeyeceğim." Eğilerek hafifçe alnımdan öptüğünde elini çekti ve odadan çıktı.
Bundan sonrasından korkuyordum. Ne zaman şikayet etsem ya da beni sıkıştırırken yakalansak müdürden azar işittikten sonra okul çıkışında iki katını yaşatıyordu. Her dövüldüğümde daha güçlü olmam gerekiyordu ama ben tam tersine daha da zayıflıyordum. Bünyem sanki yavaş yavaş ölüyordu. Tutunmak için bir sebebim yokken, hâlâ onlara inat karşılarında duruyordum. Ama biliyordum ki o hep istediğini alırdı.
Dinlenmem gerekiyordu ama ben hâlâ salak gibi olanları ve olacakları düşünüyordum. Vücudumun titrediğini anladığımda sakinleşmeye çalıştım. Lanet olası anksiyetemle başa çıkmak o kadar zordu ki, beni öldürüyordu resmen.
Uyumam gerektiğine karar verdikten sonra gözlerimi kapadım, ama bir anda uykumu kaçıran soruyla tekrar düşünmeye başladım; beni onların elinden kim kurtardı?
-----
Saat şu an sabah 4.16 ve ben bölüm yazıyorum çünkü salağım. Neyse bir sonraki bölüm çok saçma oldu toparlanınca düzgün yazacağım. Belki değiştiririm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Princess || Texting
Teen FictionCorç: Derin Corç: Ne yapıyorsun bana anlamıyorum Corç: Böyle hissetmem normal mi bilmiyorum Corç: Yaptığım yanlış Corç: Ama seni yanımda istiyorum ××× gxg #3 gxg #4 gxg #5 gxg #6 gxg #7 gxg #9 |20.03.18|