0.1

425 30 51
                                    


Gece yarısı Astrid gizlice odasından sıvışmış kütüphanenin önün de kızlarla buluşmuştu.

"Emin miyiz bundan?" diye sordu Aisha.

"Kimse bize inanamaz. Bu işi kendimiz halletmeliyiz."

Yasaklı bölümün önüne gelmişlerdi.

Kapı tahmin ettikleri gibi kilitliydi. Astrid değneğini kapıya uzattı.

"Alahamora."

İçeri girerken etrafta kimsenin olup olmadığını kontrol ettiler.

"Ayrılmayalım. Yakalanma riskimiz artar." dedi Asta kızlara daha çok sokulurken. "Korktuğun için ayrılmayalım dediğini biliyoruz Asta." dedi Astrid ortamı yumuşatmak amacıyla gülerek.

"Ha-ha"

Rafları teker teker incelerken aradıkları bölüme gelmişlerdi. Bütün harflere teker teker baktılar. Aradıkları kitaba geldiklerinde üçü birden karınlarında bir karıncalanma hissetmişlerdi. Eğer bu durumda yakalanırlarsa gerçekten çok yanlış anlaşılırlardı.

Aisha kitap sayfalarını yavaşça çevirmeye başlamıştı ki sonlara doğru hızlandı.

"Hayır!" diye sitem etti. Az kalsın bağıracaktı ama son an da kendini dizginlemişti. Kitabı sinirle kapattı.

"Sayfa yırtılmış. Herhalde önceki olanlardan sonra önlem almışlar. " Asta başka bir kitabı eline aldı." İllaki başka bir yerde olma-" duydukları sözle duraklamışlardı.

Rafın arkasında duran çocuk saklandığı yerden çıkarak kızların karşısına geldi." James?! "dedi Astrid sinirle. Milyon defa omu takip eden biri olup olmadığını kontrol etmişti. Ama kimseyi görmemişti. Buraya geleceklerini nereden biliyordu ki.

"Bizi mi takip ediyordun?" Kaşlarını çatmıştı. James kızlara alaycı bir şekilde baktı. "Belki."

"Nasıl?" dedi Astrid. "Milyon defa takip eden birinin olup olmadığını kontrol ettim."

"Bizim burada olduğumuzu nereden biliyordun? " dedi Aisha.

James elini sweatinin cebine sokarken "Kendime has yöntemlerim var." dedi. Ama madem buradayız buradaki işimiz ne olduğunu söylemekle başlayabilirsiniz. " Kızlara daha çok yaklaşarak" Ne arıyordunuz?" dedi. Asta deyneğini çıkarıp 'Obliviate.' yapmamak için kendini zor tutuyordu.

Astrid'in bakışları ise onu durdurmaya yetmişti.

"Bu seni ilgilendirmez Potter!"

Meydan okurcasına çocuğa daha da yaklaşmıştı. James de kıza yaklaşırken başını eğerek kıza baktı. Gülümseyerek "Bence dene beni Eldoris." dedi. "Orada kim var?"

Ses bütün kütüphanede yankılanırken kızlar  tedirgince birbirine baktı.

"Filch!" diye fısıldadı James.

"Bizi burada yakalarlarsa bu sefer okul hayatımız sonsuza kadar biter." dedi Asta.

James kararsız bir rafların arkasına bir kızlara bakıyordu. "Eğer bana olanları anlatırsanız kimse görmeden buradan çıkmamızı sağlayabilirim.

"Nasıl?" kızlar aynı anda kaşlarını çatarak sormuşlardı. "Kendime has yöntemler." diyerek omuz silkti. "Kararınızı çabuk verin."

"Bak." dedi Aisha. "Buraya geldik çünkü okuldan atıldığımız için ailemiz zaten sinirliydi. Üstüne de derslerden geri kalmıştık. Kütüphaneye gelmiştik ders çalışmak için ama yasaklı bölüm görünce dayanamayıp içeri girdik. Meraklıyız. Okuldan atılma sebebimiz de zaten bununla ilgili. Şimdi yardım edecek misin etmeyecek misin? "

Yalan söylemişlerdi. Çünkü doğruyu söyleseler asla inanmazdı. İnansa bile yapabileceği hiçbir şey yoktu ve onun da başı derde girerdi.

Filch neredeyse onların bulundukları rafın yanına gelmişti. James zaman olmadığını biliyordu. Ne kadar kızların yalanına inanmasa da 'Sonra görüşeceğiz' der gibi kızlara bakarak rafın arkasında ilerledi.

Aisha rafların arasından Filch'e bakarken James rafın arkasında bıraktığı pelerini gizlice alarak kızların yanına geldi. "Yaklaşın."

Astrid "Hayatta olma-" derken Asta ve Aisha'nın bakışları onu susturmuştu.

Çocuğa iyice yaklaştıklarında pelerin tamamen üzerlerini örtmüştü. Biraz açık kalan yerler vardı ama karanlıktan belli olmuyordu.

"Bu görünmezlik pelerini!" diye fısıldadı Aisha durumu yeni idrak ederken. Dedikodularda Harry Potter'ın Ölüm yadigarlarının tamamına sahip olduğu geçiyordu. Ta ki mürver asayı kırana kadar. Ama bu dedikodunun gerçekliğini hiç düşünmemişti kızlar. Hele ki mürver asa gibi güçlü bir asayı kırmak...

Dedikodulara bugüne kadar inanmamışlardı işte.

Kütüphaneden çıktıktan sonra merdivenlerin önüne kadar beraber gelmişlerdi. James kızların yalan söylediğini anladığını açıkça söylemişti.

Onlara bu konuyu daha sonra konuşacaklarını söylemişti.

Kızlar her ne kadar anlattıklarının doğru olduğunu söyleseler de bu işten kaçamayacaklarını biliyorlardı.

Astrid James ile birlikte şişman kadının önüne gelmişti. Birbirlerinin yüzüne bakmıyorlardı.

Parolayı söyleyip ortak salona geldiklerinde Astrid kızlar yatakhanesine gitmek için hareketlendi. "Gördüklerini kimseye söyleme." dedi James kızı uyarır bir tonda. Artrid arkasını dönmeden aynı tonda konuştu. "Sen de söylemezsen neden olmasın."

James gülümsemişti. Astrid ne kadar arkasında bakmasada gülümsediğini biliyordu. O da gülümseyerek odasına girdi ve yarıda kaldığı uykusuna devam etti.

Sabah kahvaltı için büyük salona gitmişlerdi. Astrid Gryffindor masasında Lily ve Rose'la oturmuştu.

Lily kahkahalarla bir şeyler anlatıyordu. Astrid de aynı şekilde kahkaha atarak gülerken arada gözü James'e kayıyordu. Anlatacak yalan arıyorlardı sonuçta.

James arkadaşları ile konuşuyordu. Bir an için Astrid'e baktığında 'Sonra görüşeceğiz.' dercesine tek kaşını kaldırdı. Astrid de meydan okurcasına kaşlarını kaldırmıştı.

Bakışlarını ayıran şeyse yemekhanenin her tarafında yankılanan çığlık sesiydi. Herkes kafasını çığlığın geldiği yere çevirmişti.

Hupplepuff masasında bir kız elindeki gazeteyi yırtarcasına sıkıyordu. Ağlamaya başlamış kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu.

Profesör Longbottom hızlıca kızın yanına gittiğinde McGonagall kürsüye geçti. Kız yemekhaneden profesör ile birlikte çıkıyordu. Herkes merakla onları izliyordu. Fısıldaşmalardan etraf gürültülü olmuştu. "Herkes yemeklerini bitirip sınıflarına gitsin." dedi McGonagall. "Bakın." dedi Rose gazetesindeki bir sayfayı açarken.

Bir kadının ölüm haberi vardı. Sarah Danvers.

"Amy Danvers'ın ablası."

"Beauxbaton Sihir Akademisinde öğretmen." dedi Astrid şaşkınca .

Sinirle yemekhanede çıkan kardeşlerini görünce peşlerinden gitti.

Korktukları şey gerçek mi oluyordu yoksa...


Triple Troubles / The Next Generation AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin