Triple Troubles / The Next Generation Au

0.9

Medaya da Elenor Aura Miller var.

Herkes sahaya toplanmıştı. Etrafta büyük coşkulu bir ses yankılanıyordu.

Ravenclaw ve Gryffindor kapışıyordu. Maç 20-20 berabereydi.

James gözleriyle etrafı tararken Snitchi görmesiyle hareketlendi.

Babası ve dedesi gibi arayıcıydı. Ve çoğu oyunu kazanmalarını sağlamıştı.

Astrid Lily'le zıplayarak tezahürat yapıyordu. Hatta birbirlerinin yüzlerini gryffindor renkleriyle boyamışlardı.

Yorulduklarında duraklamışlardı ama tezahürata hala devam ediyorlardı.

Astrid özellikle gözlerini James'e dikmişti. Snitchi tutarlarsa kazanırlardı.

Dikkatle bakmayı sürdürürken kaşları çatılmıştı.

James'in süpürgesi hafifçe sallanıyordu.

Eliyle Lily'nin omzunu dürttü. "Şuna baksana." dedi elini James'e uzatarak.

Lily de gözlerini kısıp sahaya baktığında şaşırmıştı. "Onun sürürgesi mi sallanıyor?" dedi sesi duyulsun diye bağırarak.

James snitchin peşinden giderken aniden durmak zorunda kalmıştı. Sallantıyı hissediyordu.

Süpürge yavaşça titremeye başlamıştı ama şu an sarsıntı şiddetinin artışı hissediliyordu.

Gözleriyle etrafı taradı. Süpürgesini böyle sallanmasının tek sebebi birinin ona büyü yapması olabilirdi.

Elleriyle sopayı o kadar sıkı tutmuştu ki ellerinin kızardığını hissetti.

O an snitch umurunda bile değildi. Tek derdi düşmemeye çalışmaktı.

Süpürge hızını arttırırken kendini kaleye doğru hızla ilerlerken buldu. Direğe çarpma korkusuyla gözünü kapatırken süpürgenin ani duruşuyla savruldu.

Herkes korkuyla haykırmıştı.

Astrid'in, kalp atışları dışarıdan duyulabilecek bir seviyeye geldiğinde gözleri fal taşı gibi açılmış son anda süpürgeye tutunan James'e bakıyordu.

James'in gözleriyle etrafı taradığını görmüştü.

Astridle göz göze geldi.

Kalp atışları sanki mümkünmüşcesine daha hızlı atan James süpürgesinin yeniden hareket etmesiyle yere savruldu.

Herkes sahaya bakarken etraftan çığlık sesleri yükselmişti.

McGonagall James'in yanına hızla koştu. Etrafını saran çocukları geçerken çocuğun yanına oturmuştu.

"Ah siz Potterlar yok mu?!" diye kendi kendine mırıldanıyordu. Ama hala çocuğa bir şey olacak korkusundaydı.

James canının acımasına rağmen McGonagall'ın söylediklerine gülümsedi.

Albus kalabalığın arasından hızla ayrılıp James'in yanına geçti.

Lily de Albusun peşinden koşup abisinin elinden tutarak yere oturdu.

"Abi..." dedi Albus sadece.

James yüzünü buruşturmuştu. Sakin kalmaya çalıştığı çok belliydi.

"S-sanırım az ö-önce..." derin bir nefes aldı. "Birazcık kemiklerim kırılmış olabilir.

Asta ve Aisha Astrid'in yanına geldiklerinde sadece uzaktan James'i izlemekle yetindiler.