Çok özlemişim...

5K 152 12
                                    

Tahir kızına söz verdiği gibi tek bir dakika bile ayrılmak istemiyordu yanından. Hem kızı hem oğlu tek bir dakika olsun gözünün önünden kaybolmasınlar istiyordu. Onlarsız geçirecek tek bir dakikaya bile tahammülü yoktu...

Hastaneden çıktıktan sonra Tahir'in arabasıyla Osman babalarının o huzurlu evine doğru yola çıkmışlardı. Normalde gaz pedaline yüklenen Tahir içeride çocukları bulunduğu için öyle dikkatli sürüyordu ki şimdi arabayı. Önde Berrak oturuyordu, arkada Yiĝit, Nefes ve kucağındaki minik prensesi Deniz. Tahir aynadan arkada bulunan muazzam tabloyu izlemelere doyamıyordu adeta. Öyle çok hayalini kurmuştu ki bu manzaranın, gerçek olduğuna hâlâ inanamıyordu. Nefes'e onu bu manzaradan mahrum bıraktığı için ne kadar kızsada, gözlerini sevdiği kadının o güzel gözleriyle buluşturmak için can atıyordu sanki.

🍃

"Uuu kimler gelmuş, kimler gelmuş hoş geldunuz kuzularum !" Arabanın sesini duyan Asiye Nefeslerin geldiğini tahmin ederek hemen dışarıya koştu. Getirenin Tahir olduğunu görünce öyle sevindi öyle mutlu oldu ki.

"Hoş bulduk Asiye abla." dedi Berrak yüzünde kocaman bir tebessüm ile Yiğit'in elinden tutup eve doğru yürürken. Yiğit öyle çok özlemişti ki herkesi, açtı kollarını ve hızlıca koştu Asiye yengesinin yanına.

"Asiyeeee yengeeeee"

"Oyy yengesinin küçük paşasi kurban olsunlar ! Nası da büyümüş benum Yiğidum..."

"Asiye yenge Balım da burada mı, çok özledim ben onu."

"O da seni o gada çok özledi ki paşam, hep seni sordi. Şimdi okulda ama Fatih amcan sonra getirecek onu da buraya. Hadi sen şimdi koş bakayım içeri Osman dedende çok özlemiş seni !"

Berrak Fatih'in geleceğini öğrenince öyle mutlu olmuştu ki. Ne kadar aralarındaki buz bir türlü erimiyor olsa da tek bildiği bir şey vardı... seviyordu onu işte.

"Nefeees, Tahiiir yengeem siz gelmiy misiniz ağaç oldik ha burada."

Tahir cennet kokulu kızını almak için arabanın arka kapısını açtı. Deniz'i Nefes'in kollarından tam alırken sevdiği kadının saçları değdi yanağına. Keşke her şey yolunda olsaydı da Tahir o hasret kaldığı kokuyu çekinmeden derin derin çekebilseydi içine. İkisinin de istemsizce yüzü düştü o an, içinde bulundukları durumdan nefret ettiler. Nefes bir kez daha kendinden nefret etti fakat Tahir her şeyden nefret ederdi ama Nefesinden asla.

"Geldiiik yengem geldiiik." dedi Tahir. Yüzündeki hüzün yerini gururlu bir tebessüme bıraktı. İkinci defa birine "baba olduğunu" söyleyecek olmanın heyecanını yaşıyordu. Bu heyecanı ilk yaşadığında Yiğit Tahir'e baba demişti ve Tahir içi içine sığmayarak Ali'ye anlatmıştı bunu.

"Uuuhh hastaneden bebek mi gaçurdunuz ula bu bebek kim ?" Asiye öyle şaşırmıştı ki acilen bir açıklama bekliyordu.

Tahir'in hemen arkasından Nefes geliyordu. Anında doluvermişti yine o yeşil gözleri.

"Senin yeğenin ablam !"

Asiye duydukları karşısında şok geçirmişti adeta. İki dakika öncesine kadar neşeli olan kadın birden hıçkırıklara boğuluverdi. Öyle çok istiyordu ki Nefes'in ve Tahir'in mutluluğunu, ikisinin de sevdasından emindi ama inatları yüzünden kavuşacaklarına dair ümidi tükeniyordu yavaş yavaş. Şimdi bir bebekleri mi olmuştu yani...

"Ne- Nefes sen ne diysın ? Ta- Tahir yengem ? Uuuhh ben ağlamiyayum da kimler ağlasun. Ne gada güzel bir müjde bu..."

Tahir'in de gözleri dolmaya başlamıştı. Buğulu gözleriyle kocaman bir öpücük kondurdu kucağındaki prensesin başına.

BİZE AYRILIK YOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin