Baba...

3.3K 162 23
                                    

"Günaydııın Tahirim... erkencisin ?"

"Yanımda iki güzellik uyurken ben nasıl uyuyayım Nefes." Tahir önce mışıl mışıl uyuyan kızının saçlarına uzunca bir öpücük kondurdu, hemen ardından alnını Nefesinin alnına dayadı ve derin derin çekti kokusunu içine. "Hadi uyanın ama artık da ! Ohooo benum paşam çoktan kalktı da hazırlandu bile."

"Hepberaber gidiyoruz değil mi hastaneye ?"

"Anamla Asiye yengem evin hazırlıklarunu edeceklermiş, biz ikimiz gidecez çocuklarla."

"Ben de yardım etseydim Tahir, sen gitsen çocuklarla, nasıl olsa yarın sabah taburcu olacaklar."

"Olmaz Nefes... e biliysın kızım da."

"Neyi ?"

"Sen yanımda olmayınca bir yanım eksik kaliy benim. Mümkün olsa seni iş'e giderken de yanımda götürecem de..." Nefes en içten gülümsemesiyle bir elini Tahir'in yanağının üstüne yerleştirdi. "Çok seviyrım ula seni !"

"Ben sana geberiyrım." Tahir yavaşça Nefes'e doğru yanaşırken ortalarında yatan Deniz kız yavaş yavaş gözlerini açarak kıpırdamaya başladı.

"Yok artık ama kızım bilerek yapaysın değil mi... " Nefes kahkahalar atarken Tahir gözlerini kocaman açmış kızına bakıyordu. O an minik prenses aniden "B-a-b-a" diyiverdi.

"Ne-Nefes Nefesim sen de duydun mi ? Baba dedi ! Baba mı dedi ? Valla baba dedi. Baba dedi değil mi ? Kızım, kurban olduğum baba mı dedin sen, bidaha de bakayım babacım..." Tahir gözleri dolu dolu aldı küçük kızını kucağına ve sıkı sıkı sarıldı. Nefes'in de o güzel yeşil gözleri doluvermişti mutluluktan.

"Baba dedi Tahir, kızımız baba dedi... ilk kelimesi baba oldu ! Bebeğim bidaha söyle bakayım 'Ba-ba'."

"Babasının canı, babasının güzel prensesi, ohhh babası kurban olsun seni verene. Şimdi de 'anne' de bakalum kızım 'A-n-n-e'."

"Anne ne oldu ?" Yiğit meraklı gözlerle girdi odaya.

"Gel annem gel. Kardeşin ilk kelimesini söyledi 'Baba' dedi."

"Gerçekten mi ?" dedi Yiğit yüzünde kocaman bir gülümseme ile.

"Gerçekten babacım, gerçekten. İlk sen yaşatmıştın bana bu mutluluğu bu heyecanı, şimdi de kardeşin." İçi içine sığmıyordu Tahir'in, öyle güzel öyle tarifsizdi ki bu duygu... Binlerce kez şükür etti.

"Biz o kadar çok şanslıyız ki, iyi ki bizim babamızsın Denizden Gelen Kaplan !"

🍃

Fatih ve Berrak çoktan hastaneye gitmişlerdi bile. Berrak minik Nazlı'yı dikkatlice aldı annesinin kucağından.

"Oyy sen nasıl güzelsin öyle, maşallah sana güzelliğim." Berrak Nazlı'yı severken Fatih de onları izliyordu hayran bakışlarla. Bebek öyle çok yakışmıştı ki sevdiğinin kollarına...

"İkizum otur da otur bayılacasun şimdi ha şuraya."

"Darısı artık size müstakbel eltim." dedi Nazar içten bir tebessümle.

"Amin Nazar, amin."

"E düğün hazurlukları nası gidiy ?" Çifte kumrular aynı anda kahkahalara boğulmuşlardı.

"İyi gidiyor Nazar. Biz de buradan çıktıktan sonra davetiyeleri almaya gideceğiz." dedi Berrak gülerek.

"Ula komik bir şey mi dedum, niye güliysınız da ?"

"Nası gidiy dedun ballim, oğa güliyler."

"E ne var bunda ?"

"Bizum bu hamsi boylu Fatih aşkunu 'nası gidiy' diye itiraf ettiydi de zamanında... 'Nası gidiy' Fatihçe 'Seni seviyrım' demek anlayacağın."

BİZE AYRILIK YOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin