Bırak Tahir...

2.3K 142 33
                                    

Düğün günü

"Nefesim hayde güzelim haydeee, geç kalıyoruz da."

Tahir sol kolunda güzeller güzeli Deniz kızını tutarken bir yandan da oğlunun saçlarına jöle ile şekil vermekle meşguldü.

"Az dur kızım, abiyi yakışıklı yapacaz şimdi bak."

Deniz mızmızlanmaya başlamıştı ve Tahir'in işini hiç kolaylaştırmıyordu. Babası işini bitirdikten sonra kocaman bir öpücük kondurdu mis kokulu kızının yanağına.

"Noolduu bebeğim ha ? Karnın mı acıktı bakayım senin ha babam ? Oğlum... Anan bir şey yedirdi mi bugün kardeşine ?"

"Evet baba, sabah sebze püresi yedirmişti." diye cevap verdi Yiğit.

"Karnın da tokmuş işte babacım ! Nefeeees hayde kızım nerede kaldın !?!"

Nefes göz alıcı güzelliğiyle merdivenlerden yavaş yavaş iniyordu. Tahir aniden gözlerini kızından karısına doğru çevirince adeta büyülenmiş gibi bakıyordu. Uzunca süzdü Nefesini ve sesli bir şekilde yutkundu. Aralanmış dudaklarıyla öylece kalakalmıştı merdivenin karşısında.

"Geldim işte Tahir. Alt tarafı yarım saat sürdü." diye söylenerek aldı minik kızını babasından. Tahir bakışlarını hâlâ hayranlıkla Nefes'in üzerinde gezdiriyordu. Sanki edeceği her iltifat az kalacakmış gibi susup sevdiği kadını izlemeye karar verdi.

"Ne oldu Tahir Kaleli, ne diktin gözlerini bakaysın öyle ?" dedi Nefes cilveli bir ses tonuyla.

Tahir bir kez daha sertçe yutkundu. "Karım değil misin ? Bakarum..." Hafifçe yaklaştı Nefesine, boynuna doğru eğildi ve kokusunu ciğerlerine hapsetmek istercesine tutkulu bir öpücük kondurup geri çekildi. Ardından bakışlarını Yiğit'e çevirdi. "Oğlum... bizim işimiz de cidden zor be babacım !"

🍃

Kaleliler düğünün olacağı mekana ulaşmışlardı ve misafirleri karşılıyorlardı.

"Bizim uşaklar nereyedu ? Gardaşlarunun düğunune misafir gibi geliyler, olacak iş mi şimdi bu..." Saniye hanım her zamanki gibi söylenmeye başlamıştı.

"Yav ana az önce konuştum Nefesle, beş dakikaya oradayız dedi işte. Uzatma Saniye hanum uzatma da..." Kaynanasını sakinleştirme görevi yine Asiye'ye kalmıştı. "Ha bak geldiler işte gurban olduklarum. Şunlarun güzelluğune bakun hele, elemtera fiş kem gözlere şiş vallaha."

Tahir kızını almak için arka kapıya yöneldi ve tam o sırada bir adamın Nefes'in indiği kapıya doğru yaklaştığını gördü. Çatılan kaşlarıyla hemen aldı Deniz'i kucağına ve hızlı adımlarla karısının yanına ilerledi.

"Arıyorum açmıyorsun, mesajlarıma cevap vermiyorsun... Neden Nefes ?" Tahir'in duydukları karşısında öfkesine yenik düşmesi an meselesiydi. Kollarındaki kızını aceleyle yanlarına gelmiş olan Murat'a uzattı ve bulundukları yerden uzaklaştırmasını emretti. Yiğit'in de çoktan Balım'ın yanına gitmiş olmasını fırsat bildi ve tüm gücüyle adamın yakasına yapıştı.

"Sen benim karıma neyin hesabını soruyorsun lan şerefsiz ? Kimsin lan sen, it herif !?!"

Nefes adeta şoka girmiş bir vaziyette olanları izliyordu fakat şaşkınlıktan doğru kelimeleri seçemiyordu.

"Ta- Tahir dur... O- Onur o, aynı yerde çalışmıştık hani... biliyorsun." Nefes Tahir'in kötü bir şey yapmasından korktuğu için ortalığı sakinleştirme çabasına girmişti fakat Deli Tahir'in tam anlamıyla gözü dönmüş gibiydi.

BİZE AYRILIK YOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin