Bizim yuvamız...

2.5K 135 16
                                    

Nefes ve Tahir sonunda hayalini kurdukları o sıcak yuvaya kavuşmuşlardı. Evleri hem Kaleli konağına hem de Yiğit'in okuluna çok yakındı. İki katlı, ferah, deniz manzaralı ve kocaman bir bahçesi olan huzurlu bir ev...
Taşınma süreci boyunca Tahir karısının elini sıcak sudan soğuk suya sokmamıştı. Tüm Kalelilere bir görev vermişti ve Nefesinin tek görevi ise mobilyaları seçmek ve duracak yerlerini belirlemekti. Eksikler vardı elbette ama Nefes ve Tahir el ele verip her şeyi en güzel şekilde hallederlerdi zaten...

"Aslanum nasıl ? Beğendun mi ?"

"Şimdi burası bizim evimiz mi yani ? Çok accayip güzel, çok beğendim ki ya."

"Evet bizim evimiz annecim, dördümüzün evi."

"Hayır Mavi Tüylü Geyik accayip güçlü takımımızın en minnak savaşcısını unuttun. Beşimizin evi !"

"Beşimizin evi." diye düzeltti Nefes yüzünde kocaman bir tebessüm ile.

"Hadi bakalım accayip güçlü takım, acıkmadınız mı siz ya. Gidelum de bir şeyler yiyelum haydeee..."

"Tahir... Asiye abla aradı demin. Berrakla Fatih'in düğünü için elbise bakalım dedi. Siz baba oğul birlikte gidin bu sefer, biz de kızımla ciciler bakmaya gidelim değil mi annecim." Nefes hızla büyüyen minik kızının alnına uzunca bir öpücük kondurdu.

"Nefes ağlay misun sen ? Ula noldi ?"

"Tahir, Deniz neden bu kadar çabuk büyüyor ? Yiğit de kocaman oldu zaten ? Ben çocuklarımla yeterince ilgilenebiliyor muyum Tahir ?" Hormonlarından dolayı hayli duygusallaşmıştı genç anne.

"Nefesim o ne demek oyle, bak vallahi saçmalaysın. Sen benim bu hayatta görüp görebileceğim en muhteşem annesin. Kurban olduğum deme şoyle şeyler, ağlama da..."

"Anne iyi misin ?"

"İyiyim bebeğim, iyiyim. Tamam geçti hayde kalkun bakalum Kaleliler çıkalım artık Asiye ablam bekler." Gözyaşlarını hızlıca silip ayaklandı Nefes. Önce Deniz'i hazırladı ardından kendi hazırlandı. Baba oğul çoktan arbaya geçmişlerdi bile ve bekleye bekleye bir hal olmuşlardı.

"Oh şükür Nefesim, gelebildiniz sonunda. Biz daha sabaha kadar bekleriz diye düşünmüştük."

"Amma riv riv ettin Tahir ya haydeee sür haydeee."

"Emredersin hatun !"

"Ha bak onu ederum işte..."

🍃

"Asiye abla bu çok abartılı sanki, ben en iyisi daha sade bir şeyler deneyeyim."

"Uuhhh olur mu gız hiç oyle şey. Güya dedu bişe. Nefesum biz Galeli gelinleruyuk, millet gelin görsün, endamumuz yürüsün. Abartu nedu da ?"

"Ya Asiye abla ya."

"Bu arada Murat da eve gidebilmuş sonunda. Nazar küçük kızı oğa emanet edip yanumuza gelecek. Biliysın anam Türkan yengeye gittiydi sabahtan." Asiye anlatmaya devam ederken baş parmağını ağzından çıkarmayan Deniz kızla göz göze geldi. "Uyy yengesu kurban olsun sıfatına. Nifes senun bu prenses acukmuş ya, mama falan getirdiysan ver de yedirivereyum iki dakika."

Nefes bebek çantasından bir sürü çeşit sebzeyi püre haline getirip koyduğu minik cam kavanozu çıkartıp Asiye'ye doğru uzattı. Tam o sırada Tahirden bir mesaj geldi.

"Çok özledum..."

Nefes 32 diş sırıtırken Asiyeyle göz göze geldi. Asiye'nin o meşhur imalı gülüşünden sonra yüzü birden kızarıverdi.

BİZE AYRILIK YOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin