Zaman geçmez...

4.2K 161 4
                                    

"Ali, oğlum bak benim sabredecek tahammülüm kalmadı lan anlamıyor musun. Bulamadın mı hâlâ bir şey, kafayı yiyecem sonunda o olacak ?"

"Tamam Devrem az sakin olur musun rica ediyorum bu öfke patlamalarının kimseye zerre faydası yok lan ! Her tarafta karış karış onları arıyoruz az kendine gel be oğlum, bulacaz !" Ali kardeşinin Çivradan başka bir yerde olmayacağını adı gibi biliyordu ve delirdiği dönemlerde tek bir dakika dahi yalnız bırakmak asla istemiyordu çünkü Deli Tahir en çok böyle zamanlarda adının hakkını veriyordu. Tahir'in yorgunluktan yüzünün rengi gitmişti adeta, o kadar çok merak ediyordu ki karısını ve oğlunu, en azından iyi olduklarına dair bir haber almak için her şeyini verirdi. Hem hasretti sevdiği kadına hem kırgın. Nasıl kırgın olmasın ki, onu bu dünyada en çok sevdiği insandan mahrum bırakmıştı... kendinden.

🍃

Heyecan, korku, sevinç, hüzün, özlem, çaresizlik... işte bu duyguların hepsini aynı anda yaşıyordu Nefes. O istemez miydi sevdiği adamla birlikte mutlu mesut çocuklarını büyütmek. O istemez miydi hayalini kurdukları bebeğin müjdesini kocasının gözlerinin içine bakarak vermeyi. İsterdi hemde en çok o isterdi ama Nefes hiçbir zaman bencil olamadı. Evet belki bazen bencil olmak gerekirdi bu hayatta ama o başkalarını mutsuz ederek mutlu olabileceğine inanmazdı.
Gözünden akan yaşlarla odasının kapısının önünde yere çöktü Nefes, allak bullak olmuştu, titreyen elleriyle karnındaki küçük mucizeyi okşayarak "Allahım ne olur bana yardım et, güç ver" diyebildi sadece.

🍃

"Istanbul'a gitmişler devrem."

Tahir ve Ali hiç zaman kaybetmeden yola çıktılar. Kaldıkları adresi öğrenememişlerdi ama en azından İstanbul uçağına bindiklerini biliyorlardı artık. İstanbul büyüktü ve iki adam da bu koca şehrin yabancısıydı. Zor olacaktı elbet ama Tahirin "hayatını" bulmadan dönmeye hiç niyeti yoktu.

🍃

"Tahir abi bizi bulacak Nefes bunu sen de çok iyi biliyorsun, ne yapacağını düşündün mü ?"

"Bulmasına izin vermeyeceğiz Berrak." dedi gözlerinden yorgunluk akan Nefes. Bütün gece gram uyku uyuyamamıştı, kafasındaki sesler asla susmuyordu. Bir yandan Yiğit'in olanlardan etkilenmemesi için çabalıyordu, bir yandan da Tahir'i bebeği düşünüyordu.

"Nefes bak bu böyle ol..." daha Berrak sözünü tamamlamadan kendine hakim olamayarak bağırmaya başladı Nefes:

"Berrak biz şu an niye burdayız ? Keyfimden mi, tatil yapmaya mı geldik yoksa ? Berrak ben ölüyorum günlerdir içim acıyor, deli gibi özledim kokusunu, böyle muhteşem bir haberi ona hâlâ söylemediğim için kendimden nefret ediyorum ! Keşke bu kararı vermek zorunda kalmasaydım, keşke... Ben o konağa gittiğim günden beri insanların hayatı mahvoldu anlıyor musun. Evet bu yaptığım çok yanlış, evet Tahir bunu zerre hak etmiyor ve muhtemelen beni asla affetmeyecek ama olsun yeter ki o ve ailesi sağ olsunlar..."

"Siz birlikte olunca her şeyin üstesinden gelirdiniz be Nefes."

"Çok denedik, çoğu zaman geldik de... ama yoruldum be Berrak, acaba yarın benim yüzümden kimin başına bir şey gelecek diye düşünmekten yoruldum, Tahir'in annesi ve benim aramda kalmasından yoruldum, Mustafa abinin gözleriyle beni suçlamasından yoruldum, Saniye hanımın iğneleyici laflarından yoruldum, yoruldum..." sesi sessizleşerek aktı yeşil gözlerinde biriken yaşlar.

🍃

"Annecim benim seninle bir şey konuşmam lazım bebeğim."

"Ne konuşacaksın ki anne ?"

Hani sen, ben ve baban accayip güçlü bir takımız ya... ben diyorum ki bizim şu yenilmez takıma küçük bir savaşçı daha mı eklesek ha çok güzel olmaz mı, ne dersin ?

"Ama biz zaten yenildik ki anne, babam yanımızda yok, o yokken ben kendimi hiç güçlüymüşüm gibi hissetmiyorum."

Yiğit'in bu sözlerinden sonra Nefes'in boğazına kocaman bir yumruk oturdu. İlk defa masallarla kurtaramadı durumu...

"Ama sen güçlü olmak zorundasın oğlum, kardeşin için güçlü olmak zorundasın, onu koruyup kollamalısın, koşulsuz sevmelisin, sahip çıkmalısın, sığınacağı liman olmalısın ki hayata tutunabilsin..." derken kendini daha fazla tutamadı Nefes. Artık ağlaya ağlaya gözyaşları kalmamıştı ama sözünden geri dönmemeye yemin etmişti.

AĞLAYA AĞLAYA OLSA DA GİTMİŞTİ...

🍃

Yiğit: "Allahım nolur babam bize küsmesin, o hep iyi olsun ki ya... Annem de daha fazla ağlamasın lütfen Allahım, kardeşim de iyi olsun, babam gelene kadar accayip güçlü olayım nolur her şey çok güzel olsun... amin." Abi olacağını öğrendiğinden beri her gece bu duayı söyleyip uyurdu koca yürekli minik kurt.

Nefes de hamile olduğunu öğrendiği günden beri günlük tutmaya karar vermişti. Tahirden çaldığını düşündüğü anları bu şekilde telafi etmeye çalışıyordu kendince. Ama ne yaparsa yapsın bebeğini Tahirden sakladığı günlerin telafisi yoktu bunu çok iyi biliyordu. Bir eli karnında, bir eli de kalemde yazmaya başladı:

"Bugün tam 5 aylık oldu bebeğimiz aşkım. Biliyor musun bu sabah cinsiyetini öğrendik sonunda... minnak bir kızımız olacakmış Tahir. Yiğit sevinçten havalara uçtu dünyadaki bütün erkeklerden koruyacakmış kardeşini öyle diyor. Tam şu an tekme attı karnıma hissetti yine babasına yazdığımızı. Hani kız erkek fark etmez eğer bir bebeğimiz olursa adını Deniz koyalım demiştik ya... adı Deniz olacak Tahirim. Deniz kızımız.

🍃

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🍃

1 sene sonra

"Zaman geçmez, hasretlik çekiyorsan uzun gelir..."

Çok aradı, çok bekledi arasın diye, çok ağladı, çok özledi, yaşayan bir ölüye döndü ama yok... bulamadı.
Nefes gerçekten kararlıydı ve izini kaybettirmişti. Koskoca bir sene geçmişti aradan. "Nefes gitti, Tahir bitti." Oğlu ve karısı gittiği günden beri hiç içten gülmedi Tahir, eksik kaldı hep. O kadar kırgın o kadar kızgındı ki Nefes'e ama bu kızgınlığı onu gördüğü an biteceğine emindi. Bir yıl Tahir'e on yıl gibi gelmişti. Dünyayla ilişkisini kesmişti adeta, kendini işine vermişti. Ve en kötüsü de yedi ay önce yaşanmıştı... Nefes ve Tahir boşanmıştı. Bir ümit mahkemede görürüm karımı diye gittiği mahkemede gördüğü tek kişi Nefes'in avukatı oldu. Asla karşı çıkmadı bu duruma. Nefesini artık sevmediğinden ondan vazgeçtiğinden değil aksine onun kararına saygı duyduğu için, onu hiçbir şeye mecbur bırakmamak için... hiç kolay değildi, acıttı ve çokça kanattı içini. Her ne olursa olsun onları bulabilmek ümidi ile uyandı her sabah. Karşılaştıklarında ne yaşanacağını bilmiyordu fakat tek isteği vardı o da kokularını doya doya içine çekmek...

--------------------------------------------------------

Umarım beğenmişsinizdir :)
vote ve yorumlarınız beni çok mutlu eder ❤

BİZE AYRILIK YOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin