Not: Medyaya linkini bıraktığım şarkı ile okumanızı tavsiye ederim.
Jin, karşısında yere yığılan kadının yanına endişe ile koştu. Seohyun, hareketsiz bir şekilde yerde yatıyordu, elleri ile genç kadının yanaklarına hafifçe vurarak "Seohyun, beni duyabiliyor musun?" diye sordu. Ses gelmeyince omuzlarındna tutup biraz sarstı.
Nefes aldığını gördükten sonra biraz rahatlayıp Seohyun'u başının altından ve bacaklarından kavrayarak kucağına aldı. Kapıyı açıp içeri girdikten sonra uyandığı zaman rahatsız hissetmesin diye yatak odasına götürmek yerine salondaki koltukların üzerine yavaşça yatırdı.
Seohyun yarı baygın halde hafif hafif duyduğu acı nedeniyle inliyordu, eli ile karnını tutuyordu. Jin bunu fark eder etmez genç kadının gömleğini hafifçe sıyırdı. Gördüğü manzara hiç hoş değildi, karnı mosmor çürüklerle doluydu.
Bunca zaman bu acıya nasıl dayanıp saatlerce araba sürdüğüne şaşırdı. Banyoya gidip acele ile ilk yardım çantasını aldı.
Salona döndüğünde yaranın üzerine acısını dindirecek antibiyotik bir krem sürdü. İlk defa bir kadının vücuduna dokunduğu için elleri titriyordu ve alnı terlemeye başladı. Yaranın olduğu yeri sargı beziyle sardı.
Tam çantayı geri götüreceği sırada genç kadının zarif elindeki morluk dikkatini çekti. Eline de incitmekten korkarcasına yavaşça krem sürüp sardı. Ellerini bırakmadan bir süre yüzünü inceledi. Eli refleks olarak kadının acıdan yaşlanmış gözlerine gitti, yaşları yavaşça silerek yüzüne düşmüş saç tellerini özenle geriye çekti.
Bir an kendine gelmek için kafasını sağa ola sallayıp yavaşça olduğu yerden kalktı. Banyoya gidince aynadan kendine baktı.
Yüzündeki bu ifade yıllardır yabancı olduğu bir şeydi. Az önceki hislerinin adlandıramıyordu, tek bildiği şey içindeki bu genç kadına karşı olan koruma iç güdüsüydü. İçinden kendiliğinden şu cümle geçiverdi:"Ne pahasına olursa olsun seni koruyacağım."
---
Seohyun yavaş yavaş gözlerini açtığında başındaki şiddetli ağrı ile yüzünü buruşturdu.
Etrafa dikkatlice baktığında kendi evinde olmadığını fark etti. Yerinden doğrulur doğrulmaz yan koltukta oturur pozisyonda uyuyan genç adamı fark etti.Elindeki sargı bezine şaşırdı ve aynı şekilde yarasının üzerinde de sargı bezi olduğunu fark edince Jin'in ona yardımcı olduğunu anladı.
Yerinden dikkatlice kalkıp kendi üzerindeki örtüyü adamın üzerine örttü. Yavaşça mutfağa geçip bir bardak su içti. Banyoya uğrayıp yüzündeki makyajı yıkadı, bileğindeki saç tokası ile saçlarını tepeden dağınık bir topuz yapıp salona geçti.
Ağrıları biraz da olsa hafiflemişti.Koltuğa oturup masanın üzerindeki telefonunu eline aldı. Birçok mesaj ve arama geldiğini gördü, tahmin ettiği gibi bir çoğu Key'dendi.
"Ben iyiyim, geldiğim zaman çok yorgun olduğum için hemen uyudum. Merak etme."
yazarak gönderdi.
Bu durumdan söz etmek istediği son kişiydi, Key. Cevap gelmesini beklemeden yan koltuktaki ceketini aldı.
Masanın üzerine "Her şey için teşekkür ederim, borcumu güzel bir akşam yemeği ile ödeyeceğim." yazdığı bir not kağıdı bıraktı.
Kendi dairesine girdiğinde aç karnını doyuramayacak kadar yorgun hissettiği için geceliğini giyip kendini uykunun kollarına bıraktı.
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Paradise
RomanceVarlığı bir şehir efsanesin dönüşmüş, yaşadığı acılar nedeniyle kontrolsüz bir güce sahip, adı geçtiği zaman herkesin yutkunduğu cesur adam Kim Seok Jin ile, Güzelliği ile herkesi büyüleyen, gözlerindeki sır dolu bakışlar ile insanların hayatını del...