Flashbacklerle dolu bir bölüme merhaba diyin *-*
--
[Jongin ve Kyungsoo’nun tanıştığı gün]
“Merhaba, buraya oturabilir miyim?” Kyungsoo yanına oturan kişiye çekingence baktığında tutulduğunu hissetti. Jongin’in yüzüne böyle yakından bakma cesaretinde bulunamamıştı hiç. Onu gördüğünde genelde eli ayağına dolanır bir kaç kitap veya kalem düşürür ya da merdiven basamaklarına takılırdı. Ama şimdi Jongin onun yanına, inek öğrencilere ait en ön sıraya, yüzündeki büyük gülümsemeyle oturmuştu. Avuçlarının içine dolan terleri okul pantolonun içine silip diğerine bakmaya utanarak başını çevirdi.
“T-tabi.” Dili tutukluk yaparken yanakları nedensizce kızarıyordu.
“Lenslerimi kaybettim. Tahtayı yakından görmek için geldim. Ama eğer rahatsız ettiysem...”
“Hayır!” Kyungsoo ani tepki verdiğini fark ettiğinde başını öne eğdi. “Sorun yok.” sesi sakinleşip fısıltı haline dönüşmüştü.
“Sevindim. Daha önce konuşma fırsatı bulamamıştık. Ben Jongin.” Kyungsoo bu ismi çok iyi biliyordu. Ondan hoşlandığı için değil, onun tam zıttı olduğu için, onun gibi olmak istediği için onu çok iyi biliyordu.
“Kyungsoo.” ona uzatılan ele titreyen elleriyle karşılık vererek korkakça tuttu. Hoca sınıftan içeri girdiğinde Kyungsoo çekinerek önüne döndü.
“Şimdi arkadaşınızla buna benzer bir diyalog yapın.” İngilizce dersi Kyungsoo’nun dışarıdan duyulmasından korktuğu kalp atışlarıyla devam ederken hoca anlattığı konudan sonra her zaman yaptığı gibi sınıfı sıra arkadaşlarından oluşan ikili gruplara böldü. Kyungsoo yalnız oturduğu için tek başına bu diyalogları hazırlardı. İlk defa birisiyle grup olmuştu ve bu kişi Jongin’di.
“Benim İngilizcem iyi değil ki.” Jongin dudak büzerek her derste bilgili olan yeni sıra arkadaşına döndü. “Nasıl yapacağız bunu?”
“Aslında çok kolay.” Kyungsoo not kağıdından bir sayfa yırtıp hocanın anlattığı konuya uygun bir diyalog çıkarmaya başladı. “İşte!” ortalama uzunlukta bir diyaloğu Jongin’in önüne ittiğinde diğeri şaşırmıştı.
“Ne yazdın buraya?”
“Hoca bir arkadaşınla dışarıda buluşma konusunu anlattı ve ben de ona uygun bir şey yazdım. Video oyunu almak için benden tavsiye istiyorsun, sonra buluşuyoruz, oyun bakıyoruz ve ardından karnımız acıktığı için yemek yiyoruz.”
“Bu kadar kısa sürede bunları yazman harika!” Sınıfta gürültüler yükseldiğinde hoca sıraların arasında dolanarak öğrencilerin çıkardığı işleri inceliyordu.
“Aferin Kyungsoo.” sıra en ön sırada oturan ikiliye geldiğinde Kyungsoo aldığı övgüyle çoktan kızarmıştı. “Hep ön sıralarda oturmalısın Jongin.” Jongin cevap vermek yerine başını sallayarak utangaç olana döndü.
“Kyungsoo?”
“Efendim?”
“Burada yazdığın gibi buluşmaya ne dersin?”
--
[Buluşma]
