“Günaydın” Luhan sevinçle masalarında oturmuş iş arkadaşlarına bakmıştı. “Hey! Neyiniz var sizin?” kendisini güzel bir güne neşeli bir şekilde hazırlamıştı ama şey onlar için geçerli değildi.
“Düşen reyting krizi” Baekhyun elindeki kağıtları Luhan'ın bakmasını istercesine masaya fırlattı. Luhan kağıtları alıp yazılarını anlamaya çalıştı.
“Böyle bir dizi mi vardı? Bilmiyordum.”
“Sorun da bu. Kimse bilmiyor! Gece yayınlandığı için reytinglerinin düşük olması bizim suçumuz mu? Okul dizisi neden gece yayınlanır ki? Ayrıca ülkedeki bütün ergenlerin sevdiği bir oyuncunun oynadığı dizi. İzleyici kitlemiz ertesi gün erkenden okula gideceği için uyuyor.” Tao başını sinirle kaşıyıp durumu Luhan için özetlemiş oldu.
“Gazetede yeni bir haber mi yapsam?”
“Haberle çözüleceğini sanmıyorum Chen.” Chen’in fikri Yixing tarafından kabul görmemişti.
“Kurguyu mu değiştirsem? Belki de sorun oradadır.” Tao aylarca üzerinde çalıştığı dizinin ilgi görmemesi yüzünden hayal kırıklığı yaşıyordu.
“Kurguda değil sorun tamamen yayın saatinde.” Kyungsoo Tao’yu rahatlatmaya çalışıyordu.
“Ama dizi hakkında atılan tweetlerde ‘Sehun oppanın yüzünden uykusuz bir şekilde okula gidiyorum’ tarzında yorumlar var.” Baekhyun çaresizce telefonunu kapatıp masanın üstüne koydu.
“Bir dakika. Sehun şu dün elinden beni zorla kurtardığınız kişi mi? Tabii ki o dizinin reytingi düşük olur!”
“Neden?” Chanyeol tekerlekli sandalyeyi ayağıyla itekleyerek oturması için Luhan’a işaret etti.
“O çocuğun öyle berbat karakteri var ki insanlar bakışları yüzünden bile izlemek istemiyordur. Önce kendini sevdirmeyi öğrenmeli.” Ona olan sinirini bu şekilde atıp omuz sikti Luhan.
“Ne dedin sen?” Tao siyah halkalı gözlerini büyüterek Luhan’a yaklaştı.
“Tanrım! Arkadaşın falan mıydı yoksa? Gerçekten özür dilerim.”
“Hayır! Hayır! Önce kendini sevdirmeyi öğrenmeli! İşte bu! Ben gidiyorum! Yeni bir şey çıkarana kadar bana mesaj bile atmayın!” Tao hızla koşarak aralarından ayrıldı.
“Ne dedim ki ben şimdi?”
“Ona aldırma. Şu an aşkla işini yapacaktır.” Yixing kıkırdayarak arkasından baktı.
“Aşkla? Nasıl yani?”
“Şşş... Yaklaş.” Chen gözleri parlayarak Luhan’a doğru kaydı. Onunla birlikte diğerleri de yaklaşarak liseli kızların sınıftaki dedikodu düzenini almışlardı. Dün bahsedilen dedikodu olayı tam da böyle bir şeydi. “Seni Tao’nun platonik aşkı genel müdürümüzle tanıştıralım! Resmi göster Kyungsoo...”
“...”
“Kyungsoo?” Kyungsoo herhangi bir tepki vermediğinde tekrarlamak zorunda kaldı.
“Emir verebileceğin biri değilim ben.”
“Kyungsoo şu lanet fotoğraf albümünü gösterebilir misin rica etsem?” Kyungsoo çekmeden üzerinde büyük bir şekilde 1 rakamı olan defteri çıkardı.
“Bu Suho.” Kyungsoo açtığı sayfadaki resme parmağıyla vurgu yaptı.
“Biz ona daha çok dolar falan diyoruz. Kısacası çok zengin.” Baekhyun gülerek başka bir sayfa açtı.
“Tanrım sizin derdiniz ne?” Luhan istemeyerekte olsa sesli bir şekilde gülmüştü. Hemen ağzını kapatarak sakinleşmeye çalıştı. Suho dedikleri müdürün fotoğrafının yanına kanatları olan dolarlar yerleştirilmişti.