5. bölüm: dışarda küçük kız , egzozlardan rahatsız insan diye dolaşıyor zaman

12 6 0
                                    

Fotoğraf uzun zaman önce çekilmiş gibiydi , siyah beyaz.  Bir okul balosunda çekilmişti muhtemelen ; diz boyunda bir elbise giymiş , saçları su dalgası yapılmış bir kız kollarını yanında sevgilisi olduğunu düşündüğüm siyah bir takım içindeki adamın kollarına atmış ve içten bir şekilde gülümsüyordu . Mektup ise kalın ve mükemmel bir el yazısı ile yazılmıştı ve bir o kadar da kan dondurucu .

Eee prenses tanımayı başardın mı ? Yoksa yardım mı istersin ...
Odanda sakladığın annen ve babanın balo fotoğrafına benzemiyor mu ? Tek farkla , BU SEFER OYUNCULAR FARKLI ...
  İntikam istiyorum elbette ... Hemde en acısından . En sevdiklerini alacağım senin elinden ... En sevdiklerine dikkat et ! Selin

Mektup ve fotoğrafı zarfa koyup lavabodan çıktım . Kapıya geldiğimde Görkem arkamdan bağırıyor du.

" Selin ! Ne oldu ?"

Hızlıca yanıma gelip kolundan tuttu ve kendine çevirdi .

" Ne oldu Selin !"

Elim istemsizce gözümde birikmiş yaşları silmek için uzanınca durdum ve akmalarına izin verdim .

" Ne istiyor benden ? B-benim ailemden (!)"

Bağırarak sormuş olacaktım ki içerideki herkes bize baktı .

" Tamam , hadi dışarıda konuşalım "

beni arabaya kadar kolumdan tutup sanki bırakırsa bir daha bulamaz gibi  tuttu ve arabaya bindik . Motoru çalıştırdı ve geldiğimiz yönün tersinde ilerlemeye başladı . Belki beş belki on dakika sonra söze yine o girdi .

" Yanına mı geldi ? Yada ... bir not ?"

Elimdek duran zarfa bakarken buldum kendimi , Görkem'e uzattım ve kafamı arabanın camına yasladım . Yer yer çıkan toprak yola bakıyor ve artık görmekten  ezberlediğim asfalt yola bakıyordum , saatler geçmişti zarfı vereli ama ne ben kafamı kaldırmıştım , nede Görkem konuşmuştu . Asfalt yoldan ayrılıp parke zeminli bir yolda durduğumuzda saatin geç olduğunu biliyordum ve uyku iyiden iyiye bastırıyordu , göz kapaklarım ağırlaşırken kendimi deri koltuğun rahatlığına bıraktım ...
Gözlerime dolan güneş ışığı ile gözlerimi ağır ağır açtım ve  üstümdeki battaniyeyi kaldırıp  nasıl geldiğimi bile bilmediğim geniş koltuktan kalktım . Arkadan gelen tanıdık ses ile bir an irkildim .

" Günaydın "

" Başım çok kötü... Bir dakika ben neredeyim ?"

"Dün arabada uyudun ve bende seni o şekilde evine götüremezdim "

uykulu gözlerle arkamı döndüm

"eee...?"

" Yazlıktayız "

" Galiba... başım çatlatacak , normal bir anda olsak... seni şuan öldürmüş oluyordum ! "

Koltuğa geri dönüp kafamı ellerimin arasına aldım ve ağrıyı geçiştirmeye çalıştım , geçmiyordu ama . Koltukta bir hareketlilik hissedince yanıma geldiğini anladım .

" İstersen hastaneye götürebilirim "

" Olur... ama iğne olmaz "diye mırıldandım .

" Eee... Koluna giriyorum , yanlış anlama "

Kalkma yardım etti , arabada beni ön koltuğa oturduktan sonra benim için kapıyı kapattı ve şoför koltuğuna oturdu . Yine kafamı cama yasladım ve asfal yolu izlemeye başladım ... acaba bu asfalt yolu kim yapmıştı ?. Hastaneye vardığımızda kafam ağrımak değil sanki çatlıyordu ! Hayır neden orda ölmedim ki .
Omzumda bir sıcaklık hissedince Görkem'in beni sarstığını fark ettim .
" Selin ?"
Cevap vermek yerine yine yeri izledim , tatlı bir kırmızı tonda parke taşıyla döşenmiş yol ve hastane .
Yine kolumdan tuttuğunda kendime geldim

Merhametsiz : İntikam Varoluşum Yokuşu  #Watys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin