Abis•12.Gün II

275 20 12
                                    

Ehuehu... İyi okumalar...

🎶 NF - Lost In The Moment ft. Andreas Moss 🎶

Cevap yazmaya yeltendiğim anda kapımın açılmasıyla yazamadan başımı kaldırdım telefondan. Gelen annemdi. Balkın Abla'mın, kuzenimin, doğum için hastaneye kaldırıldığını ve acil oraya gitmemiz gerektiğini söyleyerek alelacele çıktı. Onun peşinden Balkın Abla'mın kardeşi Balkız odama girdi. Geçen gün Mercan'ın gördüğü kuzenimdi bu.

"Mercan'dan n'aber?"diye sordu göz kırparak. O sırada ben yatağımdan kalkmış kapıya yürüyordum. Yüzümdeki ifadeyi fark edince onun da yüzü soldu. "Kötü bir şey mi oldu?"

"Sonra anlatırım. Şimdi ablamın yanına gitmeliyiz."dedim ve ısrar etmesine izin vermeden merdivenlerden inerek evden çıktım. Arabada bizi bekleyen ailemi daha fazla bekletmemek için hızlıca arabaya bindim.

Hastaneye geldiğimizde Balkın Abla'mın odasına çıktık. Hepimiz onu gördüğümüzde ben oradan çıkıp, kapının yanındaki sandalyelerden birine oturdum. Telefonumu açtım ve Mercan'la olan konuşmama girdim.

Azrak Güneş: Tedavi?

Mercan: Diyaliz ya da böbrek nakli. Ve benim diyalize girmeme imkan yok. Böbrek nakli içinse... Verilecek bir böbreğe ihtiyaç var, değil mi? :)

Azrak Güneş: Yani...

Mercan: Yani ölmekten başka çarem yok.

Azrak Güneş: Hayır, ondan bahsetmemiştim.

Azrak Güneş: Yani, nakil için böbrek bulunursa bu sorun ortadan kalkacak mı?

Mercan: Evet ama istemiyorum.

Mercan: Böbrek bulunsa bile, bana nakledilene kadar böbrek bekleyen başka insanlara nakledilsin. Hatta çocuklara...

Mercan: Belki hayatı seven biri kurtulur.

Mercan: Ben kurtulmasam da olur.

Ayağıma takılan bir şeyle başımı kaldırıp ne olduğuna baktım. Küçük bir çocuk ayağıma takılmış, düşmüştü. Hafifçe önemli doğru eğilip çocuğu kolundan tutup kalkmasına yardım ettim.

"Biraz daha dikkatli ol."dedim gülümseyerek. Çocuk da benim gibi gülümseyerek başını salladı ve koşarak uzaklaşmaya başladı. Başımı önüme çevirdiğimde önündeki odanın kapısının açık olduğunu gördüm. Hasta yatağı kapının hemen karşısında olduğu için kim olduğu da görülüyordu. Bu, okulda sürekli hiçbir zararı dokunmadığı halde erkekler tarafından aşağılanan kızdı. Kaşlarım çatılırken elindeki telefonu fark ettim. Bir telefona bakıyor, bir de odayı inceliyordu.

Beynimde ampül yanmış gibi hissederken başımı telefona indirip mesaj yazdım.

Azrak Güneş: Sen neredesin şu an?

Mercan: Hastanede.

Mercan: Tek başıma ölümü bekliyorum.

Başımı tekrar kaldırıp karşı odadaki kıza baktım. Odaların kapısının yanında sandalyeler bulunurdu ve odadaki hastanın yakınları o sandalyelerde oturur, beklerdi. Ve o kızın odasının sandalyelerinde hiç kimse yoktu. İçeride de kimse yok gibiydi.

Bir şey yazmayıp telefonu cebime attıktan sonra ayağa kalktım ve ağır adımlarla o kızın odasına girdim. Evet, tahmin ettiğim gibi burada da kimse yoktu.

Kız beni görünce gözleri kocaman oldu, kaşları havaya yükseldi. Dudakları hafifçe aralanırken gözlerini bile kırpmadan bana bakıyordu. Elindeki telefona gözüm kaydığında whatsappta olduğunu fark ettim.

Kız benim bakışlarımın telefonunda olduğunu görünce hızla telefonunu ters çevirdi.

"Sen... Sen neden buradasın?"diye sordum şaşkınlıkla ve odada gezdirdim gözlerimi. Tam o sırada kızın telefonunu eline aldığını göz ucuyla gördüm. Aynı anda telefonuma gelen mesaj sesiyle bakışlarımı odadan kıza çevirdim. Telefon elinde, bakışları bendeydi. Telefonumu cebimden çıkarıp gelen mesaja baktım.

Mercan: Sanırım bir şeyi açıklamanın vakti geldi.

Mercan: Şu an tam karşında duruyorum.

Abis | Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin