RUH (BEDEN SERİSİ)

Kıskanılmak?

 " Azıcık kapalı giyinsen ölür müsün?" diyen sese döndüm.

" Bence yeterince kapalı." diyerek üzerimi gözlerimle gayriihtiyari taradım.

" Senin kapalın buysa açığını hayal bile edemiyorum." diyerek sinirli bakışlarla başını olumsuz anlamda salladı Savaş. Böyle konuşmasının elbette bir sebebi vardı. İnsanlar gereğinden fazla bana bakıyordu. Özellikle erkekler. Ama ben bunun umursamaz tavırlarımdan dolayı olduğu konusunda ısrarcıydım. Yanımıza gelen çocuk Savaş'a bir şeyler fısıldarken beni süzüyordu. Ama bu gram umurumda değildi.

" Birazdan geliyorum." Diyen beden gerilince istemsizce kaşlarımı çattım ama umursamadım. Ufak bir baş onaylamasıyla izin verdim sadece. Oturmaktan sıkılınca masadaki viski bardağını alıp ayaklandım. Bar kısmındaki taburelere yürürken ortada dans edenler bana yer açıyordu. E malum şeytanla birlikte geliyordum buraya. Bar taburelerinden birine attım kendimi. Elimle bardağı salladığımda barmen ilgilendiği müşteriden izin isteyerek viski şişesini alıp bardağımı doldurdu. Buraya gelmeyi sevmemin diğer bir nedeni de sınırsız içkiye sahip olmaktı. Bardağıma odakladığım bakışlarımla beni düşüncelerimden ayıran, yan tarafımdaki bar sandalyesinde beliren cüsseydi. Kısa bir bakışla adamı süzdüm. Her kadın yanımdaki adama bakıp etkilenirdi ama bende herhangi bir etki uyandırmıyordu. Esmer, yüz hatları aşırı belirgin, renkli gözlü biriydi. Dev cüssesi ve özenle biçimlendirilmiş sakalları dikkat çekiyordu. Göz rengini tam olarak bilmiyordum çünkü dikkatli bir şekilde bakma ihtiyacı duymamıştım. Odunsu, pahalı olduğunu belli eden parfümü kendisini direkt belli ediyordu. Barmen gelip viskisini doldurduğunda o beni izliyordu hissedebiliyordum.

" Seytan'ın kapatması sen oluyorsun sanırım?" Diyerek ilgimi çekmeye çalıştı tok bir sesle.

" Kapatması olmam için aramda Şeytan'la bir şey olması gerekmiyor mu?" Dedim hiç ona bakmayarak.

" Şeytana ait olduğunu sanıyordum?" Dedi eğlenerek. Bir sigara yaktım ve dumanın havada dağılmasını izledim. Viski bardağımı elime alıp bar taburemi dans edenlerden tarafa döndürdüm.

" Beni bir çok kişiye ait olarak gördüler ama ben hiçbirine ait değilim."

' Çünkü ait olmak istediğim tek bir kişi vardı..' Dedi iç sesim. Vücudunu bana döndürerek daha çok süzdü beni. O korkunç tarafla alakası olduğunu 'ait olmak' cümlesini kullandığında anlamıştım.

" Kimlere mesela?" Dedi merakla.

" Zamanında Demir'in kızı da dediler, Deha'nın sevgilisi de, şuan Şeytan'ın kapatması da diyorlarmış." dedim eğlenircesine ona bakarak. Gözleri kocaman açıldı ve beni baştan aşağı tekrar süzdü.

" Demek Demir'in kızı sensin." Dedi merakla.

" Adı batasıca." Diyerek yüzümü buruşturdum, o ise kıkırdadı. Ama çok erkeksi bir kıkırdamayla.

" Ulaşılmaz görünüşün seni daha çok ilgi çekici kılıyor." Dedi dürüstçe. Sadece omuz silkmekle yetinecektim ama sözcükler istemsizce ağzımdan döküldü.

" Sanırım Savaş için de geçerli bu." O da omuz silkti umursamazca.

" Dişlisin." Dedi beğenir bakışlarla.

" Her dişi gibi." dedim kısa bir cevapla.

" Ben Kaan." diyerek elini uzattı. Bense kısa bir an eline bakıp 'hah' sesi çıkararak dans edenlere çevirdim bakışlarımı. Herkes bize odaklanmıştı kaçamak bir şekilde. Savaş'ın bir sıkıntı çıkaracağını herkes biliyordu. Yanımdaki adam bozuntuya vermeden viskisini kafasına dikledi ve bitirdi.