Benim Dediğim.

4.7K 145 22
                                    

"Nasıl bu kadar kendini tutabiliyorsun? Neredeyse bir yıl oldu Melek. Hiç mi tatmin olmak istemiyorsun?" Diyerek şortumdan açıkta kalan bacaklarımdaki dün gece bıraktığı kabuk tutmuş kesiğin üzerinde parmaklarını gezdiriyordu. Hell'de Savaş'ın kucağına oturuyor sayılırdım. Daha doğrusu uzunlamasına koltukların kol kısmına sırtımı dayamış, bacaklarımı Savaş'ın üstüne uzatmıştım.

"Canım istemiyor." Diyerek omuz silktim. Etrafta herkes sevişir şekildeydi. Saat gecenin üçü olunca, içkilerin haddi hesabı olmayınca insanlar bu hale geliyordu. Üçüncüsünü içtiğim viskimden bir yudum daha aldım.

"Şu atmosfer, şu içki, şu müzik seni hiç mi teşvik etmiyor?" Diye sorarken işaret parmağıyla havada etrafı gösterir gibi bir daire çizdi. Bir yıldır yan yanaydık. Her şeyimi bilir haldeydi artık. Ne zamandır kendime dokunmadığımı bile biliyordu malesef.. Sadece başımı olumsuz anlamda sallamakla yetindim. Yaramın kabuğunun ucunu tırnağıyla biraz kaldırdı. Canım acısada o kadar acıya alışmıştım ki bu sadece sızı gibi geliyordu.

"Peki bu ufak acı bile mi etkilemiyor?" Dediğinde gözlerinin koyulaştığını gördüm. Viskimin geri kalanını kafama dikledim ve bacaklarımı üzerinden indirip ayaklandım. Ona dönüp küçümser bi bakışla onu dumura uğratacağımı biliyordum.

"Hangi acı?"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
(+18)

Nefes nefese vücudumun verdiği tepkiye şaşırarak bakıyordum ama karşımdaki beden öyle bir ihtiyaç içindeydi ki hiçbir şey anlayamaz konumdaydım. Beynim yaşadığım boşalmanın şiddetiyle çalışmaz hale gelirken, karşımda beni daha da çok arzulayan bedenle kasıklarımın kasılmaları devam ediyordu.

"Siktir Masal. Kendimi tutamayacağım." Diyerek tıslayan karşımdaki adamla kafam daha çok karışmıştı. Hızla doğrulup altındakinden kurtuldu. Penisi o kadar sert ve büyüktü ki yutkunmak zorunda kaldım. Eliyle penisini okşadı ve dudaklarını yaladı. Üstüme gelip dudaklarımı yine iştahla öpmeye başladı ama bu sefer daha da istekliydi. Aklım o kadar doluydu ki karşılıklarım yetersiz kalıyordu. Hiç beklemeden içime girdiğinde tırnaklarımla sırtını çizdim istemsizce ve dudaklarım dolu olduğundan dolayı boğuk çıkmıştı sesim. Ama bu acı çığlığıydı. O kadar büyüktü ki canım çok yanmıştı. Neredeyse iki yıldır içime bir şey girmiyordu benim!

"Ah! Siktir! Se-sen niye bu kadar darsın?!" Diye başını arkaya atan adamla o acı bana o kadar büyük bir haz verdi ki kadınlığımın tekrar canlandığını hissediyordum. O acı yerini öyle bir doluluk hissine bırakmıştı ki içimdeki rahatlama hissi gidip yine kasıklarıma kan pompalamaya başlamıştı. Gene doluyordum. O kadar büyüktü ki her zerreme değiyordu. Gerçekten onu o kadar çok hissediyordum ki bunu daha önce hiç yaşamamıştım.

Ah birde o kadar ıslak olmasaydım herhalde canım çıkardı!

Hareketleri yavaştı. Bu kadar dar olmamı beklemiyordu büyük ihtimalle. Kendini toparladığında hızla başını döndürüp çenemi tuttu ve ona bakmamı sağladı.

"Bakire değildin değil mi?" Dediğinde ufak bir kahkaha attım.

"Bakire mi? Parmaklarınla yaptıklarından sonra mı?" Dediğimde hala yavaşça içimde hareket ediyordu. Çok zorlanıyordu, gelmek üzereydi hissedebiliyordum. Dudağının içini ısırıyordu kendini tutmak için. O kadar çok dolduruyordu ki beni ufacık hareketleri bile o yumruların oluşmasını artırıyordu.

"Ç-çok darsın güzelim. Bu kadar dar olmanı beklemiyordum." Dediğinde birazcık daha abandı içime. Büyük bir inlemeyle başımı çok yakın olan köprücüklerine gömdüm. Çenemi tekrar tutup ona bakmamı sağladı.

RUH (BEDEN SERİSİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin