Medya: Eli - Disappear
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın
***
Hayatınızda, berbat olduğunu iddia edebileceğiniz tonlarca gün yaşamışsınızdır. Hayatınızda, berbat olduğunu iddia edebileceğiniz tonlarca olay geçmiştir başınızdan yahut hissetmenin berbat olduğunu düşündüğünüz hislerle boğuşmuşsunuzdur.
Tam da şu an, berbat olduğunu düşündüğüm bir günde yine berbat olduğunu düşündüğüm bir olay yaşıyor ve berbat olduğuna emin olduğum hislerle boğuşuyordum.
Bayan Lee, Yoongi ve benimle özel prova almak istediğini söyleyip ikimizi de salona çağırmıştı ve biz saatlerdir burada prova yapıyorduk. Kadının derdi neydi inanın bilmiyorum ama yakın temas içeren tüm sahneleri bize defalarca prova yaptırmıştı ve şimdi ise dakikalardır öpücüğün gerçekleşmesini bekliyordu.
Cidden, birkaç gün önce bizi zorladığı için üzgün hisseden Bayan Lee nereye gitmişti? Ne değişmişti de birden bire bu kadar üzerimize gelme kararı almıştı?
"Bayan Lee," dedim, artık son çırpınışlarımı sergiliyordum çünkü saatlerdir ona dil döküyordum ama kadın dudaklarımızın birbirine değdiğini görmeye yemin etmiş gibiydi, asla itirazlarımızı ya da isteklerimizi dinlemiyor ve bizi kulak ardı ediyordu. "Lütfen," derken resmen yalvarıyordum. "Lütfen bugünlük bitirin ve bizi daha fazla zorlamayın."
Hep güler yüzü ve tatlı davranışlarıyla görmeye alışık olduğum bölüm öğretmenimin bakışlarından kısa bir anlığına bir karanlığın geçtiğine şahit oldum. "Jimin," dedi, sakin kalmaya çalışıyor gibiydi fakat hadi ama, burada sinirlenmesi gereken ve etrafa saldırmamak için sakin kalmaya uğraşan kişiler Yoongi ve ben olmalıydık. Bayan Lee değil. Kesinlikle Bayan Lee değil. "Sadece basit bir temas. Sadece lanet dudaklarınız birbirine değecek ve bu kadar. Size süre tanıdığımı düşünüyorum ve bu sürede hiçbir ilerleme kaydetmemiş oluşunuz tepemin tasını attırıyor."
"Bayan Lee, bizden yapmamızı istediğiniz şey kolay bir şey değil." derken hâlâ sakinliğimi korumaya çalışıyor oluşuma inanamıyordum. Bağırıp çağırmam, üstümüze bu kadar çok geldiği için belki de Bayan Lee'ye saldırmam gerekiyordu ama kimi kandırıyorum? Bunların hiçbirini yapamazdım çünkü bu lanet rolü gerçekleştiremezsem mezun olamazdım ve yine bu lanet rolü bize yükleyen Bayan Lee'ye bağırazmadım çünkü beni bırakırsa mezun olamazdım.
Her iki türlü de boka batmışım hissi asla peşimi bırakmıyordu.
"Jimin," demişti Bayan Lee yüzüme bile bakmadan. Sanki başı ağrıyan tek kişi kendisiymiş gibi şakaklarını ovuyordu. Gözlüğü burnunun ucuna düşmüştü ve onu düzeltme gereği bile duymuyor gibiydi. Bakışlarımı Yoongi'den tarafa çevirdiğimde öylece durduğunu görmek iyice sinirlenmemi sağlamıştı. Benim aksime çok rahat görünüyordu ve bu durum sinir bozucuydu. Sanki bu durumdan muzdarip tek kişi benmişim gibi rahat görünmesi aşırı sinir bozucuydu. "Gidin, tamam mı? Bugünlük bu kadar. Benim başım daha fazla ağrımadan ve ikinizden birinin kalbini kırmadan sadece gidin."
Bayan Lee konuşurken Yoongi'yi inceliyordum. Duyduklarıyla kaşları çatılmıştı. Benimse zaten çatık olan kaşlarım daha çok birbirine girmişti. Eğer biraz daha bu saçma olaya devam edersek kalbi kırılan biz olmayacaktık. Bundan emindim. "Gidin ve bu soruna birlikte bir çözüm bulun. Size iki hafta veriyorum. Bu iki haftada sizi provalara katmayacağım ancak iki haftanın sonunda geri geldiğinizde bu sorunu halletmiş olacaksınız."
Yoongi'nin dudakları arasından alaycı bir gülüş kaçtı. Kollarını göğsünde birleştirip, dakikalar önce prova için üzerinde uzandığım, arkasındaki uzun masaya yaslandı. "Peki bunu halletmemiz için bir öneriniz var mı, Bayan Lee?" demişti dilini dudakları üstünde gezdirdikten hemen sonra. "Jimin'le benim bu durumu nasıl halletmemizi bekliyorsunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm your Romeo, you're my Juliet // Yoonmin ✓
Fanfiction"Belki de, sarhoş olmalıyız." dedi Yoongi, kendini geri çekip eskimiş kanepemden kalkarken. "Evet," diye onayladım onu. "Kesinlikle sarhoş olmalıyız."