Violet Lily ile Potter'ı nasıl sevgili yapacağını düşünedursun bir saat geçmişti bile. Lily ile konuşmadan önce Klaus ile konuşmaya karar verdi. Yanına geldiğinde Frank işe Klaus bir şey hakkında tartışıyorlardı. Violet onlara kulak verdi.
"Hayır Frank asayı öyle sallamıyorsun."
"Neyin tartışması bu?"diye araya girdi Violet.
"Boşver, sen ne diyecektin?"dedi merakla Klaus. Violet gözlerini büyütünce özel bir konu olduğunun farkına vardı.
"Frank ben hemen dönerim."dedi Klaus telaşla. Frank farkında bile değildi. "Tamam"anlamında bir şeyler geveledi. Violet ve Klaus kenara çekildiler.
"Ee, bu görev hakkında mı?"
"Evet,ilk görev benim" dedi Violet korkmuş bir şekilde. "Biliyorsun yapmazsan öleceğim ve herneyse Lily ile Potter'ı sevgili yapmalıyım."
"Ne!?"dedi arkadan bir ses. Bu ses Lily'ye aitti. Şaşkın ve kızgın bir ifadeyle ona bakmaya başladı. "Doğru mu duydum? Eğer Potter ile sevgili olmazsam ölecek misin?"
"Imm...Evet!"dedi titrek bir sesle Violet. Uzun bir sessizlik oldu. Lily bir şeyler düşünüyor gibiydi. Lily öksürdü. Uzun bir konuşma yapacağı zaman böyle yapardı.
"Bak, bunu size kim yapıyor bilmiyorum-"
"Ki biz de bilmiyoruz-"diye araya girdi Klaus. Lily kaşlarını çattı. Konuşmasının bölünmesini sevmezdi. Klaus da mesajı almış bir şekilde kafasını eğdi.
"Fakat arkadaşımın ölmesine izin veremem!"
"Yani?"dedi merakla Klaus. Bu konuşmanın sonlanmasını istiyor gibiydi.
"Yani evet Potter ile yalancıktan(!)çıkacağım."
"Bunu benim için yapacak mısın?"dedi heyecanla Violet. Lily'i bu yüzden seviyordu. Arkadaşları için her şeyi yapardı.
"Evet, yapacağım fakat kısa bir süreliğine!"
"Diğer görev gelene kadar!"
Violet gülümsedi. Yapmaları gereken bir iş vardı...
Sabah kalktıklarında ilk iş Lily'e Violet yastık attı. Yastık savaşları bittiktem sonra kahvaltıya indiler. Potter arkadaşları ile masadaydı.
"Hazır mısın?"diye sordu Violet yavaşça. Arkadaşını sinirlendirmek istemiyordu.
"Evet,benim gibi bir arkadaşın olduğu için şanslısın. Fakat bu kişinin kim olduğunu birlikte bulacağız."dedi gülerek. Ne kadar gülse de telaşlı olduğu yüzünden okunuyordu.
KSKS dersi boyunca bu konuyu konuştular. Ders çıkışı Lily bütün konuyu anlatacak, sonra da olaylar gelişecekti. Ders bitiminde ne olur diye Violet sınıfın çıkışında duruyordu.
"Hey, Potter!"diye seslendi Lily. Hala ne konuşacağından emin değildi.James Potter saçını karıştırarak "Tekliflerime yanıt vermeye mi karar verdin?"dedi.
Lily göz devindi. Derin bir nefes aldı. "Ne evet, ne hayır"dedi gizemli bir şekilde. James anlamamış bir şekilde baktı. "Ne demeye çalışıyorsun?"
"Yani diyorum ki teklifini kabul edeceğim"dedi Lily hızlıca. James'in sırıtan bakışlarını görünce açıklama yapması gerektiğinin farkına vardı.
"Biliyorum yumuşadığımı düşünüyorsun fakat bunu birini korumak için yapıyorum"
"Bahanelerine devam et Lily-çiçeğim beni seviyorsun işte"
"HAYIR POTTER SENİ SEVMİYORUM"diye kükredi Lily. "Sadece benimle çıkman gerek yoksa biri ölecek!"dedi bir solukta. Potter'ın bunu söylemesine sinir olmuştu.
"Nasıl ya-yani?"dedi James ürkek bir sesle.
"Sana bunu anlatamam. Sadece birkaç günlüğüne egonla ben Lily ile çıkıyorum havaları atmasan bana yeter"dedi Lily James'in bu son cümlesine karşılık verdi. Sessizlik ortamı oluştu. Lily James'e bakıyor,onun tepkisini ölçüyordü. Gayet sakindi hatta mutluydu. Bu kişiye dua eder gibi bir hali vardı. Lily bunu görünce bağırdı
"BİR KATİLE Mi DUA EDİYORDUN SEN!?"
"Ne yapayım o bizi buluşturdu."
"Tamam Potter boş yapma ayrıca beni öpebileceğini sanıyorsan yanılıyorsun."dedi James'in düşüncelerini süzerek.
"Denersem?"dedi James meydan okurcasına.
"O zaman kafana lanet yersin Potter!"dedi sinirle Lily.
"Peki,peki"dedi James teslim olarak. Sırıtıyordu. Sevdiği kız bir katil tarafından onunla çıkmasına zorlanıyordu. Ne şans ama...
Birkaç gün James ile Lily yalancıktan çıktılar ve Violet ise arkadaşına çaktırmamaya çalışsa da bu haline gülüyordu. Bir yandan da üzülüyordu. Her türlü onun için bu işkence bitecekti. Astronomi dersi için eşyalarını topladı. Bir anda kitabının arasında bir not buldu.
"Görevi tamamladın ve bu yüzden arkadaşlarının ve senin yaşamana izin veriyorum. Sana başkasına bunu söylediğin için kızmıyorum sonuçta böyle bir kural yok. Hayatta iyi arkadaşların olması güzel...Sıra kardeşinde ve bu arada Potter ve arkadaşın çıkmayı bırakabilir."
Violet rahatladı. Görevi tamamlamıştı ve sıra Klaus'daydı.
Klaus ortak salonda oturuyor ve Frank ile konuşuyordu. Sihir tarihi kitabını açtı ve ödevine başlayacaktı ki gözüne bir not çarptı.
"Sıra sende...Görevin şu: Alice'e aşk iksiri içir ve başka birine aşık olmasını sağla sonra da Frank'in önünde o kişiyi öpmesine izin ver. Kural: Frank'e, Alice'e ve aşık ettiğin kişiye söylemek yok. Yoksa olacakları biliyorsun... Üç günün var."
Klaus düşündü. Üç günü vardı. Kim bilir Frank ne kadar üzülecekti. Sadece üç gün...
Üç gün...
Yazardan not:Merhabalar, yabancının oyunu devam ediyor. Olaylar karışacak mı? Fikirlerinizi yorum olarak yazarsanız sevinirim.
Sihirle kalın!
YOU ARE READING
Talihsiz serüvenler ve çapulcular
FanfictionBu iki serinin birleşmiş hali... Farklı dünyalardan gelen iki seri... Baudelaire kardeşler en son çıktıkları adadan çıkış yolculuğundan önce Violet bir kolye bulur. Ne olduğunu merak ederek boynuna takar. Büyük bir fırtınaya yakalanırlar ve su kolye...