Bölüm 12

93 7 8
                                    

"Violet!"

Violet gözlerini araladı. Gözüne bir kızıllık takılınca bu kişinin kim olduğunu anladı. "Lily cidden saçların fazla kızıl ve görüş açımı kaplıyor!"dedi Violet huysuz bir şekilde. Dün olanlar canına yetmişti. Lily'e anlatma fırsatı da bulamamıştı. Tabii Lily de bir huzursuzluk olduğunu anladı.

"Violet ters tarafından mı kalktın?" Violet derin nefes aldı. "Kahvaltıda anlatsam?" dedi Violet yalvarırcasına. Lily de fazla uzatmak istemedi. "Peki, kapşonludan ne haber?"

"Hala kim olduğunu bilmiyoruz, fakat ne olursa olsun birlikte kalmalıyız. Dediğim gibi kahvaltıda anlatırım."dedi Violet bir solukta. Lily ile birlikte kahvaltıya indiler. Klaus yalnız başına kitap okuyor, Sunny ise havuç yiyordu.

"Merhaba millet!"diye cıvıldadı Lily. Her zamandaki yerlerine oturdular. Violet, Klaus ve Sunny her şeyi anlattılar. Her anlattıkları şeyde Lily'nin ağzı daha fazla açılıyordu. En son anlatmayı bitirdiklerinde Lily korkudan açılmış olan gözleriyle onlara baktı ve "Ne olacak?"dedi.

Onlar bunları konuşurken ev cinlerinin zehirlendiği hatta öldüğü bütün Hogwarts'a yayılmıştı. Herkes bu olayı konuşuyordu ve tabii bunun yanında yemekleri kimin yapacağı da düşülünüyordu. Gerçi yemek sıkıntı olmazdı Dumbledore bir iki asa sallamasıyla yemekleri önlerine koyardı. Herkesin farklı teorileri vardı. Kimisi paranormal bir olay olduğunu düşünürken  kimisi Slytherin'den birinin yaptığını düşünüyordu...

Gryffindor'dan birinci sınıf bir çocuk geldi. Soluk soluğa kalmıştı. Lily ona şaşkın gözlerle baktı. "Hadi biraz dinlen... Ne oldu?"

"Dumb-Dumbledore sizi çağırıyor"dedi çocuk üç kardeşi göstererek. Violet, Klaus ve Sunny'nin korkusu artmıştı. Ya öğrenmişse? Lily çocuğa bakmayı sürdürdü. "Peki, sen yerine geç"dedi ve çoçuğun yerine gitmesini izledi. Sonra kardeşlere baktı. "Çocuklar, bununla kendiniz başa çıkmalısınız. Ama arkanızdayım!"

Lily yüzüne bir gülümseme yerleştirdi ve yürümelerini işaret etti. Kardeşler Dumbledore'un odasına yol aldılar. Her adımda bu güzel yuvadan atılmaya yaklaşmış gibi hissediyorlardı. Özellikle Sunny... Eğer öğrenilirse hapisaneye gidebilirdi. Sunny karnında garip bir şey hissetti. Sanki bir oraya bir buraya hopluyordu. Odanın önünde Profesör McGonagall vardı. Yüzünde hiç hoş olamayan bir ifade vardı. "İçeri girin"dedi otoriter bir sesle. "Ballı kaymak"

Heykel açıldı ve merdivenler oluştu. Odaya girince Dumbledore oturmalarını işaret etti. Kardeşler de öyle yaptı. Sonra Dumbledore konuşmaya girdi:

"Dün hiç iyi olamayan görüntüler aldım. Bilinmeyen biri tarafından... Kardeşiniz ev cinlerini zehirlemiş ve-" Dumbledore devamını getiremeden Klaus devam etti. "Lafı fazla uzatmayın, okuldan atılacaksınız deyin olsun bitsin. Biz de eşyaları toplamaya zaman bulalım."

"Hayır, sizi okuldan atmayacağım."dedi Dumbledore sakin bir sesle. Üç kardeşin ağzından istemsizce bir "Ne!?"sesi çıktı. "Evet, zaten yeterince karmaşanın içindesiniz ve ayrıca bu görüntüler birinin sizi zorladığını düşünmeme neden oluyor."

"Ah Profesör, şey bizi atmadığınız teşekkürler ve bir sorum var: Acaba Hogwarts'a bir öğrenci dışında başka biri girebiliyor mu?"dedi Violet. Dumbledore gülümsedi. "Bunu neden sordunuz?"

"Sadece meraktan" dedi Violet. Anlatmaları çok tehlikeliydi. "Ruhani bir varlık olmadığı sürece sanmıyorum. Hogwarts güvenlidir."

"Soruma cevap verdiğiniz ve bize yardım ettiğiniz için teşekkürler." Dedi Violet minnetle. "Ne demek!" Violet şimdi gülümsüyordu. Tabii Klaus ve Sunny de. Bellide bu kişiyi bulmaya yaklaşmışlardı. Ortak salona gittiler. Lily oradaydı ve meraktan çatlıyor gibiydi.

"Hey, Lily!"dedi Violet bağırarak. Lily hemen kafasını kaldırdı. Violet, Klaus ve Sunny'i mutlu yüzlerle görünce sevindi. Birlikte oturdular. Lily söze başladı: "Bir kağıt buldum, sana galiba hani bilirsin ya."

Violet bunun kapşonlu kişi olduğunu anladı. Kim bilir ne istiyordu... Kağıdı eline aldı ve okumaya başladı.

"Ucuz kurtardınız Baudelaire'lar fakat oyun devam ediyor! Violet sıra sende: Lily yandaşın ile beraber bir Slytherin'in eşyasını çalacaksınız. O kişiye söylemek yok. Üç günün var. Arkanı kolla Violet. Yoksa bir gün kendini uçurumun başında bulursun!"

Violet mektubu bitirdiğinde Lily'e baktı. Ona korkmuş bir şekilde bakıyordu. Gözlerindeki karaltının artığını hissetti. Artık göremiyordu. En son duyduğu ses ise şuydu:

Üç gün...

Yazardan not: Merhabalar! Violet'e ne olduğu hakkında bir fikriniz var mı? Varsa yorum olarak yazabilirsiniz. Bu arada bir sorum daha var: Artık Sirius x Violet veya Jily gelsin mi yoksa bu gizemli kapşonlu kişinin kim olduğunu bulmaya falan mı çalışsınlar yani gizemli şeyler falan mı olsa? Fikirinizi yazarsanız sevinirim çünkü ona göre devam edeceğim.

Sihirle kalın!

Talihsiz serüvenler ve çapulcularWhere stories live. Discover now