Bölüm 14

117 10 4
                                    

Başlamadan önce ship adımız Siolet (Violet x Sirius)

Bu arada Emma Watson'un fotolarını paylaştığım "Emma Watson Photos" kitabıma profilimden ulaşabilirsiniz. İyi okumalar!

Alison gözleri yaşlı bir şekilde oradan ayrılmıştı. Violet ise hala olayın şokuyla orada öylece duruyordu. Sirius ise ona hala çapkınca gülümsüyordu. Violet tam ona bağırmaya hazırlanıyordu ki Sirius eliyle ağzını kapattı. "Hadi ama tatlım, keyif aldığını inkar edemezsin."

"KAPA ÇENENİ-"

"Tamam gerisi Evans virüsü ile ilgili... Neyse sakın bunun ciddi olduğunu düşünme, o sürtük kızdan ayrılmak için yaptım." diye cümlesini bitirdi Sirius. Violet'in de bunu ciddiye alması için bir neden yoktu. Yoksa var mıydı?

"Sen çok şerefsizsin Black." dedi Violet. Bu sözcükler ağzından istemsizce çıkmıştı. Sirius tek kaşını kaldırarak ona baktı sonra da gülümsedi. "Teşekkür ederim."

"Ya ne demezsin." dedi ve o da gülmeye başladı. "Biraz yumuşadın ha?" Bu cümleden sonra Violet soğuk bakışlarını yeniden Sirius'a çevirdi ve "Hiç de bile." dedi. "Ya öyle mi? Az önce gülüyordun ama?"

"O bir saniyelik bir şeydi Black. Neyse umarım görüşmeyiz." diyerek uzaklaşmaya başladı Violet. En son Sirius'un "Umarım!" dediğini duydu ve ortak salona gitti...

Lily koltuklardan birinde oturup kitap okuyordu. Violet onun yanına gitti. Ona her şeyi anlatsa iyi olacaktı. Yoksa Alison ve arkadaşlarından çıkacak dedikoduyu duyacaktı. "Lily..."

"Her şeyi biliyorum." dedi Lily olayı bildiğini vurgularcasına. Violet'ın şaşkınlıktan ağzı açılmıştı. "O kadar hızlı mı-" Lily sözünü kesti. "Burası Hogwarts Violet, ergenler ve dedikoducularla dolu bir yer. Bir şey duyuldu mu hemen yayılıyor."

"Vay canına..." dedi Violet. Lily ise hala ondan hesap bekliyordu. Tabii ya o hikayenin arka kısmını bilmiyordu! "Gerçekten düşündüğün şey değil. O şerefsiz beni öptü. Yemin ederim!" dedi Violet  açıklarcasına. Lily'nin tek kaşı hala havadaydı. "Yemin ederim."

"Peki." dedi Lily pek inanmamışcasına. "Sen öyle diyorsan..." Violet şimdi sinirlenmişti. En iyi arkadaşı ona inanmıyordu. "Sen bana inanmıyor musun?"

"İnanıyorum işte... Neyse şu göreve dönelim." dedi Lily ve konuyu başka tarafa çevirdi. Bu Violet'i rahatlatmıştı. Şu an başka şeylere odaklanmalıydı. Özellikle bir zaman karmaşasının içindeyken bir aşk yaşamak pek mantıklı olmazdı. Kesinlikle mantıklı olmazdı.

Klaus o anda içeri daldı. Elindeki bir ton kitapla tam bir Klaus'tu. İkisi'nin yanına geçti. "Hayırlı olsun Violet." dedi. Violet önce kavramasa da sonradan anladı: Klaus bile bu dedikoduyu duymuştu. Klaus bile duymuşsa herkes duymuştu. Bu durumda rezil olmuştu. Harika. Black'in yüzüne bir tane çarpsa yeriydi.

"Hıhı"diyerek geçiştirdi. Şu an anlatmakla uğraşamazdı. "Lily sana bütün olayı anlatsın, tamam mı? Benim ise bitki bilim ödevini yapmam lazım, bitkilerle ilgili rapor hazırlayacağım. Kütüphaneye bakmam lazım. Geliyor musun Lily?" diye sordu Violet. Lily hayır anlamında başını salladı. "Üşeniyorum, sen git."

Violet oflaya puflaya gitti. Lily ile hazırlaması gereken bir hırsızlık planı vardı ve bir de lanet bitki bilim ödevi...Her şey üst üste geliyordu. Bir de Black meselesi vardı. Herkes birlikte olup olmadığımızı soracaktı. Evet mi deseydi hayır mı? Evet dese ayrı bir dert, hayrı dese ayrı bir dert... En iyisi hayır demekti. Böylece herkes Alison'un yalan uydurduğunu düşünür, Alison yine Black'e yapışır bu da iyi bir intikam olur. Ama ters giden bir şey vardı... Sanki içi el vermiyordu. Sanki onunla sevgili... Hayır o şerefsiz ile sevgili olunmaz. Yakışıklı sayılabilir fakat kızlarla oynuyor. Şerefsiz işte...

Kitaplarını koyarak masaya oturdu. Kütüphane boş denilecek kadar boştu. Violet ödev yapmak için sakin zamanları seçiyordu. Böylece kafasını toplayabiliyordu. Birden bir ses duydu... Sonra bir fısıltı... Evet biri fısıldıyordu! Fısıltı duvardan geliyordu. Violet kulağını duvara dayadı. Şimdi daha net duyuyordu.

"Ne zaman?" diyordu bir kadın sesi. "Yarın. Nereye gideceğini biliyorsun. Benimle buluş ve anlaşmayı yapalım." diyordu bir erkek sesi. Biraz hışırtı sesi geldi. "Bu poşeti al." dedi tekrardan bir erkek sesi. "İçinde ne var?" diye sordu kadın. Adam sesini kıstı. Cevabı ise şuydu:

"Baudelaire yangını dosyaları..."

Yazardan not: Hello! Biliyorum uzun zamandır yb atmıyorum ama yazamadım kusura bakmayın. İşler ilginçleşiyor... Fikirlerinizi merak ediyorum. Umarım beğenmişsinizdir!

Sihirle kalın!


Talihsiz serüvenler ve çapulcularWhere stories live. Discover now