Şarkıyla okuyunuz...
İyi Okumalar...
***
Omzuna dokunan elle irkildi ve ona bu sözü hatırlatan arkadaşına çevirdi bakışlarını.
"Ne zaman geldin?" Fırat tek kelime etmeden yanına oturdu. Bakışlarını karanlığa kenetledi.
"Ediz, sen bu kızdan bana ilk bahsettiğin anda sana bir söz söylemiştim hatırlıyor musun?"
Ediz hatırlamak istercesine birkaç saniye durakladı ve o sözün doğruluğu altında ezilerek cevapladı.
"Fazla fedakarlık fazla vefasızlık getirir demiştin" bakışlarını gecenin belirsiz karanlığına diktikten sonra usul usul ağlamaya devam ederek konuştu.
"Haklısın Fırat. Peki hiç benim yönümden bakmaya çalıştın mı?" Sesi gitgide yükseliyor çenesi sinirden tir tir titriyordu."Annem dertleşeceği kimse yokken daha 10 yaşındaki çocuğuna sığınarak, kendisinden 30 yaş büyük bir adamla evlenen kız kardeşinin nasıl öldüğünü anlatırken, hıçkıra hıçkıra ağlarken de bu söz geçerli miydi?!" Sesi Mardin'e gök gürültüsü olurcasına şiddetli ve sinirli çıkıyordu.
"Ya da, keşke onu o zalim adamın elinden çekip alan, kurtaran biri olsaydı şimdi unuttuğum yüzünü okşar öpücüklere boğardım, kokusunu içime çekerdim derken de geçerli miydi?!" Fırat başını eğerek gözlerini Ediz'den kaçırdı. O da biliyordu Beriwan anasının öyküsünü.İşte onun yarası da buydu! Annesinin kardeşine doyamadan yaşaması, onun acısıyla kahrolmasıydı. Hatta onun acısı yetmezmiş gibi onların varlığını zerre önemsemeyen dedesinin zoruyla annesi Beriwan Hanım'ın çocuk yaşta kuma verilmesiydi! Ne yazık ki annesini veya teyzesini kurtarabilen kimse olmamıştı. Annesi küçüklükten beri oğlunu bu yönde yetiştirmişti. Ona 'eğer bir mazluma senden başka yardım edebilecek kimse yoksa el uzatmazsan hakkım sana haramdır' demişti.
Dilber'in durumu annesi ve teyzesine göre daha acıydı. Üvey babasının kardeşine, yaşlı adama kadın edeceklerdi onu. O kabul etmeyip kaçtığında da suçlu oymuş gibi alnına silahı dayayıp infaz edeceklerdi! Buna hangi insan dayanabilirdi ki? O an Ediz'in gözünde canlanan, kulaklarında yankılanan annesinin hıçkırıkları, iç çekişleri ve gözünün önüne gelen kanlı gözleri almıştı silahın ucundan Dilber'i!
Dedesinin annesine ettiklerinin hesabını kimseden soramamıştı ama bundan sonra kimseye el uzatarak değil annesine bunu yaşatanları, teyzesini işkencelerden ve kahrından öldürenleri bulup hepsine ödetecekti olanları. Anlamıştı; bu devirde insafla vicdanla hareket edilmeyeceğini. İnsaf da vicdan da hak edilene gösterilecekti.
Fırat tedirgin şekilde boş bakışlarıyla karanlığı seyreden arkadaşına seslendi.
"Peki bundan sonra ne olacak Ediz?" Ediz usulca çevirdi bakışlarını. Yarım tebessüm ederek cevapladı.
"Benim bu hayatta korumam gereken 3 kadın var Fırat. Yokluğuna dayanamayacağım 2 kadın ve olmadan mutlu olamayacağımızı bildiğim evimizi şenlendiren 1 kadın. Onlar annem karım ve baldızım. Bundan gayrı hiçbir kadın için kendimi paralamayacağım. Bugünden sonra ben, kalbimdeki vicdanı bu 3 kadın dışında kimseye göstermeyeceğim. Herkese gösterdiğim vicdanın onda birinin bana geri dönüşü olmadı hiç. Bitti"
Fırat ilk defa kanlı gözlerle yeminler ederken görüyordu can dostunu. Yaklaştı ve yanındayım demek istercesine omuzunu sıktı.İkisi biraz daha gecenin karanlığını seyrettikten sonra arabalarına binerek konağın yolunu tuttular. Ediz Fırat'ın kendi evine gittiğini sanarken Fırat, arkadaşının konağa sağ salim girdiğine emin olmak istiyordu. Ediz konaktan içeri girdiğinde o da evinin yolunu tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA
Teen FictionBir kadın düşünün... Yıllarca çocuğu olmamış ama günün birinde evlatlık almış... Evlatlık aldıktan iki sene sonra kendi kanından canından bir can daha gelmiş dünyaya... Kocasının kardeşi kız kaçırdıysa ve onların evinden bir kız kuma gidecekse bu k...