14. Bölüm

7.1K 251 27
                                    

Ece avludaki kişilere yabancı gözlerle bakarken Ediz'in siniri kat be kat artıyordu. Ece çenesini sıkan kocasına şaşkın gözlerle baktı ve elini sımsıkı tuttu.

"Ediz sakin olur musun?" Gözleriyle karşısında duran iki kadını işaret etti. "Bunlar kim?" dedi. Ediz yavaşça gözlerini Ece'ye çevirdi. Sanki başka bir alemden gelmiş gibi anlamsız gözlerle boş boş bakıyordu.
Ediz onlara bakmayı keserek tekrar Ece'ye döndü.

"İnan şuan elimden bir kaza çıkmaması için dua ediyorum. Birazdan anlayacaksın kim olduklarını ve hatta benden daha çok sinirleneceksin" dedi. Ece anlamaz gözlerle bakmaya devam ederken Ediz sedirde oturan iki kadının yanına ilerledi. Beriwan Hanım sessiz kalarak oturduğu sedirde dikleşti. Bütün kelimeler kifayetsiz kalırdı bu duruma. Ediz alaycı bakışları eşliğinde kadınlara gülümsedi.

"Hayırdır hala? Başka aklına girip ölüme sürükleyeceğin kız var da ona mı bakmaya geldin?" Ece dikkatle dinliyordu. Merak ediyordu Ediz'i bu denli sinirlendiren kimdi? Ediz'in halası kınayan bakışlarını atarken kızı Nurefşan Ediz'e sinirle baktı.

"Ediz düzgün konuş!" Ece olanları içindeki sıkıntı eşliğinde dinliyordu. Ediz dişlerini sıkarak bakışlarını Nurefşan'a çevirdi.

"Sana laf mı düşüyor? Hangi yüzle bu kapıdan içeri giriyorsunuz? Mihriban'ı ayartan siz değil misiniz lan? Berdel olmasaydı ölecek olan o değil miydi?!" Elini sımsıkı tuttuğu Ece'yi gösterdi. "Ailesinden kopardığınız karımın feryatlarının sebebi sizsiniz!"

O anda Ece için durdu zaman. Her şey ilk güne döndü...
Giydiği kefen, döktüğü gözyaşları ve çalan davullar...
Bakışlarını iki kadına çevirdi. Demek asıl suçlular onlardı. Ediz olmasaydı belki de ondan kat be kat büyük biriyle evlenecekti, belki zulmedeceklerdi. Belki de canından saydığı kardeşini bir daha asla göremeyecekti. Titrek bakışları Ediz ile buluştu. Gözyaşları konuşurken, Ediz uzanarak Ece'nin gözlerini sildi. Gözlerinin içine şefkatle baktı.

Halası Yonca Hanım susarken Nurefşan ayaklanarak Ediz'in karşısına geçti ve kollarını göğsünde bağladı. Bakışlarını ağlayan Ece'ye dikerek alaycı tavrı eşliğinde konuştu.

''Pek de üzülmüşe benzemiyor'' Ediz'e döndü. ''Sayemizde mutlu oldun neyin tantanası bu? Sevenler kavuştu işte'' diyerek dikilmeye devam etti. Ece sinirle ağzını açacakken Ediz sakin ol dercesine baktı ve Nurefşan'a döndü.

''Allah'tan senin gibi sinsi biri değil de Ece gibi biri çıktı karşıma Nurefşan! Bizden uzak Allah'a yakın olun ve defolun konaktan" diyerek kapıyı gösterdi. Yonca Hanım oralı olmadan burun kıvırarak bakışlarını başka yöne çevirdi. Nurefşan gülerek ellerini göğsünde bağladı.

"Biz buraya neden geldik biliyor musun Ediz?" İşte tam da onu merak ediyordu ya Ediz!
Babasının bile nefret ettiği bu iki kadın nasıl olmuştu da konağa girmişlerdi? Nasıl böyle gerile gerile oturuyorlardı sedirde?

Nurefşan Ediz'in sorgulayan bakışlarına kahkaha attı. Hemen sonra üzülmüş gibi yaparak gözlerini siliyormuş gibi yaptı ve Ediz'e yaklaştı.

"Müstakbel eniştemiz Sıraç Bey, biricik dayımın kızı Mihriban'ı dövmüş. Kızcağız ağlaya ağlaya dayıma telefon açınca e tabi baba yüreği dayanmadı ve bizi aradı" Ediz duyduklarını idrak edememişti. Ne diyordu bu geveze kız? Mihriban dayak mı yemişti? Hem de uğruna ailesinden vazgeçip ölüme yürüdüğü adamdan yemişti ha!

Tüm hücreleri sinirle dolarken bakışları koluna sarılan minik ellere kaydı. Ece şok olmuş yüz ifadesiyle Ediz'e destek olmak istercesine kolunu sıkıyordu. Ece bu duruma pişman olarak ve üzülerek bakıyordu. Biliyordu ahı tutmuştu. Keşke dedi içinden, keşke onların bana yaptıklarının karşılığı böyle acı bir şekilde çıkmasaydı.

KUMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin