Yazım hatalarım illa olmuştur. Kusuruma bakmayın.
İyi Okumalar...
***
Hava kararmaya yüz tutarken Ediz çoktan malzemeleri arabaya taşımıştı. Piknik bitmişti ve son ana kadar çok eğlenmişlerdi. Fırat piknik alanından yaptığı davranışlar yüzünden üzgün ayrılırken Cemre buruk bir rahatlamayla arabaya binmişti. Bugün Fırat'ı çokça terslemişti bu yüzden içi hiç rahat değildi ama bir yandan da kendinden uzaklaştırdığı için rahatlamıştı.
Fırat son malzemeyi yerleştiren Ediz'in yanına ilerledi ve suratı asık bir şekilde elindeki topu Ediz'e uzattı.
"Ben önden gideceğim Ediz. Bu topu da siz alın mahalledeki çocuklara verirsiniz. İyi akşamlar" dedi ve hızla Ediz'in yanından ayrıldı. Ediz üzülerek ardından baktı. Durumu pek iyi gözükmüyordu. Hele bir konağa gitsin Fırat'ı bulup konuşacaktı. Topu da bagaja koyduktan sonra kapatarak arabaya bindi.
Ece nelerin olup bittiğini az çok tahmin ederken seslenmedi ve sakince o da arabaya bindi.
Yol sessiz geçerken konağa ulaşmışlardı. Hava iyice kararmıştı.
Cemre arabadan ilk inen isim olurken Ece de ardından inerek Ediz'e bakış attı ve kardeşinin peşinden ilerledi. Ediz görevlilere arabayı boşaltmalarını söylerken annesinin koluna girerek odasına çıkarttı. Beriwan Hanım bugün çok yorulmuştu. Gençlere eşlik etmek zordu. Ediz annesini yatağına oturturken sordu.
"Annem bir ihtiyacın var mı? Söyle hemen yapayım" Beriwan Hanım sıcacık gülümsedi.
"Yok yavrum ama bir ricam var. Cemre ile otur abi gibi konuş bugün kavga ederlerken gördüm onları. Eğer gönlü yoksa Fırat'ı çek kenara uygun bir dille söyle rahatsız etmesin kızı. Yoksa oğlum falan demem döverim Fırat'ı" dedi gülerek. Ediz burukça gülümsedi ve annesini onaylandıktan sonra üzerini değiştirmek için odasına gitti.
***
Ece, Cemre'nin ardından odaya girerek kapıyı usulca kapattı. Kardeşinin son anda Fırat'a bağırması hiç doğru değildi. Yanına yaklaştı ve kolundan tutarak yatağa oturttu.
"Evet Cemre seni dinliyorum!" Cemre kolunu çekti ve önüne dönerek elleriyle oynamaya başladı.
"Dinlenecek bir şey yok abla. Sürekli arayıp soruyor konuşmak istiyor ve ben istemiyorum. Siz de piknik alanında onca saçma hareketine gülerek bakınca moralim bozuldu kızdım. Olay bu!" dedi sert çıkan sesiyle. Ece kaşlarını çatarak kardeşine baktı.
"Cemre sen seni seven birini sevmek zorunda değilsin ama onun kalbini kıracak söz söyleyebilme hakkını sana kimse vermiyor. Sen Fırat'a karşı duygu besliyor musun?" dedi. Cemre dolan gözlerini saklayarak konuştu.
"Bu hiç uygun bir ilişki değil" derken sesi titremişti. O hayatına ilk defa birini alacağı için korkuyor ve endişe duyuyordu. Sevmeyi bilmiyordu ki!
Ece kardeşinin omuzunu sıktı.
"Neden uygun değil? Ayrıca ben sana uygun olup olmadığını sormadım, senin onda gönlün var mı dedim" dedi. Cemre duygularının ne boyutta olduğunu bilmiyordu. Korkuyordu işte! Sevmek, aşık olmak bu kadar hızlı gelişen bir duygu muydu? Belki evet ama Fırat'ta bu duyguyu göremiyordu. Eğer onunla bir yola başlamaya kalkarsa üzüleceğinden korkuyordu. Belki de iki tarafın da üzülmemesi için bu ilişki dedikleri şey başlamadan bitmeliydi. Akmak için ısrar eden gözlerini hızla sildi ve başını duvara çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA
Teen FictionBir kadın düşünün... Yıllarca çocuğu olmamış ama günün birinde evlatlık almış... Evlatlık aldıktan iki sene sonra kendi kanından canından bir can daha gelmiş dünyaya... Kocasının kardeşi kız kaçırdıysa ve onların evinden bir kız kuma gidecekse bu k...