· Bu sabah çok farklı bir şekilde uyandım çünkü bugün bir hastane odasında değil kendi odamda uyanmıştım ve bunun verdiği mutlulukla kendime müthiş bir kahvaltı sofrası hazırlamaya karar verdim.Merve Abla sağ olsun buz dolabını bile doldurmuştu.Kendime güzel bir kahvaltı sofrası hazırladıktan sonra kahvaltımı denize bakan balkonum da yapmaya karar verdim.Kahvaltı yaparken daha hastanedeyken yapmış olduğum bir günlük vardı bu günlükte geçmiş de yaşadıklarım değil gelecekte yapmak istediklerim yazıyordu.Hemen sofradan kalkıp gidip günlüğü getirdim.Bu günlüğü hastanede ki ikinci yıllarımın başında yazmaya başlamıştım ve çok uzun zamandır da elime almıyordum.Tekrardan sofrayı oturup günlüğümün ağzını açtım.Birinci sayfa da bir yetimhaneye git ve orda bulunan çocukları mutlu et yazıyordu ve bugünden sonra bu günlükte yazanları yapmaya başlayacağım diye kendime söz verdim. Kahvaltımı yaptıktan sonra masayı toplayıp, kendimi iyice bu eve benimsemek için fazla olmayan eşyalarımı bulunması gereken yerlere yerleştirmeye karar verdim.Bavulumun ağzını açarken benim için oldukça kıymetli olan ve bana gerçekten beni de doğuran biri varmış hissini veren annemin lise yıllarında çekmiş olduğu o fotoğrafı elime alıp hiçbir zaman konuşamadığım anneme ''Kızın kurtuldu,kızın sensiz bir savaşı daha kazandı anne''dedim gözü yaşlı bir şekilde ve ondan bana kalmış bir diğer hatıra olan,hiçbir zaman boynumdan çıkarmadığım sanki kokusu hayla üstündeymiş gibi olan kolyeyi kazağımın altından çıkarıp tekrardan kokladım sonra eşyalarımı birer birer yerlerine yerleştirip salona geçtim.Kendimi bir koltuğun üstüne atıp şimdi ne yapacağım diye içimden geçirdim.Gerçekten şimdi ne yapmalıyım,televizyon izlesem hayır olmaz televizyon seyretmekten nefret ederim,kek pasta yapayım- da yapıp da ne yapacağım sanki yiye biliyorum en iyisi mi ben dışarı çıkıp yarın çocukları eğlendirmek için birkaç eşya alayım diyip dışarı çıkmaya karar verdim ama öncelikle bir duş almalıydım çünkü hayla üzerim de hastane kokusu vardı.Duş aldıktan sonra kıyafetlerimi giymek için odama gittim.Dolabın ağzını açıp içinden siyah bir pantolon ve kırmızı bir bluz giymeye karar verdikten sonra saçlarımı kurulamak için aynanın karşısına geçtim zaten döküldüğü için fazla kalın olmayan ve bir senede anca omuzlarıma kadar uzamış olan saçlarımı hemen kuruttum. Saçlarımı kuruladıktan sonra seçmiş olduğum kıyafetlerimi giydim.Makyaj masasının önüne geçip mavi olan gözlerimin daha da belli olması için bolca siyah kalem sürdüm uzun olan kirpiklerime daha da belli olması için maskara sürdüm,fazla beyaz olan tenime renk vermek için yanaklarıma şeftali rengine yakın allık sürdüm,kalın dudaklarıma hafif bir parlatıcı sürüp saçlarımı da dağınık bir topuz yapıp boy aynasının karşısına geçtim.Sanki makyajımı dışarıya çıkmak için fazla abartılıydı ama olsun sonuçta üç senedir makyaj yapmıyordum ve abartmaya biraz da olsa hakkım var diyip dışarı çıktım .Çok uzun zamandır dışarıya çıkmamıştım ve o an kendimi o kadar özgür hissediyordum ki sanki dünyayı bana vermişlerdi.Sallana sallana yürüyerek bir alışveriş merkezine girdim.Çocukları eğlendirmek için palyaço kostümü almaya karar verdim çünkü ben yetimhanedeyken hep bir palyaçonun gelip beni mutlu edeceğini hayal ederdim ve bunun için kesinlikle bir palyaço olmalıyım deyip bir kostümcü dükkanına girdim.Kostümlere bakınırken çalışanlardan biri''Hoş geldiniz,nasıl yardımcı olabilirim ''dedi yüzüne yerleştirmiş olduğu kocaman bir gülümsemeyle''Ben , palyaço kostümlerine bakıyordum''dedim gülümsemesine aynı şekilde karşılık vererek.''Tabi efendim palyaço kostümlerimiz bu tarafta,kendinize göre mi alacaksınız?''dedi palyaço kostümlerinin bulunduğu yere doğru giderken.Bende arkasından giderek''Evet''dedim.Palyaço kostümlerinin bulunduğu yere gelmiştik.Zaten resmen hepsi birbirine benziyordu onun için hemen bir tane alıp parasını ödeyip çıktım.Şimdi beni gerçek bir palyaço yapacak yüz boyalarını almaya gidiyorum.Bir kırtasiyenin içine girip ''Pardon bakar mısınız?dedim gözlerimle çalışanların olduğu yere bakarak .Çalışanlardan yirmi dört yaşlarına yakın bir çocuk gelip''Buyurun efendim nasıl yardımcı olabilirim''dedi beni baştan aşağıya bir süzdü çapkın bir şekilde.Bende tek kaşımı kaldırıp ''hayırdır ''der gibi baktım oda hemen kendine gelip beni incelemeyi bıraktı''Yüz boyası alacaktım var mı?dedim fazla mesafeli bir ses tonuyla oda''Tabi canım var burası büyük bir kırtasiye ne istersen bura da bulabilirsin''dedi ukala bir tavırla ve bu tarz insanlardan hep nefret etmişimdir kendimi daha çok dikleştirip ''size sadece var mı, diye sordum uzun uzun bir açıklama yapın demedim.Hem de ben sizin yakın bir arkadaşınız falan değilim benimle canımlı cicimli konuşmayın olur mu?'' dedim tehditkar ve kendinden emin bir sesle,oda neye uğradığını şaşırmış gibi bön bön suratıma baktı''Suratıma bön bön bakmayı kesip, gidip boyaları getirecek misiniz yoksa ben başka bir eleman mı çağırayım?''dedim hayla kendimden emin bir duruşla''Hemen getiriyorum efendim ''diyip yanımdan ayrılıp boyaları almaya gitti.Ben hayla içimden ona saydırırken yüz boyalarını almış bana doğru geldi''Buyurun efendim,başka bir isteğiniz var mı''dedi sanki az önceki şeyler hiç yaşanmamış gibi.Bende halen kendimden ödün vermeyerek elindekileri alıp''Hayır''dedim kesin bir cevapla . Oradan uzaklaşıp yüz boyalarının parasını ödemek için kasaya gittim ve ödeyip çıktım.Bir taksiye binip bir an önce eve gitmek için sabırsızlanıyordum çünkü hava çok fazla soğumuştu ve ben ince giyindiğim için buz kesilmiştim bunun için sıcak evime gidip ısınmak istiyordum.Sonunda evime gelmiştim anahtarı alıp kapıyı açıp içeri girmemle arkamdan biri hızlıca içeri girip kapıyı hızlıca kapattı.Ben hayla olanların şokundayken içeri giren bu çocuk soluk soluğa kalmış kapının gözetleme deliğinden dışarı ya telaşla bakıyordu hemen toplanıp ''Sen ne yaptığını zannediyorsun nasıl bu şekilde evime girersin,üstelik kimsin sen, neden birinden kaçıyormuş gibi tedirginsin ''meraklı bir şekilde
''Bir şuan senin evinde olamaya hiç meraklı değilim,iki kimin neyin nesiyim bu seni ilgilendirmez,üçüncüsü ise kaçıyorum ya da saklanıyorum sa-na- ne''dedi kendini beğenmiş ukala bir tavırla
''Bir evime meraklı değilsen kapı yanında defolgit,iki hiç tanımadığım birinin kim olduğu beni çok güzel bir şekildeilgilendirir,üç şuan kimden kaçıyorsan ya da saklanıyorsan git başka kapıyabenim başıma da kendinle birlikte belaya koyma''dememle hızlıca arkasını dönüpbeni duvara yapıştırıp bir eliyle ağzımı kapatıp diğer eliyle de ''sessizol''işareti yaptı.Bende dediğini yapıp sessiz oldum ve şaşkınlıkla ona baktımçünkü çok fazla yakışıklıydı:Yirmi beş yaşlarında,okyanus mavisini andıran koyumavi ve uzun gür siyah kirpiklere sahip gözlere sahip,küçük burna,erkeksi sert pürüzsüzbir yüze ve oldukça güzel dudaklara,uzun bir boya,siyah bir saça,spor yaptığıbelli olan bir vücuda da ve fazlasıyla etkileyici bir kokuya sahipti.Ben haylahayranlıkla onu incelerken oda elini ağzımdan çekip kapının gözetme deliğindendışarı baktı ,sanırım kimseyi görmemişti çünkü derin bir nefes alıp kendiniyere bıraktı,Ben de onu incelemeyi bırakıp ona çaktırmandan derin bir nefesaldıktan sonra''Sen kimsin ya,neden birilerinden kaçıyorsun?''dedim elimibelime koyup oda elini karışık ve katran siyahı olan saçlarında gezdirip''Çokfazla konuşuyorsun,biraz susmanı tavsiye ederim''dedi.Gerçekten konuşmamdanrahatsız olduğu çok belliydi ama bana ne sonuçta izinsiz evime giren ve benirahatsız eden oydu tekrar kendimi dikleştirip''Sen gerçekten iyi değilsinbildiğin akıl hastasısın sen ya, delisin deli''dedim başımı ona acıyormuş gibigörünerek''Evime izinsiz giren sen,emri vaki yapan sen ama konuşanben.Farkındaysan seni hiç tanımıyorum ve duruma bakılırsa birilerindenkaçıyorsun,sence de şuan konuşmam kadar normal olan bir şey var mı''dedim tek kaşımı kaldırıp oda derinbir nefes alıp''Çok konuşuyorsun''dedi bıkkın bıkkın artık gerçektensinirleniyordum''Kimsin sen bir açıklama yapmak ister misin''dedim ama o benihiç umursamıyordu cebinden çıkardığı bir şeylere bakıyordu,bu sefer sesimi dahaçok yükseltip''Hey beni duyuyor musun?Sana diyorum kimsin sen?''dedim başparmağımı ve işaret parmağımı bir birine vurarak ''Susmayı düşünüyor musun''dedikafasını cebinden çıkardığı şeylerden ayırmadan''Hayır ''dedim oldukçakendimden emin bir şekilde,bu sefer kaşlarını çatmış ve oldukça sinirli birşekilde kafasını kaldırıp 'Eğer birazdaha konuşmaya devam edersen senin için hiç iyi olmayacak'' dedi oldukçatehditkar bir şekilde ,o bunu söylerken biraz afallamıştım ama hemen kendimegelip vücudumu dikleştirip''Senden korkacağı mı mı zannettin ,benikorkutmuyorsun ve asla susturamazsın''dedim oldukça cesur bir şekilde,ayağakalkıp yanıma doğru geldi ve hayla gelmeye devam ediyordu.Attığı her adımda bende bir adım geri gittim ,artık gidecek yerim kalmamıştı çünkü sırtım çoktanduvara yapışmıştı oda iki elini birlikte duvara yaslayıp beni kolları arasınahapis etti.O bana bu kadar yakınken korkudan mı bilmiyorum ama nefesimi birtürlü kontrol edemiyordum,kalbim normalden fazla hızlı çarpıyordu,kokusuciğerlerime doldukça içimdeki kelebekler dans ediyordu sanki.Ben şaşkınlıklaona bakarken ''Gerçekten benden korkmuyor musun ''dedi tek kaşını yukarıkaldırıp,bende fısıltılı bir şekilde ''Korkmuyorum''dedim.Ama koca bir yalan,korkuyorumhem de çok fazla korkuyordum ondan.Yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşti ama bugülümseme çok sürmeden''Bana bak küçük aptal tavşan eyer biraz daha şansınızorlarsan senin için hiç iyi olmayacak, anladın mı''dedi dişlerinin arasından,çok fazla sinirlenmişti ve bu beni fazlasıyla korkutuyordu''Ne yapacaksınkonuşuyorum diye öldürecek misin?''dedim aklımdan geçenlerle yaptıklarım hiçbirbirine uymuyordu,bir yanım susmamı söylerken daha baskın olan diğer yanım cevapvermem için beni zorluyordu.Benim ona cevap vermemle onun benim dudaklarımayapışıp beni öpmesi bir oldu.Ben nasıl bir tepki vereceğimi bilmeden sadeceonun beni öpmesini izledim.Yavaşça dudaklarımdan ayrılıp''Her susmadığında,konuşmaktanbıkmayan o dudaklarından öpeceğim''dedi sırıtarak.Bu aptal kendini nezannediyordu hemen kendime gelip var gücümle onu itip''Sen kendini nezannediyorsun be aptal geri zekalı ,her istediğine sahip olan bir şehireşkıyası falan mı yoksa pis sapık'' dememle yine dudaklarıma yapıştı bu seferhemen onu dudaklarımdan ayırdım''Konuşmaya devam edecek misin?''dedi.Eyergerçekten bu manyaktan kurtulmak istiyorsam en iyi çözüm susmaktı.Kafamı evetanlamında aşağı yukarı salladım oda büyük bir galibiyetalmışçasına''Güzel,böyle akıllı ol Küçük Tav-şan ''dedi tavşan kısmını bastırabastıra.Bende içimden ona güzel bir şekilde saydırıp onun yanından ayrılıpodama geçip arkamdan kapımı kilitledim çünkü bu manyakla daha fazla aynı havayısolumak istemiyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECEDEKİ AYDINLIK = Fecr-i kazip
Ficción GeneralRuhunu satmıştı karanlığa . Bedeni sığınmıştı aya ,özlemişti aydınlığı ama korkuyordu çünkü bir kere güneş çekmişti ışığını ondan bırakmıştı karanlıkla onu başbaşa. Peki güneş tekrar onu ışığına almak isterse kararmış ruhu alışabilecek miydi bu du...