Bölüm 7

69 21 3
                                    

Kerem'in yanından ayrılalı iki saat olmuştu.Eve gelip yatağımın üzerine kendimi yavaşça bıraktım.Bugün hiçbir şey yapmamama rağmen çok yorgundum. Beynimi tek meşgul eden şey Kerem'di ,onsuzluktu.Ya bu lanet olası hayat onu benden koparırsa bana vermiş olduğu tek hediyeyi de benden alırsa ...Hayır hayır bu dünyada bana ait olan tek ailemi de benden almasına izin vermeyeceğim bu sefer olmaz .

Yatağım üzerinde biraz uzandıktan sonra bir şeyler yemek için mutfağa gittim.Kendime kıvırcık salatası yaptıktan sonra salona geçip deniz manzarasını gösteren pencerenin önüne geçip dışarıyı izlemeye başladım o sırada masanın üzerinde duran günlüğüm dikkatimi çekti.Elimde ki salata tabağını kanepenin üzerine bırakıp,gidip günlüğü alıp eski yerime geçtim.

Günlüğü elime almamla Bora'nın aklıma düşmesi bir oldu.Evime izinsiz girmesiyle başlamıştı her şey.Küstah davranışları,kendini beğenmiş tavırları ve her kızın ağzının suyunu akıtacak yakışıklılığı kusurlarıyla bile harikaydı.

Onu düşünmem fazlasıyla saçma bir durumdu aslında ama fazlasıyla merak ediyorum onu .Neler yapmaktan hoşlanır,hangi rengi sever ,neye sinirlenir,yüzünü ne güldürür hepsini merak ediyorum, neden diye sormayın ama çünkü bende bilmiyorum .Ona karşı bir şey hissetmiyorum sadece onu merak ediyorum, tek bildiğim bu...

İkimizin bu sefer yapacağı şey güneşin doğuşunu izlemekti.Hatta birlikte bir gün geçirip doğan güneşi izleyecektik.Onunla bir gün geçirmem ne kadar doğru bilmiyorum sonuçta onu hiç tanımıyorum.Belki insanları öldürmekten keyif alan manyağın tekidir,belki de beni kötü işlerine bulaştıracak psikopat birisidir. Bunları düşünürken kendi kendime gülmeye başladım .Hemen de nasıl zavallı çocuğu psikopat manyağın teki yapmıştım gerçekten ben ve hayal gücüm mükemmeldik.

Ben bunları düşünürken kapını çalmasıyla saçma sapan düşüncelerimden sıyrılıp kapıyı açmaya gittim.Bu saate kim gelirdi ki buraya.Aslında kimsesi olmayan birinin kapısı kim çalardı ki diyip merakla kapının gözetme deliğinden kimin geldiğini görmek için dışarı baktım.Anlık bir şaşkınlık yaşayıp tekrardan dışarı baktım evet yanlış görmemiştim o gelmişti, Bora .

Hemen aynanın karşısına geçip üstümü başımı düzelttim.Ben böyle oyalanırken kapı zili tekrar çaldı.Hızla gidip kapıyı açtım.

''Sonun da açtın,ben de kimse yoktur diye geri dönecektim''dedi o bunları söylerken ben sadece hayranlıkla onun yüzüne baktım.Siyah bir kot pantolon,beyaz bir t-şort üstüne de siyah deri bir ceket giymişti.Saçları yine dağınıktı.Ben hayranlıkla ona bakarken iki parmağını yüzüme doğru şaplatıp''Piştt! kime diyorum hey Küçük Tavşan beni duyuyor musun ?dedi parmağını hayla şaplatmaya devam ederken

''Efendim bir şey mi dedin''

''Diyorum ki evet fazla yakışıklıyım,bana hayransın ama biraz daha ağzının suyu akmış bir şekilde bana bakmaya devam edersen ağzından akan suda boğulacaksın diyorum ''dedi küstahça onun bunu demesiyle hemen kendimi toparlayıp

''Ne bakacakmışım sana be, sadece biran dalıp gittim ama sana değil ''dedim kendimden emin bir şekil de

''Tabi,tabi biliyorum zaten dalıp gittiğin ben değil benim mükemmel karizmamdı .Aslında biliyor musun Küçük Tavşan ben bile bazen kendime düşüyorum'' dedi küstahça

Tek kaşımı havaya kaldırıp''Sen de ki şu egonun çeyreği bende olsa var ya''cümlemi tamamlamama izin vermeden 'Tamam her neyse konuyu uzatmayalım''dedi ciddiyetle.Bu çocukta ki anlık duygu değişikliklerine bir türlü anlam veremiyorum gerçekten.Bir an sert ,biran durgun,biran bir çocuk gibi şen şakrak olabiliyordu ama yavaş yavaş bu duygu değişikliklerini de çözecektim.

GECEDEKİ AYDINLIK = Fecr-i kazipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin