BÖLÜM 25

13.1K 783 228
                                    

"Sevgilimin elini tutamaz mıyım?"

Arel alaycı bir şekilde güldü. "Ne saçmalıyorsunuz? Sevgilinmişmiş. Bende buna inandım."

"Senin inanıp inanmaman beni ilgilendirmiyor. Sevgilim dediysem bitti." aras yürü be koçum.

Bu sefer deniz konuştu. "Sen bu kızı sevmiyorsun. Sen kimseyi sevmezsin aras."

"Sen niye maydonoz oluyorsun. Beni tanımıyorsun bile." dedi.

"Seni küçüklüğünden beri tanıyorum. Sen kimseyle sevgili olmazsın." dedi deniz.

"Sen benim keyfimin kahyası mısın, istediğimi yaparım. Derin benim sevgilim bunu bilmeniz yeter bence ikinizde umrumda değilsiniz." dedi aras.

"Çekilin kapının önünden." dedim.

Arel lafa atladı. "Çekilmiyoruz."

Tek kaşımı havaya kaldırmaya çalıştım ama yinede yapamadım. Sonra vazgeçip ikisini kaldırdım. "Hatırlatırım burası senin veya denizin değil, benim evim. Şimdi çekilin."

İkisini de itip içeri girdik. Kendimi şuan çok havalı hissettim.

Arasla geçip ikili koltuğa oturduk. Onlar hala kapının orda ayakta dikilmişlerdi. Büyük ihtimalle daha ne olduğunu kavrayamadılar.

"İyi rol yapıyorsun." dedi aras.

"Partnerim iyi olunca böyle oluyor." dedim

Aras güldü. "Gecenin sonunu merak ediyorum ben. Kavga etmezsek iyi." dedi.

Karşıya baktığımda denizin arelin elini tuttuğunu gördüm. "Sizin kavga etmenize kalmadan ben denizi yolacam merak etme."

Aras "Sakin ol şampiyon onunda zamanı gelecek." dedi.

Onlarda gelip karşımızdaki ikili koltuğa oturdular. Herkes susmuş birbirine öfkeyle bakıyordu. Deniz şuan benim üstüme atlamamak için zor tutuyor kendini, benim gibi. Arelle aras gözlerini kısmış birbirine bakıyor.

Bunlar olurken ayrıyetten benimde karnım gurulduyor. Aç bir insan olduğum için normaldir. "Hadi yemeğe geçelim. Ben acıktım." dedim.

Aras hemen ayaklandı. " Sevgilim acıktıysa hemen geçmeliyiz" deyip kolunu omzuma attı. Beni kendine doğru çekti. Arelle deniz bize öfkeyle bakıyordu. Ne denizi anlıyabiliyorum ne de areli. Tam tencere kapak misali cuk diye oturmuşlar.

Annem yine döktürmüştü. En sevdiğim yemekleri yapmıştı. Sandalyeyi çekip oturdum. Yanıma aras karşıma arel oturmuştu. Herkes sessiz sessiz yemeğini yiyordu ne güzel derken Arel konuştu.

"Derin sen berkle çıkmıyor muydun?" imalı bir şekilde söylemişti.

"Ben berkle hiç çıkmadım. O berkin uydurduğu bir yalandı." dedim omuz silkerek.

"Sende uydun bu yalana yani?"

"Evet" kısa cevaplar vermem onu deli ediyor.

"Bende sana inanmıştım ne kadar aptalmışım öyle." dedi.

Arasa baktım aras bana sakin ol diye fısıldadı. elimden çatalımı bırakıp konuşmaya başladım. "Burda aptal durumuna düşen sen değilsin benim. Sana inanmakla en büyük aptallığı da ben yaptım. En son inanılacak insana en başta inanmam hataydı ama işte insan hata yapmadan neyin ne olduğunu da öğrenemiyor ki. Öğrettiğin için teşekkürler."

Arel bozulmuştu. Sustu konuşmadı ama tabiki onun yancısı konuşmasa olmaz. "Aras siz nasıl başlamaya karar verdiniz derinle." dedi deniz.

"Sen orasını boşver bu bize özel kimseye anlatmak istemiyoruz ama duygumu anlatabilirim. Derini görür görmez herkesten farklı olduğunu anladım. O kimseye benzemiyor herşeyi ona özgü. Düşündüm dedimki bu kız gerçekten aradığım ve bağlanabileceğim tek kız. Arelin ona kötü davrandığını biliyordum. Tam tersi ben ona hep iyi yaklaştım canını yakmak istemedim. O kırılmasın yeter bana." sustu arele döndü baktı. "Onu kimsenin incitmesine izin vermiycem." dedi.

KOLEJ GÜNLÜĞÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin