BÖLÜM 17

15.9K 760 574
                                    


Bir dakika az önce ne dedi o KARDEŞ Mİ? ÜVEY KARDEŞ Mİ?

"Tekrar söyle az önce dediğini." Berk bana bakıp güldü. Gülmesi normal gülünecek yüz ifadem var şuan.

"Şaşırman normal herkes ilk duyduğunda şaşırdı. Kardeşten çok üvey sözüne takıldılar. Sonra okul da herkesin dilinde dolandık. "Oha nasıl, daha neler, üvey kardeşlermiymiş vs." bu tür sözler herkesin ağzındaydı. Ben Arel'i çok severken o bana kin besler kücüklüğümüzden beri beni hiç sevmezdi."

"Neden" diye sordum. Şuan baya ciddi bi konuşma yapıyorduk.

Kafasını eğip güldü. " 7 yıl önce Arel'le dalga geçiliyordu okulda "annesi bunu terk etmiş demekki onu sevmiyor." sözü arel'in kalbine bıçak gibi saplandı. Orda kavga etti o çocukla sonra ceza aldı. Yanına gidip güldürmek istemiştim ama arel beni tüm çocukların önünde yere itti Çok ağırmıştı avuc içlerim ama yine de çıtımı çıkarmadım.  Ama sonra Arel "Herşey senin yüzünden senden nefret ediyorum. Annenide al git. Babam zengin diye geldi o buraya." dedi. Ve daha o yaştayken bana söylememesi gereken bi kaç şey daha. Bana söylediği sözler, arel de olduğu gibi bende de o etkiyi yarattı. Küçükken kendime bi söz verdim. Arel'e dediği sözü yedirtecektim. Ne olursa olsun. Annemin böyle olmadığını gösterecektim." kafasını kaldırdı.

Dolan gözlerindeki yaşlar yanağından süzüldü. Hafifce burnunu çekti. Bana bakmıyordu.

Kafasını gökyüzüne kaldırdı. Bakıp gülümsedi. Diyecek bişey bulamıyordum şuan.

"Ama biliyor musun derin yapamadım. Ona o sözü yedirtemedim. Neden biliyor musun? çünkü annem çekip gitti. Yanımda olması gerekirken gitti. Onun öyle biri olmadığını kanıtlıycakken gitti. Gitmesinin nedeni de o zengin züppenin gereksiz babası."

"Tamam berk sakin ol." Bir anlık gelen hüzün gitmişti yerine öfke gelmişti.

Ayağa kalktı. "O adamdan da çocuklarından da nefret ediyorum. Tüm çocukluğumu ve hayatta güvenip sığınabileceğim tek insanı benden aldılar. Onlara olan nefretim hiç geçmeyecek. Elimde gecen kozları onları mahfedip batırmak için kullanacam."

Şuan berk arel e benzemişti. Tüm vücudunda kin, nefret ve öfke dolaşıyordu. ayağa kalkıp kapıya yöneldi. Bense arkasından bakmakla yetindim.

Olaylar git gide karışıyordu. Nasıl bir okul burası dışardan bakınca mükemmel içine girince facia.

Ben bunları düşünürken yanıma Arel oturdu. Kalkmaya yeltenmedim çünkü şuan ona söylüleyecek sözlerim vardı.

"Derin seninle konuşmamız lazım." dedi

"Neyi konuşucaz beni nasıl ittiğini mi? Bana nasıl bağırdığını mı? Ya da benim nasıl ayağımın çatladığını mı? hııı hangisini ? " Şuan baya sinirlerimi bozmuştu.

"Derin bak özür dilerim. San..."

"Özür dilemene gerek yok Arel. Sana bi hikaye anlatıyım mı?

-Bir varmış bir yokmuş nefret ve sevgi adında iki erkek varmış. Sevgi güler yüzlü sıcakkanlı biriymiş. Nefretse suratı asık ve soğukkanlıymış. Ne sevgi nefreti tanırmış ne de nefret sevgiyi.

Birgün yolları kesişmiş nefret ve sevginin. Nefrette sevgide aynı kıza aşık olmuşlar. Nefret kızı ilk kendinin gördüğünü ve onun olduğunu söylemiş. Sevgiyse bu kararın ona ait olduğunu ama kesinlikle beni seçecek herkes sevgiyi nefrete tercih eder demiş.

Nefret ve sevgi bi süre itişip kalkışmışlar. Kız en son da sitem etmiş. Nefret "kimi şeçiyorsun" diye sormuş. Sevgi "kim olacak tabiki de ben" demiş.

KOLEJ GÜNLÜĞÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin