KOLEJ GÜNLÜĞÜ

BÖLÜM 29

Bu bölüm kötü veya sıkıcı olabilir. Hızlı yazdım. Sadece sizi kırmayıp yetiştirmek için. İyi okumalar 😘

Sinirlerim aşırı bozuktu. Derste arelin suratına bile bakmadım. Arel sürekli dönüp bana bakıyordu. Bir insan nasıl bu kadar kör ve salak olabilirdi. Saf desem değil arelin ki kesinlikle salaklıktı.

Zil çalınca deniz direk yanımıza geldi. Ben ayağa kalktım.Arel oturmaya devam ediyordu. Çıkmama izin vermedi. Denizde kum bende çare tükenmez. Masanın üstüne çıkıp yere atladım. Arel bana kaşlarını çatarak baktı. Bende umursamadan devam ettim.

Bizimkileri kantinde görünce dans ede ede yanlarına gittim.

"Bu mutluluğun sebebini öğrenebilir miyiz bayan Çaki." dedi caner

"Çaki ne alaka gerizekalı?" dedi ada.

"Bak bana ada sen sürekli küfür ediyorsun. Ne istiyorsun lan benden? Bırak peşimi aşık mısın bana? Allah Allah gerçi imkansız tabi de." dedi caner.

Ben senin olmayan beynine sokuyum. İmalat hatası bu çocuk cidden. Ben bununla nasıl arkadaş oldum. Geri iade edemiyor muyuz şunu ya.

"Kesinlikle." dedi ada.

"Neyse konu değiştirme ada. En son nerde kalmıştım. Hah aklıma geldi. Neden bu kadar mutlu geldin bayan çaki?" dedi caner.

"Bazıları gerçekleri, bazıları da gününü görecek o yüzden." dedim gülerek.

Arel gerçekleri öğrenecekti birkaç gün içinde. Denizse ağlaya ağlaya gidecek buralardan.

Caner göz kırptı. "Bu söz iyiydi tuttum kankaa."

"Sabırsızlanıyorum o gün için. Bir an önce şu planı uygulayalım da kurtulalım şu sülükten. Sonra senle arel mutlu olun." dedi ada.

"Kurtulma kısmına katılıyorum da mutlu olma kısmına katılmıyorum. Onu affetmem zor." dedim.

Caner giriş kapısını işaret ederek "Şimdi areli bırakın da kapıya bakın eğlence time." dedi.

Adayla kafamızı kapıya çevirdik. Kapıda bizim mahalledeki kızların hepsi vardı. Bu kesinlikle seda ve eda'nın işi. Bu kızlar arada kafalarını çalıştırıyorlar.

Arelle deniz bahçeye çıkınca planın ilk aşaması uygulamaya kondu.

Aşama 1: Denizi bezdirmek için elimizden geleni yapıcaz.

Tüm kızlar bir ağızdan bağırmaya başladı. Ellerindeki top top kağıtları denize doğru atıyorlardı.

"Sarı çiyan"

"Yılan."

"Çirkin yalancı."

"İki yüzlü."

"Sinsi."

Arkadan biri bizim bile hiç beklemediğimiz bişey söyledi:

"Almanyada yaptıklarını gördüm, duydum. Orda yaptıklarını uygulama sırası şimdi burda mı?" dedi kız.

Arel kafasını çevirip denize baktı. Deniz "Ne saçmalıyorsun?" diye bağırmaya başladı.

"Eski sevgilinden bahsediyorum. Parasını yedin yedin ondan sonra kuzenini seviyorum diyip gittin." dedi kız.

OHAA.

"Lan bu kız hep böyleymiş zaten. İmalat hatası bu. Annesi bunu doğururken malzemeden çalmış. Böyle bir yaratık getirmiş dünyaya." dedi caner denizle arelin duyabileceği bir düzeyde.

Buna katılıyorum. Demek ki her sevgilisine bunu yapıyordu. Bu olaydan sonra arel bize inanmazsa yuh artık.

"Arel ben öyle bir şey yapmadım gerçekten. Bunlar yalan söylüyor. Hepsi derinin oyunu." dedi bana nefret dolu gözlerle bakarak.