Dean'in ağzından:
bizim yazar kızmış ya la. neyse crowley geliyor aq.
" ben crowley'i öldürebilirim. " dedi def. doğru aslında kızda her türlü potansiyel var maşşalah.
biz daha durumu değerlendirmeden odanın içi kırmızı dumanlarla doldu. aha geldi şerefsiz.
" crowley bizi özledin mi aşkım? " dedim. Defne ye güveniyorum valla.
" aslında pek sayılmaz. köpeklerimin özeline girmişsiniz. "birşey anlaamasamda Def'den aldığım güvenle hala crowley'i delirtmeye uğraştım.
" yanımızdaki bebek cehennemin ısısını eksilere. düşürecek. köpeklerine vedalaş." birden popoma vuran Def'le sustum. ama gaz veriyor sandım.
" bu fıstık seni dondurup. müzeye satacak. köpeklerini de... "
" Dean sus. " Dedi Def. crowley bastı kahkahayı.
" hahha sincap ah. bu kız elinizde patladığı için buradasınız. benim evim. benim kuralarım. " konuşması bitince. Defneye WTF bakışlarımı attım. Telepatiyle iletişim kurmayı denedim .
...
BOŞLUK.
crowley kaşlarını kaldırmış bizi izliyor.
" kalıcak yeriniz var mı.?" cehennemin kralı bize merhamet mi gösterecek.
" aslında bizim... " diye girdi cümleye Sam. ama crowley lafını kesti.
"AAA öyle deme küçük Sammy. senin büyümeye ihtiyacın var. daha gelişme çağındasın. "bunu Def'e göz kırparak söyledi.
" size uygun çok güzel bir dairem var. 3+1!" bir anda kendimizi hertarfın siyah güllerle kaplı olduğu bir bahçede bulduk. ev bembeyazdı. birden arkamızda ufacık bir kadın belirdi. sarışın ve mavi gözlü. yüzü bakımlı amma. her halinde 70 lerimde olduğu belli oluyor. memelerini elbisesinin kemerine sıkıştırsaymış hiç değilsen sıkıştırdığı portakallar daha gerçekçi görünürmüş.
crowley'i kendine çekip dudaklarından öptü. öööğğ*kkkkk.
" bu evi kaça bırakırsınaşkım.?"
" 3 wincherter ruhu. "
"onun yerine 300 memur ruhuna nedersin.?"
"bence adil bir anlaşma hayatım. " dedi nene kılıklı iblis. ağzını açtı ve içeri birsürü beyaz duman girdi. işi bitince gözlerini kapattı ve ortalıktan kayboldu. kapı açıldı. içeride ki herşey bembeyaz. hatta o beyazlıkta bazı eşyalar belli olmuyordu. sanki cehennem de değilmişiz gibi. ama içeriden yanık kokusu geliyordu.
" üzgünüm çocuklar cehenneme doğal gaz getiremedik ve kendi imkanlarımızdan faydalandık. " ben ve Sam ağzımız açık bakarken def çıkamayan başladı.
" neden bize iyilik ediyorsun? ayrıca burası leş kokuyor. "
"yardım etmiyorum. ortalıkta gezinipte işleri berbat etmenizden korkuyorum. zaten. cehenneme gelen cennetlik ruhlar Cehennemimin bağışıklığında değişik bir etki yaptı. anlayacağınız cehennemde salgın var. "
" nasıl bir salgın?"
" henüz çözemedik Sam. ama iğrenç espri yapma ve saçı diplerinde kaşınmaya yapıyor. " crowley oldukça üzgün görünüyordu. bir anda yok oldu. bizde 3+1odamıza girdik. Def odaya girdiiğimizden beri konuşuyor. ve ben yaklaşık 20daka önce. onu dinlemeyi bıraktım. fark ettimde. kapı olduğu yerde yoktu.
" hey burada ki kapı nereye gitti?" dedim. cevap yine Defneden geldi.
" yarım saattir bu yüzden crowley e sövüyorum ya Dean." way oruspu. bizi hapsetti. bu arada neden hala telapi kuramadığımı ve mühür işlerinin bu gün işe yaramadığını anlamadım. genelde böyle şeyler düşünürken bizim kanatlı gelir ve cehalet içinde. kalmış bizleri aydınlatırdı. hakkaat lan. biz cehenneme düştük ama nereye işkence görüyoruz nede cezalandıtılıyoruz. cehennem artık bizi takmıyor herallde.. diye düşünürken duyduğum ilginç sesle kafamı çevirdim...
hart hatta hart...
hart. hart.... hart.
Defne iki eliyle başını kaşlıyor.
hart...
hart.
hartt..!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Winchester Mühürü
Fanfiction"Sam bu aletin sesi bile bir arafından çıkıyor dostum. Bak başka bir yol buluruz belkide. Hem o sürtük neden bu kadar önemli ki?" "Cass'i duydun dean. Hayatımız Def'e kilitlenmiş demek hayatımız Def'e kilitlenmiş demektir." "Bana ima yapma!" "Hala...