Def’in ağzından.
Dean banyo yapmaya gitti. Ama Ben çoktan uyumuştum. Bu gün olanlardan çok etkilenmiştim. Daha önce ruh veya hayalet her ne boksa ondan görmüştüm. Ama o adm beni çok korktu. Sabah uyandığımda Dean arkasını dönmüş. Horul horul horluyordu.Kalkıp duş aldı. İçeri girdiğimde Sam gitmiş. Bir not var Sam’den
“Kahvaltı salonundayım. Bu arada paramız bitti.” Ah lanet olsun. Yine mi hırsızlık. Dean hırsızlık yapmak için sürekli beni kullanıyor ve suratıma o iğrenç boyalardan ( makyaj) sürmek zorunda kalıyorum. Islak saçlarımı uyuyan ve konuşmayan ( konuşmayınca daha sevimli) dean’e doğru sallamaya başladım. Saçlarımla ona tokat atarken O hala acayip sesler çıkarıyordu. Oww yanlış bir zamanda uykusunu bölmek çok büyük piçlik olur değil mi? En iyisi onu rahat bırakayım. Ah hayır bu kadar iyi niyetlilik benim bünyeme fazla. Kulağına eğilip Sesimin çıktığı kadar bağırdım. Ve yastığının altındaki bıçağı boynuma dayaması bir oldu.
“Sakin ol şampiyon.Benim biricik düşmanın Def.” Bıçağı tekrar yastığın altına soktu.Başımı güreş pozisyonunda yakaladı ve tek hareketle yatağa serdi.
“Ne düşmanı kızım. Senden olsa olsa turta olur.” Turayı da çok sever.
“İltifat olarak alıyorum.”
“Sam nerde?”
“ Kahvaltıya gitmiş. Bu arada paramız bitmiş Dean.”
“Ah işin var güzelim.Kalk biraz süslen lazımsın sen bize.” Off yine mi? Sam kredi kartı dolandırıcılığı yapıyordu. Dean ise kumar oynuyor. Ama başarılı olamadığında kumar masasında ki diğer oyuncuların Kredi kartlarını ve paralarını çalmak bana düşüyor. Bunun içinde güzel olmam gerek Çünkü kumarhanelere sadece fahişe kılıklı karılar girebiliyor.
“Hiç kıyafetim yok. Makyaj malzemelerim de bitti.”
“Çal o zaman .”
“Ne nasıl?”
“Oraya gidince dışarı çıkan sürtüklerden birini takip edersin ve bobby Tekniklerini konuşturursun bebeğim.” Demek istediği çıkan sürtüğü bayıltıp Üzerindekileri Kendiminkilerle değiştirmem.
“Ahh iğrenç.”
“Biliyorum.”dedi ve pantolonun zerine atletini ve gömleğini giydi. Ben de banyoya gidip üzerimi değiştirdim. Çıktığımda Sam gelmişti. VE dean ağzına yiyecekleri doldurmuştu bile. Bende koşarak:
“YEMEEHHHK” diye bağırdım ve yumuldum.” Sam üstümdekilere bakıp yüzünü buruşturdu.
“ Sana biraz kıyafet almamız gerek.”
“ Para?”
“Ben hallettim. Yaklaşık 5000 dolarımız var. Yani iki hafta daha soygun yapmaya gerek yok.” Ohh. Nasıl rahatladım bilemezsiniz. Dışarı çıkıp Arabaya bindik. Ve en yakındaki AVM’ye girdik. Ohh bütün sevdiğim mağazalar burada var. Günlük kıyafetlerimi aldıktan sonra Kumarhanede giyeceğim kıyafetleri seçmeye geldi. Ama her seferinde Çocuksu şeyler seçtiğim için Dean Bana yardımcı olur.Sürtüklerden anladığı için o tecrübeli sayılır.
“Tata bu nasıl?” Dean gözlerini kocaman açtı.
“ Bak bununla ancak Katolik kiliselerine gidersin.” Üzerimi çıkarıp Mor bir elbise dendim. Etek boyu dizimden iki karış yukarıda ve küçük bir sırt dekoltesi var.
“YA bu?”
“Güzel .hadi diğerini dene.” Üçüncü simsiyah deri bir elbise önü tamamen kapalı Sırt dekoltesi neredeyse iç çamaşırıma kadar ve Aşırı kısa bir etek boyu var.
“ Bu?” Dean Yine gözlerini belertti. Sonrada gözlerini kapattı.
“Çıkart şunu. Kumarhaneye gidiyoruz, kerhaneye değil. Salak.”
“Bencede.”
Sonunuda Beyaz deri kalem etek diz kapağımda ve üzerine kırmızı göğüs dekolteli dar buluz.
“Peki bu?”
“İdare eder. Yeter bu kadar. Giyin gidelim.” Ohh nihayet. Elimizde otuz tane poşetle mağazadan çıktık. Ve bir lokantaya gittik. Deanle çizburger yeme yarışması yaptık. Sam her zamanki gibi ton balıklı salata yedi. İşte günün en acı kısmına geçtik. Hatta en acılı kısmına. DÖVME. HEMDE KOCAMAN BİR TANE!!!
“Sırtının tamamına bu dövmeyi yapmalıyız bence.”
“Ne? Neden? Asla.”
“Korkma Uyuşturacaklar.”
“ha tamam o zaman.” İki koca adam kıs kıs güldüler. Bu hoşuma gitmedi ama hadi bakalı.
Dövme salonuna geldiğimizde gotik bir kadın bizi karşıladı. Kadın Ağzıma bir bez verdi. Ve iğne yaptı.
“Sana uyuşturucu verdim.”
“Allah razı olsun abla.” Ama uyuşturucu pek de işe yaramadı. Gerçi beklediğimden daha az acıdı ama ben yinede çığlık attım. Tam bir saatin ardından işimiz bitti. Ağlamaktan gözlerim kızarmış, bağırmaktan sesim kısılmış halde dışarı çıktım. Sam’in gözleri dolmuş Bana endişeyle bakıyor.
“Çok mu canın yandı? Sana söyledim dean. O daha çocuk bu kadar büyük dövme onun neyine. Kıyamam ben sana” Dedi ve bana sarıldı.
“Hay amına… Sam bırak BENİİİİ!! Ahhhh. Ahhhh.” Dövme sırtımda olduğu için hala sızlıyor. O koca adam üstüme atlayınca da tekrar acıdan gözlerim doldu.
“ Def! Sen iyi misin ? Özür dilerim. Acıtmak istemedim.” Sam’in gözleri hala dolu doluydu.
“Yumuşaklık etme. Çok acıttın hayvan.” Dean Sam’in aksine öcünü almış gibi sırıtıyordu.
“Ne sırıtıyon lan?”
“Açta bakalım. Cesaret yumağı.”
“Evde gösteririm. Espri yumağı.” Arabada arkama bile yaslanamadım. Castial hangi cehennemdeysen lütfen gel. Yalvarırım gel. Çok canım yanıyor. Kafamda Cass’in sesi yankılndı.
“ Üzgünüm Defne. Zevk için yapılan acılara son veremem.” Ben de yüksek sesle bağırdım.
“Seni Oruspu. Ne zevki lan. Psikopat winchesterlar yalama yaptı lan sırtımı” Yine kafamda ses yankılndı.
“Çok üzgünüm.”
“Üzgünmüş. Bok üzgünsün. “ Dean bağırmaya başladı.
“ Ne o acı başına mı vurdu kime saydırıyon?”
“Cass’e?” Otel odamıza geldiğimizde sam’in gömleklerinden birini ters giyip sırtımı açıkta bıraktım. Çünkü bir şey dokunduğunda acayip yanıyordu.Aslında Dean beni dövmemi kıskanmıştı. Ohh kapak olsun sana.Ama Sam hala canımın yanmaması için elinden gelen yumuşaklığı yapıyordu. Yumuşak diyorum çünkü gerçekten bu halleri Gay gibi.
Votelerinizi eksik etmeyin canlarım :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Winchester Mühürü
Fanfic"Sam bu aletin sesi bile bir arafından çıkıyor dostum. Bak başka bir yol buluruz belkide. Hem o sürtük neden bu kadar önemli ki?" "Cass'i duydun dean. Hayatımız Def'e kilitlenmiş demek hayatımız Def'e kilitlenmiş demektir." "Bana ima yapma!" "Hala...