Ağca evden çıktıktan sonra Berfu Hanım hızla salona girdi. Sinirli bir şekilde Atıf Beyin karşısına dikildi.
" Sen nasıl bir babasın? İnsan, oğlunun karşısına geçip iki kelam eder. Neden sustun? Niye gitme demedin? " diye bağırdı. Atıf Bey sakinliğini koruyarak konuşmaya başladı.
" Ne dememi isterdin? Yıllar önce annen Başerlerin oğlu ile nişanlıydı. Daha sonra nişanı atıp benimle evlendi. Başerlerin oğlu da buna dayanamadı kendini öldürdü. Onlarda bunu namus meselesi yaptı mı deseydim? " Berfu Hanım az önceki tavrı bir anda sönmüştü. Atıf Bey haklıydı. Sırf bu yüzden iki kişi ölmüştü. Fakat iki ailede hala hesap peşindeydi. Olanları oğluna anlatsaydı, belki de oğlu da aynı amcası gibi karşılık verebilirdi. Atıf Beyin abisi bu nedenle ölmüştü. Fakat öyle bir süslemişlerdi ki olayı polis bile anlamamıştı. Ya şimdi aynısı oğlunun başına da gelseydi? Atıf Bey Berfu Hanımdan ses gelmediğini görünce oturduğu baş köşeden kalkarak Berfu Hanımın yanına geldi.
" Unutma! Ağca doğduğunda onu bu işlerden uzak tutacağımız konusunda yemin ettik. Bu nedenle ondan saklayabildiğimiz kadar saklayacağız. " dedi kendinden emin bir şekilde. Berfu Hanım onu başıyla onayladı. Atıf Bey karısına sarılarak onu teselli etmeye çalıştı. Bunun zor olduğunu bilse bile. Atıf Bey eline telefonunu alıp çalışma odasına doğru yola koyuldu. Merdivenleri bir çırpıda çıktı. Çalışma odasının önüne gelince hızla kapıyı açtı. İçeri girince kapıyı kapatıp kilitledi. Telefonunun ekranındaki numaraları tuşlayıp Rehayı aradı.
" Reha bir gelişme var mı? " diye sordu sakince.
" Atıf Bey şu anlık bir gelişme yok. Ama-- "
" Ne demek bir gelişme yok ben size bunun için mi para ödüyorum? Bana bak sana bir saat veriyorum. Bir saat içinde hala bir gelişme olmazsa hepinizi kovarım anladınız mı beni. " diye bağırdı ve telefonu kapattı. Çok sinirlenmişti. Ama sinirlerine hakim olması lazımdı. Az önce karısını sakinleştirmişti. Bu durumu öğrenirse sakinleşmesi zor olurdu. Kendini çalışma odasındaki siyah koltuğa bıraktı.
****************
Baş ağrısının en üst seviyede olduğu bir anda uyandım. Ben ne ara bu odaya gelmiştim? Gözlerimi yavaşça araladım. Gözüme gelen güneş ışıkları ile gözlerimi tekrar kapattım. Kapının sert kapanması ile kafamı mecburen kaldırmak zorunda kaldım.
" Oha be oğlum, bu nasıl odaya giriştir. " diye çıkıştım. Yüzündeki saçma gülüşü anlamadım. Ne var der gibi kafamı salladım.
" Dün gece nasıldı? " dedikten sonra pis pis kıkırdadı.
" Dün gece derken? " diye sordum şaşkın bir ifadeyle.
" Oğlum akşam kızla beraberdiniz. Unuttun mu? " diye sordu. Geceyi biraz düşünmeye çalıştım ama tek hatırladığım çok fazla art arda viski bardaklarını diktiğim oldu.
****** Akşamın Hayali ******
Biraz daha düşündükten sonra gözümde bir sahne canlandı. Ayağa kalkıp iki adım attıktan sonra yere düştüm. Ardından sarışın kız yanıma gelip beni kaldırdı.
" Çok fazla içmişsin yakışıklı. Hadi dans edelim. İçmenin tadı böyle daha güzel çıkar. " ve dans etmeye başladık. Kız ilk olarak ellerini boynuma koydu. Elleri yavaşça boynumu okşamaya başladı. Ellerimi beline koydum. Salsa gecesi olduğu için salsa müziğine eşlik etmeye başladık. Salsa müziği kulaklarımız ve bedenimize yayıldıkça kendimizi daha çok kaptırdık. Ellerini ellerime koyup ellerimi kalçalarına doğru indirdi. Bir anda ellerimi kızın kalçalarından çekip kendimi geriye doğru çektim. Kızın kulağına yaklaşıp;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Çıkmaz
ActionKızıl sokaktaki sessizlik Ağcayı şaşırtmıştı. Bu sessizlik siren sesi ile bozulmuştu. Ağca neden Kızıl sokaktaydı? Akabey ailesi Ağcayı kendi islerinden uzak tutmak için yaptıkları tüm kötü işlerden kendilerini soyutladılar. Geçmişin karanlığı er...