( LİDA AKABEY)
" Demek öğrendin. " dedi Berfu Hanım. Lida annesinin kelimeleri karşısında donup kaldı. Bir süre sonra vücudunu esir alan öfkeyle konuşmaya başladı.
" Bunca zaman dedemin yaptığı hata yüzünden mi bana eziyet ediyordun? Bu yüzden mi sevmedin beni? Ya en azından babam için sevseydin beni. " Lida'nın sesi titremişti. Yıllarca onun gibi olmak için uğraşmıştı. Annesi onun idolüydü. Berfu Hanım Lidayı aldırış etmeden, sigarasını masanın üzerinden aldı. Yavaşça dolgun dudaklarının arasına koydu. Çakmakla bir çırpıda sigarayı yaktı. Rahat bir biçimde sigaradan bir nefes aldı. Berfu Hanımın bu rahatlığı Lidayı şaşkına çevirdi.
" Madem her şeyi öğrendin, git ve ait olduğun yerde yaşa bundan sonra. "dedi. Lida bu kelimeler karşısında göz yaşlarına hakim olamadı. Güçlükle olduğu yerden kapıya doğru yürümeye başladı. Kapıyı açıp yavaş adımlarla odasına ilerledi. Kapıyı açıp odasına girdi. Ardından çift kişilik yatağa kendini bıraktı. Eğer zorla evlendiyse, annesi Fırat'ı seviyorsa Lida da Fırat'ın kızıysa neden onu sevmiyordu? Lida düşünceler ile boğuşurken dışarıdan gelen sesler ile kendine geldi. Kendini toplayıp odasından dışarı çıktı.
" Oğlum bak gel oturalım konuşalım nereye gideceksin hem? " dedi. Neredeyse Berfu Hanım Ağca'nın ayaklarına kapanacaktı. Lida bu durum karşısında sinirlenmişti. Ağca ablasını görünce hızla annesinden kurtularak Lidanın yanına geldi. Lida ne kadar Ağcayı kıskansa da Ağca tam tersi Lidayı taparcasına severdi.
" Abla iyi misin? Ağladın mı sen? Ne yaptınız ablama?" diye bağırmaya başladı.
" İyiyim. " dedi sert bir şekilde.
" Abla hadi gel gidelim bu evden. Dışarı çıkıp hava alırız." dedi Ağca. Lida daha fazla konuşmak istemediği için kafası ile onayladı. Odasına girip eşyalarını aldı. Hızla evden uzaklaşmaya başladı. Aklında tek bir soru vardı. Olanları Ağcaya anlatsa onu eskisi kadar sever miydi? Ne olursa olsun ona destek çıkacak birine ihtiyacı vardı. Lida arabaya binerken Ağca ise elinde bir çanta ile kapıda Sultan ile konuşuyordu. Konuşma bitince ise Ağca Sultana sarılmıştı. Hep merak etmişti Lida. Ağca Sultana nasıl anne diyebiliyordu? Ağca hızla arabaya bindi. Arabayı çalıştırıp hızla hareket etti. Uzun sürmeyen yolculuğun sonunda Lidanın çok sevdiği cafeye geldiler. Cubana Cafe Lida için mutluluktu. Üç numaralı masaya oturup her zamanki gibi sütlü sade kahve siparişi verdiler.
" Benden bir cevap bekliyorsun biliyorum " dedi Lida. Ağca gözlerini ablasına çevirdiğin de ablasının gözündeki tedirginliği görmüştü resmen.
" Abla sen ne zaman istersen o zaman anlatırsın. " dedi Ağca.
" Atıf benim öz babam değilmiş. " dedi. Ağca yudumladığı suyu neredeyse püskürtecek gibi oldu.
" Ne? " diye devam etti. Sesi baya yüksek çıkmıştı. Etraftaki masaların dikkatini çekmişti bir anda Ağca. "
" Duydun işte " diye devam etti kendinden emin bir şekilde. Ağca sadece Lidayı dinliyordu.
" Fırat Başer biyolojik babam" diye devam etti Lida. Başer kelimesini duyunca Ağca beyninden vurulmuşa döndü. Yavaş yavaş her şey yerine oturmaya başlamıştı. Lida Bildiklerini Ağcaya anlatmaya devam etti. Ağca ise soluksuz ablasını dinledi. Sonunda kahveleri masaya gelmişti. Ağca ise donup kaldı. Bu onun sahilde gördüğü kızdı. Bir kez daha karşısındaydı. O güzelim gülümsemesi, kırmızı dalgalı saçları, ve her biri birbirinden şirin çilleri ile karşısındaydı. Arsal ilk gördüğünde Ağcayı tanımamıştı. Ağcanın bakışlarını üstünde hissedince Ağcaya dikkatlice baktı. Bir anda istem dışı yerinden sıçradı. Ağca ise bıyık altından gülmeye başlamıştı bile. Lidanın görmedi anda Arsala göz kırptı.
" Ne yapıyor bu kaslı kalas " diye konuştu.
" Kimmiş o kaslı kalas bakayım " dedi Leyla Hanım. Leyla Hanım Arsalın yeni çalışmaya başladığı cafenin yani Cubana Cafe'nin sahibiydi. Tekrar sıçramıştı Arsal.
" Leyla Hanım özür dilerim. Hemen işime geri dönüyorum. " dedi bir çırpıda.
" Arsalcım sakin ol. Ben gaddar bir patron değilim " dedi gülümseyerek. O kiraz dudaklarında ki gülümseme sıcak ve samimiydi.
" Ağcadan mı bahsediyorsun yoksa? " diye sordu Leyla Hanım. Arsal bir anlamamış gibi bakınca Ağcayı işaret etti.
" İsmi Ağca mı? " ağzından kelimelerin nasıl döküldüğünü anlamamıştı bile. Leyla Hanım kıkırdamaya başladı.
" Sakın bana Ağca Akabeyi tanımadığını söyleme " dedi. Hayır anlamında kafasını iki yana salladı. Nereden bilecek ti ki? O İzmir'e daha yeni taşınmıştı.
" Ağca Akabey, Akabey ailesinin en küçük ferdi. Ailesi baya zengin. " diye devam etti.
" Ben çöpleri çıkartayım o zaman " dedi Arsal hızla mutfağa ilerleyip çöpü eline aldı. Söylene söylene cafenin arkasındaki çöp konteynerine doğru ilerledi.
" Salak Arsal ne diye kendine hakim olamıyorsun ki. Hepsi o kaslı kalasın yüzünden. " diye kendi kendine söylenmeye devam etti. Elindeki çöp poşetini atıp ellerini birbirine çarparak temizledi.
" Kimmiş bu kaslı kalas" diye söze atladı. Arsal her defasında olduğu gibi tekrar yerinde sıçrayıp yüksek sesle bağırdı. Hemen Arsalın ağzını kapattı.
" Sakin ol! Benim " diye devam etti.
" Senin burada ne işin var? " diye konuşmaya başladı Arsal.
" Tanışmaya geldim. Ben Ağca Akabey. Peki siz matmazel?" diye sordu.
" Ne münasebet, sen kimsin de benimle tanışmak için geldin! " diye sertçe çıkıştı.
"Ağca Akabey dedim ya. " diye kıkırdadı ağca.
" Çattık ya. Derdin ne senin ne istiyorsun? " diye sordu Arsal. Arsal aynı zamanda yürüyerek cafeye girmeye çalışıyordu. Ağca ise fazla ısrarcıydı.
" Sadece ismini istiyorum. " dedi önünü keserek.
" Söylersem beni rahat bırakacak mısın? " diye sordu. Olduğu yerde durdu. Gözlerini daha yakından görmesi onu biraz etkilemişti.
" Kısmen diyebiliriz. " diye devam etti.
" Arsal Kaya. Oldu mu şimdi beni rahat bırakacak mısın?" diye sordu Arsal. Hızlı bir hamle ile Ağca Arsalın elini kavrayıp dudaklarına götürdü.
" Çok memnun oldum Matmazel." Diye devam etti. Arsal elini çekip yürümeye başladı. Arkasına bile bakmadan cafeye girdi.
"Arsal Kaya sıra sende. Şimdi sen tanıştığına memnun olacaksın. "
( ARSAL KAYA )
Herkese Merhaba Yepyeni bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz sizleri seviyorum XOXO
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Çıkmaz
ActionKızıl sokaktaki sessizlik Ağcayı şaşırtmıştı. Bu sessizlik siren sesi ile bozulmuştu. Ağca neden Kızıl sokaktaydı? Akabey ailesi Ağcayı kendi islerinden uzak tutmak için yaptıkları tüm kötü işlerden kendilerini soyutladılar. Geçmişin karanlığı er...