Bölüm 3

64 6 0
                                    

Lana Del Rey - Blue Jeans ile birlikte okuyabilirsiniz. Medyada Ilena'nın resmi var. Keyifli okumalar!

Gecenin karanlığı iyice üzerlerine çökerken arabanın arka tarafında oturan genç kız kulaklıklarını taktı. Bir yolculuk daha ne kadar sıkıcı olabilir diye öğrenmek için ailesiyle küçük bir gezintiye çıkmak yeterliyken, 8 saattir yolda olmak hiç çekilmiyordu.

Kulaklarında Lana Del Rey çalarken dışarıya baktı Ilena. Geceyi hep severdi. Sabahtan, güneşten çok karanlığı sevmişti. Ay, dolunay halindeydi. Yolun düzgün ve virajsız bir otoban olmasına karşın arabanın arkasında midesi bulanıyordu. Ne olmuştu ona öyle? Ilena yolculukları severdi ve hiç sıkıntı yaşamamıştı şimdiye kadar. Öyle en ufak virajda kusan insanlardan değildi. Şimdi ise tüm o mide bulantısı geçiren garipsediği insanlar ondan intikam alıyordu sanki.

Yavaşça doğrularak annesine baktı. Uyumuştu. Sürekli konuşan, kulaklığı isteyen kardeşi bile uyumuştu. Bir tek Ilena ve babası uyanıktı. Zaten yolculukta konuşan, muhabbet eden birisi değildi. Aslında, normal zamanda bile doğru düzgün konuştuğu ya da bir şeyler anlatabildiği tek kişi vardı: Aria. Mp3 çaları kulaklıkları kulağından çıkarmadan koltuğun kenarına bıraktı. Ön koltuğun arka tarafında bulunan cebe elini soktu. El yordamıyla telefonunu bulmaya çalıştı. Su şişeleri, ıslak mendiller, peçeteler, kardeşinin küçük ıvır zıvırları ve kraker kırıntıları arasında büyük çaplı bir kazı çalışması ardından telefona benzer bir şey eline değdiğinde hevesle kendine çekti. Sonunda bulmuştu. Ekran kilidini açıp mesaj bölümüne baktı. Mesaj bölümü de, boş boş ona baktı. Aria’dan mesaj falan yoktu. Saat geç olmaya başlamıştı zaten. Belki de uyumuştur diye düşündü Ilena. Ne de olsa Aria yemek yedikten sonra uyur, kalkar tekrar yemek yer ve yine uyurdu. Onu ayakta tutabilmek için Ilena’nın 23 mesaj atması ve 17 arama yapması gerekiyordu. Zaten birbirlerinde yatıya kaldıkları zaman saat 12’de uyuyakaldıkları çok olurdu. Bir süre sonra sızar ve sabaha kadar uyanmazlardı.

Telefonu oflayarak tekrar koltuk cebine attı ve kafasını cama yasladı. Karnından sesler gelmeye başlamıştı. Yaşasın, artık canı sıkılan, midesi bulanan, yalnız bir kız olmakla kalmayıp, bir de açtı. Durmak için yalvarma vaktiydi.

“Bir yerlerde dursak olmaz mı?” dedi babasına şirin gözükmeye çalışarak. “Acıktım.”

“Otobandan birazdan çıkarız. Yol kenarında bir lokanta var. Orada dururuz, dayan biraz.” Dedi babası.

Ilena sıkıntıyla arkasına yaslandı. Yaz tatilinde, iki ay boyunca sürekli yolculuk ederlerdi. Ilena buna bayılırdı. Özellikle de yolculuklara. Ama bu yolculuğa değil. Nedensiz bir şekilde keyif almıyordu bu sefer. Yine dışarı baktı. Kulaklıklar hala kulağındaydı. Dolunay gerçekten güzeldi. Yolun etrafı ağaçlarla çevrilmişti. Bir süre sonra ağaçlar dolunayı görmesini engelledi. Yol kenarındaki çizgilere baktı Ilena. Hızlandıkça birbirlerine karışıyor ve tek bir çizgi gibi görünüyorlardı göze. Yolda pek bir ışık yoktu. Geceyi dolunay dışında aydınlatan tek şey araba farları ve mp3 çaların ekran ışığıydı. Arabanın yanından beyaz bir BMW inanılmaz bir hızla geçti.

Kardeşinin kolunu eliyle dürttü.

“Kalk. Birazdan duracağız.”

“Yaaa…” dedi uykunun sersemliğiyle.

“Bir şeyler yiyeceğiz. Kalk hadi!” Bu sefer daha sert bir şekilde itti kardeşini. Yavaşça başını kaldırdı ve etrafa baktı.

“Aaaa.. Karanlık olmuş!” dedi şaşkın şaşkın.

“Öğlenden beri 10 saat uyuyunca genellikle akşam olur, süper zeka!” Gerçekten de sinirini bozuyordu. Tüm yol boyunca uyur, uyanık olduğunda da kulaklık için savaşırdı.

Young WitchesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin