Bölüm 4

61 3 0
                                    

Medyada Aria'nın resmi var. Ayrıca Bea Miller - Fire N Gold ile birlikte okuyabilirsiniz! Umarız beğenirsiniz. Oy ve yorum yapmanız bizi mutlu eder :) 

Yirmisine yeni basmış adam gürültülü ayak seslerini duyunca gözlerini yavaşça açtı. Onu ailesine götürecek olan uçağı çoktan kaçırmış ve uyuyakalmıştı. İçindeki tüm sıkıntıyı atmak istercesine dışarıya nefesini verdi. Yeterince şansız bir günken, bir de uykusundan uyandırılmak hiç iyi gelmiyor insana, diye düşündü genç adam. Onu uykusundan uyandıran ayak seslerinin geldiği yere baktı. Endişeli iki genç kız ve soğukkanlı gözükmeye çalışan saçları kırlaşmış bir adam. Uçağa yetişmeye çalıştıkları her hallerinden belliydi. Hızla koşuyorlardı ve ayak sesleri tüm havaalanında yankılanıyordu. Umarım sizin gününüz daha iyi geçer diye mırıldandı genç adam tekrar rahatsız koltuklarda uykuya dalmaya çalışırken...

***

Aria hızla koşarken gözleri havaalanını tarıyordu. Koltukların üzerinde yatan genç bir adamın yanından geçerken düşündü. Muhtemelen genç adam ya uçağı kaçırmış, ya da uçağın gelmesini bekliyordu. Şu sıralar gördüğü insanlar hakkında yorum yapmayı alışkanlık haline getirmişti. Hayatları nasıl gidiyor ve şu an ne düşünüyorlar diye merak ederdi. Peki, insanlar ona bakınca ne düşünüyorlardı? Hiçbir fikri yoktu. Bir gün öğreneceğini düşünerek koşmaya devam etti.

Havaalanı oldukça büyük olmasına rağmen pek kişi yoktu. Onlarca işaret vardı. Hepsinin altında farklı dillere çevirisi yazıyordu. Yine de bir insanın koşarken bunları okuyabilmesi mümkün değildi. Ilena görevlinin olduğu masaya geldiklerinde ancak çarparak durabildi. Aria ve Doug da nefes nefese kalıp durmuşken Doug aceleyle görevli kadınla konuşmaya başladı.

"New Jersey uçağı. Kapıların kapandığını söyleme bana!"

Kadının uykulu olduğu belliydi. Hayattan bıkmış ve altlarında mor halkalar oluşmuş gözlerini devirdi ve klavyesinde birkaç tuşa bastı. Kafasını kaldırarak monoton bir sesle;

"İsimler?" diye sordu.

"Ben Colin Jones. Bunlar da Lydia ve Julia Jones." Dedi nefes nefese kızlara havaalanının girişinde attığı bakışın aynısını atarken.

"Uçağın kapılarının kapanmasına iki dakika var. O yüzden yeniden koşmaya başlasanız iyi edersiniz Bay Jones." Dedi ve biletleri uzattı.

Uçağa geç kalmadıklarını duyan Aria ne zamandır tuttuğunu bilmediği nefesini dışarıya verdi. Rahatlaması uzun sürmeden Doug iki kızın da bileklerini koparırcasına tutup arkasından sürüklemeye başladı. Ilena ve Aria Doug'un ellerinden kurtulur kurtulmaz aynı hızda koşmaya devam ettiler. Sonunda, diye düşündü Aria. Sonunda iyi bir şeyler...

***

D1, D2, D3 koltuklarına sırayla yerleşirken üçü de yorgunluktan, uykusuzluktan ölmek üzerelerdi. Ilena Aria'ya baktığında endişeli bir ifade gördü.

"Neyin var?"

"Boş ver. Heyecan işte..."

"Yok yok, bu normal heyecanlı Aria değil. İyi tanıyorum seni. Neyin var söylesene?" dedi ısrarcı bir şekilde Ilena.

Aria sertçe kafasını koltuğa yasladı ve fısıldayarak;

"Daha önce hiç uçağa binmedim." Dedi. Ilena şok olmuş gibi görünmüyordu ama Doug öyle değildi. Eğilerek Aria'ya baktı.

"Daha önce uçağa binmedim de ne demek? Söyleseydin, başka bir yol bulurdum be kızım! Neyse, korkacak bir şey yok. Hissetmeyeceksin bile. Uyumaya çalış." Dedi Doug.

Young WitchesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin