Kütüphane

60 7 0
                                    

Hava kararmıştı. Ne yazık ki ayrılma zamanımız gelmişti. Beni eve bırakmak istedi. Benimle bizim eve kadar yürüyecekti. Hem de evimi öğrenmiş olacaktı. Birazcık daha da olsa beraber olacağımız için mutlu olmuştum. Sokağımıza geldiğimizde adımlarımı yavaşlatıyordum. O da bunu farketmişti. Hoşuna gitmiş olmalıydı ki havalı bir yan gülüş atmıştı benim baktığımı farketmeden. Ayrılmak istemiyordum. Bebek gibi mızmızlanıyordum, o da bana gülüyordu. Aynı filmlerde olduğu gibi, ben apartmana girmeden önce sırılsıklam âşık bir şekilde bana bakarak bugün için teşekkür etti. Altımızda yalnızca bir arabamız eksikti. Benim utancımdan gösteremediğim bütün hislerimi Jimin bana gösteriyordu. Evet, ben onu ararken kendimi bulmuştum.

Apartmana girdikten sonra yukarı çıkmadım. Merdivenlerin arkasına saklandım, onun gitmesini bekledim. Eve gitmeyecektim. Planımda onu takip edip evini öğrenmek vardı. Yavaş yavaş çıktım ve o sokağın başından döndükten sonra ben de hızlanmaya başladım. Ne harika bir şanstı ama! Tam ben kaldırımın ortasındayken yanımdaki bebek arabasındaki küçük, sevimli bir bebek şımarıklık yaparken çığlık attı... Jimin birden dönüp arkasını baktı. Neyse ki bu saatlerde buralar çok işlekti. Uzun boylu, biraz da geniş bir adam geçti tesadüfen önüme. Çok gergindim. Telaşlanmışcasına adımlarını hızlandırdı Jimin. Ne olduğunu anlayamadan koşuyordum ben de peşinden. Birden gözlüğümün onda kaldığını farkettim. Ah o kadar harika duruyordu ki. " Her neyse şimdi sırası değil. " dedim içimden ve hayranlığımı bir kenara bıraktım. Aramızda biraz mesafe olsa bile peş peşe koşuyorduk. Heyecanlanmıştım. Yola devam etmek yerine aniden kütüphaneye giriverdi. Ben de durdum ve tökezledim, az kalsın düşüyordum. Anlam veremedim, bana eve gideceğini söylemişti. Kesin hemen bir kitap ödünç alıp çıkar diye düşündüm. Kütüphanenin yakınlarında pek kalabalık olmayan bir yerde beklemeye başladım. Bu arada onun ne kadar hızlı koştuğunu farkettim. Kaç saattir yürüyorduk nereden geliyordu bu enerji? Ben hemen de yorulmuştum. Beklemeye devam ettim.

Uyandığımda her yer kapkaranlıktı. Bütün dükkanlar kapanmıştı. Ben de yorgunluktan kaldırımın kenarında uyuyakalmıştım. Saatin 00.45 olduğunu gördüm. Kütüphanenin kapanma saati çoktan geçmişti sanırım. Jimin'i kaçırdığım için çok üzgündüm. Şuan yapabileceğim tek şey eve gitmekti. Uykulu bir şekilde kalktım ve eve doğru yürümeye başladım. Kütüphaneye baktım. Kapanmıştı. Kapısı şeffaftı o yüzden karanlık bile olsa az çok içerisi görünüyordu. Uykudan gözlerim doğru dürüst görmüyordu bile. Kütüphanenin içinde parlayan bir şey çarptı gözüme. Önemli bir şey olmadığını düşündüm. Sonra gözlerimi ovuşturdum ve bir daha baktım. Parlayan şey benim gözlüklerimdi. Unutulmuşa benzemiyordu. Çok düzgün bir şekilde girişteki masada " danışma " yazan tabelanın yanına konulmuştu. Jimin'e olan güvenim sonsuzdu. Yaptığından en ufak bir şey anlamamıştım. Fakat onun bir bildiği olduğuna emindim. Olayın üstüne daha fazla gitmeyerek eve doğru yürümeye başladım. Böyle tuhaf bir olay karşısında tepkisiz kalmam ona olan bağlılığımdan ve güvenimden kaynaklanıyordu. Onu uzun zamandır tanıyor gibiydim. Yapacağı bütün tuhaf şeyleri doğal karşılayacaktım sanırım.

Sabah yine erkenden uyanmıştım. Artık hiçbir sabah uyuyamıyordum. Kahvaltıdan bir kaç saat sonra kafeye gitmek istedim nedense yine. Sanki uzun zamandır kendi düşüncelerimle baş başa kalmamıştım. Bunu özlemiş olmalıydım. Hazırlandım. Aynaya baktığımda görünüşümü çok basit buldum. Bütün kıyafetlerimi değiştirdim, en sevdiğim küpelerimi taktım. Saçlarımı açtım. Kabarık saçlarımı sevmeye karar vermiştim bugün. Hazırlandım ve aynaya baktım. " Neden saçlarımı sürekli düzleştirmeye çalışıyorum ki ? " diye düşündüm. Kabarık saçlarım gerçekten çok güzel görünüyordu. Acaba bugün saçlarım mı güzelleşmişti, yoksa Jimin bana kendimi mi sevmeyi öğretiyordu ?

Kafeye yaklaşmıştım. Şaşırdım. Aynı zamanda çok mutlu oldum. Utangaç biri olmasam sevinçten çığlık atabilirdim. Jimin kafeye gelmiş, beni bekliyordu. Sözleşmemiştik bile buluşmak için. Sözleşmeden buluşsak bile ikimizin yeri olan süs havuzuna gitmesi gerekirdi. Buraya geleceğimi hissetmişti sanırım. Evet, ben onu ararken gerçekten kendimi bulmuştum. Ona geldiğimi belli etmeyerek uzaktan fotoğrafını çektim. Onunla olan en özel anlarımı, en özel hissettiğim anları gizlice kaydedecektim bundan sonra.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
dreamerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin